Wan Emek ve Demokrasi Platformu: AKP ülkeyi gaspla yönetiyor

Wan Emek ve Demokrasi Platformu, sendika eş genel başkanları ve genel sekreterlerinin katılımıyla açıklama yaparken, AKP’nin ülkeyi irade gaspıyla yönettiğini belirtti; “Wan halkının direnişinin sonuna kadar destekçiyiz” dedi.

Wan Emek ve Demokrasi Platformu, Wan Büyükşehir Belediyesi’nin gasp edilmesine karşı basın açıklaması yaptı. Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Şekerbank önünde yapılan açıklamaya, platform bileşenlerinin yanı sıra görevleri gasp edilen Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan İl Örgütü, DEM Partili milletvekilleri, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanları Ayfer Koçak ve Ahmet Karagöz, Tüm Bel Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt, TİHV Genel Sekreteri Coşkun Öztercih, Yapı Yol Sen Başkanı Gültekin Narinli, Tarım Orkam Sen Genel Başkanı Serap Baysal, BES Genel Sekreteri İzzetin Alpergin katıldı.

 “Kayyum idaresi değil, halk iradesi! Kayyuma ve faşizme geçit yok!” pankartını açan kitle, “Direne direne, direnişten zafere”, “Qeyyum talan e berxwedan jiyan e”, “Abdullah Zeydan onurumuzdur” ve “Neslihan Şedal onurumuzdur” sloganları attı.

 AÇIKÇA BİR İRADE GASPIDIR

Basın metnini Emek ve Demokrasi Platformu adına KESK Dönem Eş Sözcüsü Engin Işık okudu. Işık, “Halkın seçme ve seçilme hakkını tanımayan, hukuk sistemini bir silah olarak kullanıp seçilmişleri cezalandıran, kayyum atayan ve ardından da halkın demokratik haklarını kullanmalarını engellemek adına Wan'da 15 günlük etkinlik yasağı getiren AKP iktidarının yaptıkları açıkça bir irade gaspıdır. İsminin kayyum olması, bu antidemokratik uygulamaların irade gaspı niteliği taşıdığı gerçeğini değiştirmez. Bu sebeple AKP iktidarının uzun süredir ülkeyi irade gaspı yöntemleri ile yönettiğini açıkça ifade etmek gerekir” dedi.

 İmralı görüşmelerini hatırlatan Işık, “Türkiye’de son dönemde yürütülen çözüm süreci ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilen kayyum atamaları, hükümetin samimiyeti konusunda ciddi soru işaretleri yaratmaktadır. Bir yandan çözüm sürecinden ve barış ihtiyacından bahsedilirken, diğer yandan seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması, demokratik meşruiyet açısından büyük bir çelişki doğurmaktadır” diye konuştu.

 ‘WAN HALKININ DİRENİŞİNİN DESTEKÇİSİYİZ’

 KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz ise, “Dağlarımıza, kentlerimize, belediyelerimize 31 Mart’ta bahar gelmişti. Ancak ceberut siyasal iktidar, baharı kışa çevirmek istiyor. Wan halkı, 31 Mart’ta buna izin vermedi. Tercihini Neslihan ve Abdullah başkandan yana kullandılar. Bizimde tarafımız halkın tarafıdır” dedi.

TİHV Genel Sekreteri Coşkun Öztercih de, “Ne akla ne vicdana ne hukuka uyan bir kararla karşı karşıyayız. Akıl dışı bir uygulama ile karşı karşıyayız. Siyasal iktidarın bütün aktörleri tek şeyi söyler; ‘Sandıkla gelen sandıkla gider' ama maalesef bunu yapmıyorlar. Aklın, vicdanın, ahlakın, izah edemediği bu kararı bütün öfkemizle ve kalbimizle kınıyoruz. Wan halkının direnişinde sonuna kadar destekçisiyiz” şeklinde konuştu.

‘POLİS KATLİAM GERÇEKLEŞTİRMEK İSTEDİ’

Son olarak konuşan Wan Büyükşehir Eşbaşkanı Neslihan Şedal, “15 Şubat'tan bu yana kentimiz büyük bir işgal ve gasp altında. Bugün, Wan halkının iradesi gaspçı bir tutumla çalınıyor. Ama biz buradan sesleniyoruz, beş gün boyunca uykusuz, aç, susuz nöbet tutanlar, sizin hiçbir kirli oyununuz bu halkın iradesinden büyük değildir.  Yediden yetmişe belediyenin önünde iradