Uyuşturucu çeteleri çocukları kurye olarak kullanıyor

Uyuşturucu kullanımı günbegün artıyor. Polis tarafından göz yumulan ve rüşvet ilişkisi kurulan çeteler çocuklara da kuryelik yaptırıyor, böylece okullara da uyuşturucu sokuluyor.

UYUŞTURUCU ÇETELERİ

Türkiye'de özellikle yoksul mahallelerde uyuşturucu kullanımı 7 yaşına kadar düştü. İlkokul çağına kadar düşen uyuşturucu kullanımında temel etkenler yoksulluk, aile ve toplum baskısı ve özel savaş politikaları olarak ön plana çıkıyor.

Her ne kadar Türk Emniyet Genel Müdürlüğü uyuşturucu kullanımında başlangıç ortalamasının 21 yaş olduğunu açıklasa da özellikle yoksul mahallelerde uyuşturucu kullanım yaşı ilkokuldaki çocuklara kadar düşmüş durumda.

YOKSUL MAHALLELER ÇETELERİN HEDEFİNDE

Yoksul mahalleler, devrimci dinamiklerin yoğun olması ve belli dönemlerde büyük ayaklanmaların yaşanmasından dolayı her dönem devletin hedefi haline gelen bölgeler oldu. 15 Temmuz 2015'teki iktidar içi çatışmalar sonrası bu mahallelere yönelen iktidar, iç hesaplaşması sonrası eline geçen fırsatı değerlendirerek, devrimcilere ve yurtseverlere yönelik geniş çaplı operasyonlar gerçekleştirdi. Bu operasyonlar sonrası uzun yıllar Kürdistan’da uygulanan özel savaş politikaları bu sefer Türkiye’de yoksul mahallelerde uygulanmaya başlandı.

İstanbul’da Gazi, Okmeydanı, Kanarya, Hacı Ahmet, 1 Mayıs gibi yoksulların, Alevilerin, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeleri kendilerine seçen çeteler, buralarda barınmak için özellikle gençleri ve çocukları kendilerine bağlamaya çalışıyor. İstanbul genelinde satılan uyuşturucunun çoğu bu mahallelerde satılıyor.

Son dönemde artış gösteren uyuşturucu kullanımının izlerini İstanbul’un yoksul mahallelerinde sürmeye çalıştık. Konuştuğumuz kişiler, güvenlikleri ve çetelerden çekindikleri için isimlerinin yazılmasını ve fotoğraflarının çekilmesini istemedi.

Çeteleşmelerin önünün açıldığı mahallelerde iktidar çetelerin bütün işlerine göz yumarak, mahallelerde yozlaşmanın önünü de açmış oldu. Uyuşturucunun girdiği mahallelere fuhuş da girdi. Devrimcilerin nefes almasının dahi engellendiği yerlerde çeteler arkalarına aldığı devlet gücüyle her şeyi yapmaya başladı. Uyuşturucu ilk olarak gençlere, sonrasında her yaş grubuna ulaşmaya başladı. Bir süre sonra ise artık sokak köşelerinde uyuşturucu satmak yerine sanal medya uygulamaları ile siparişler direkt adreslere götürülmeye başlandı. Çeteler yakalanmamak, güvenli bir şekilde uyuşturucu maddeleri adreslere ulaştırmak için bir süre sonra çocukları kullanmaya başladı.

ÇOCUKLAR KURYE OLARAK BAŞLIYOR

Çocukların çeteler ile ilişkisi de bu şekilde başladı. Yaşanan polis operasyonlarından korunmak için kendilerine çıkış yolu arayan çeteler için en güvenli seçenek olarak çocukları kurye olarak kullanmaya başladı. Özellikle ilkokul çağındaki çocuklara yönelen çeteler, polisin çocukları aramaması, çocukların ise her yere rahat girmesi sonucu mahallelerde uyuşturucu dağıtımını bu şekilde yürütür oldu.

Çocukların uyuşturucu serüveni bir süre sonra uyuşturucu kullanımlarının da önünü açtı. Kuryelerin sistemi ise çok basit bir denklem üzerinden gidiyordu. Her götürdükleri paket üzerinden belli bir pay alan kuryelerin kazandıkları paralar bazen bir gün içinde binlerce liraya kadar ulaşıyordu. Ancak burada çeteler belli kriterler üzerinden çocukları kendilerine kurye yapıyor. Özellikle ailevi sorunları olan, yoksulluk içerisinde büyüyen çocuklar hedef alınıyor. Kurye yaptıkları çocuklar ile ilgili sorun yaşamamak için de baba ya da annesi olmayan çocukları veya göçmen çocuklarını daha çok kullanıyorlar. Zaten aile içerisinde sorunlu bir yaşam süren çocuk, bir anda kendini hiç beklemediği bir para kaynağının ortasında bulduğu için kuryelik yapmayı hemen kabul ediyor.

SOKAK KURYELİĞİNDEN OKULLARA TAŞIMAYA

Kuryelik ile başlayan tanışmanın bir adım sonrası ise yine yaşadıkları aile ve arkadaş ortamındaki çarpık ilişkilerden dolayı uyuşturucu ile sürüyor. Çetelerin büyümesi ve uyuşturucunun ilkokullara girişi de tam da bu süreçte gerçekleşiyor. Uyuşturucu değil ancak yapıştırıcı maddeler kullanan ilkokul çocuklarına uyuşturucu haplar da çevrelerinde kuryelik yapan kendi yaşıtları tarafından veriliyor. İlk uyuşturucu deneyimi uçucu yapıştırıcılar olan çocuklar, ardından metanfetamin gibi kimyasal uyuşturuculara yöneliyor. Çocukların metanfetamine yönelmeleri ile çetelerin okullara uyuşturucu madde sokmaları da sağlanmış oluyor.

İlkokullara uyuşturucunun girmesi ise birkaç yol ile oluyor. Bunlardan en çok kullanılanı ilkokullar içerisinde bulunan kantinleri işletenler üzerinden oluyor ki zaten uyuşturucu yoğun olarak kantinlerde satılıyor. Özellikle son 10 yıl içerisinde okullarda açılacak kantinler ile ilgili yapılan ihalelerde ve okullara alınan görevlilerde güvenlik soruşturmalarının yapılmaması, okullara adli birçok suç kaydı olan çok sayıda kişinin de girmesini beraberinde getirdi. Özellikle uyuşturucu satışı, temini ya da cinsel taciz, cinsel istismar suçlarından suç kaydı olan onlarca kişi bu şekilde okullarda çalışmaya başladı. Bu şekilde özellikle fuhuş ve uyuşturucu çetelerinin okullara girmesi de daha rahat oldu.

Kantinciler ve görevliler eliyle içeriye uyuşturucunun girmesi bir süre sonra sıkıntılı hale gelince bu sefer de dışarıda kullandıkları çocuk kuryeleri devreye sokan çeteler, okullara uyuşturucuyu çocuklar ile sokmaya başladı. Uyuşturucu maddeyi çocuklarla gönderirken de belli güvenlik önlemi alan çetelerin sıklıkla kullandığı yöntem ise beslenme çantaları oldu. Evde hazırlanan yemeklerin arasında konulan uyuşturucu paketleri, beslenme çantaları üzerinden okullara sokulup, orada bulunan görevlilere teslim ediliyor ve oradan da satışa sunuluyor.
Beslenme çantaları dışında en çok kullanılan yöntem ise kantinlere gelen malzemelerin içerisine konulması oldu. Burada, özellikle kantinlerde satılan kek, bisküvi paketlerinin için sokulan uyuşturucular, bu şekilde okul önlerinde yapılan aramalardan da geçerek içeriye sokulup, oradan da kantini işleten kişi tarafından çocuklara satılıyor.

ÇETELERE KURYELİK YAPANLAR ANLATIYOR

7 yaşında uyuşturucu kuryeliği ile çetelerle tanışan ve sonrasında bir dönem uyuşturucu da kullanan A.T.’nin anlattıkları çetelerin nasıl bir ağ oluşturduğunu ve bu ağı korumak için yapabileceklerinin bir sınırının olmadığını da gözler önüne serdi. Babasız büyüyen, daha 3 yaşında iken babası tarafından terk edilen A.T, 7 yaşında bir iş yerinde çalışmaya başlayarak hem okul harçlığını kazanmaya hem de annesine yük olmamaya çalışırken, aynı yıl içerisinde oturduğu bölgeden Ali olarak tanıdığı biri tarafından çeteyle ilk temasını sağlıyor. A.T. o günü şöyle anlatıyor:

“O gün 'Ali abi' dediğim kişi benim yanıma geldi ve bir işinin olduğunu, elindeki paketi de birkaç sokak ötede bir eve götürüp, oradan da 5 bin lira alıp kendisine getirmemi söyledi. Ben de yaptım. Parayı getirdiğimde bana bin lira verdi. Bu senin hakkın dedi ve gitti. Hayatımda ilk defa bu kadar büyük miktarda bir para görüyordum. Birkaç gün sonra Ali abi yine yanıma gelerek aynı şekilde bir paketi başka bir yere götürüp, oradan alacağım paketi de ona getirmemi söyledi. Ben de dediğini yaptım, bu sefer ise bana daha fazla para verdi. Ben bu sefer sorduğumda da isterse böyle işler yapıp, daha çok para kazanabileceğimi söyledi. Ben de kabul ettim çünkü tamircide çalışıyordum ve çok yoruluyordum. Derslerime de çalışamıyordum. Çetenin kuryeliğini yapmaya böyle başladım. Bazen oluyordu gün içerisinde elime 5 bin lira para geçiyordu. Ne kadar çok paketi sorunsuz götürebilirsem o kadar çok kazanıyordum."

‘DAYIM BENİ KURTARDI, MAHALLEDEN TAŞINDIK’

Üç ay gibi kısa bir süre içerisinde 50 bin TL’ye yakın bir para biriktirdiğini söyleyen A.T., bir süre sonra paketlerde ne olduğunu sormaya başladığını ve ona paketleri veren kişilerin paketlerde ne olduğunu söylediğini, sonrasında da kendisinin de bu haplardan kullanmaya başladığını söyledi. Ancak A.T.’nin uyuşturucu hapları kullanması kısa sürdü.

Her paket taşıdığında belli bir miktar para alan, kısa bir süre içerisinde çok parası olan A.T.’nin çeteden kurtuluşu da bu paraların ortaya çıkması sonucu oluyor. Annesinin sakladığı parayı bulduğunu ve bundan dolayı da kavga ettiklerini söyleyen A.T., “Annem ile kavgamız sonrası dayılarım eve geldi ve bu parayı nasıl aldığımı bana sordu. Ben de onlara nasıl kazandığımı anlattım ancak paketlerde ne olduğunu söylemedim. Söylemesem de dayım paketlerde ne olduğunu anlamıştı. Anneme halledeceğini söyleyip evden çıktı ve bir süre sonra aynı gün içerisinde eve gelip birkaç gün içerisinde bu evden çıkacağımızı ve başka bir mahalleye taşınacağımızı söyledi. O günden beridir de kimseyi görmedim, kimseyle bir ilişkim olmadı” dedi.

‘BABAM KURYELİK YAPMAMI DESTEKLEDİ, PARAMA EL KOYUYORDU’

Kendisi gibi onlarca çocuğun olduğunu ve bu çocukların çoğunun da ailesi ile sorunları olan ya da evden kaçmış çocuklar olduğunu söyleyen A.T.’nin ismini söylediği ve tanıştığımız başka bir çocuk S.Ç. ise halen çeteler için kuryelik yaptığını ancak uyuşturucu içmediğini söyledi. Aile içerisinde her gün şiddetin olduğunu, babasının hem annesini hem de kendisini her gün dövdüğünü söyleyen ve şu an 9 yaşında olan S.Ç., aileden görmediği ilgiyi gördüğü için çeteler ile ilişkilendiğini, orada belli bir saygı gördüğünü dile getirerek şöyle devam etti:

"Ben ilk olarak evlere paket taşıyarak bu işe başladım. Sonrasında benim yaşıtım olan çocuklara da tek tek hap verdim. Bir süre sonra ise okuduğum okula paket götürmemi istediler. Ben de okula götürüp, orada bulunan temizlikçiye paketi bırakıyordum ama yine okul sonrası evlere paket götürmeye devam ediyordum. Daha sonra başka okullara da paket götürmeye başladım. 7 yaşından beri bu işi yapıyorum. İlk yıllar kazandığım parayı ailemden nasıl saklayacağımı çok düşündüm, bir süre anneme parayı verdim. Sonra annem durumu babama söyleyince babam beni dövmek yerine kazandığım paraları her gün kendisine getirmemi söyleyince ben de evden kaçtım. Evden kaçtığımda 8 yaşındaydım. Çetedekilerin bulduğu bir evde kalıyorum. Babam beni çok aradı ama beni ona vermediler. Burada ailemden görmediğim sevgiyi ve saygıyı görüyorum!"

Bazı okullarda artık tanındığı için başka yollarla içeriye uyuşturucu maddeleri soktuğunu belirten S.Ç., hap kullandığını bildiği bazı çocukların beslenme çantalarına uyuşturucuyu koyup içeri soktuklarını, bu çocuklara da günde 1 tane olmak üzere bedava hap verdiğini belirterek, bu şekilde birçok okula uyuşturucu hap soktuklarını dile getirdi.

'POLİS RÜŞVET ALIYOR VE GÖZ YUMUYOR'

Konuştuğumuz mahalle halkı ise bu işlere aslında polisin göz yumduğunu, polisin özellikle ilkokul ve ortaokullara uyuşturucunun nasıl girdiğini bildiğini, istese hemen engelleyebileceğini ancak çetelerden rüşvet aldıkları için bunlara göz yumduklarını, bazen göstermelik bazı operasyonlar yaptıklarını söyledi.

Kendi çocuklarını uyuşturucudan korumak için her gün eve geldiklerinde üstlerini aramak zorunda kaldığını söyleyen bir mahalleli, kısa yoldan para kazandıklarını, hatta bazı ailelerin çalışmayı bile bırakıp çocuklarının getirdikleri paralar ile geçindiklerini belirtirken, devrimcilerin yokluğunun belli olduğunu da sözlerine ekledi.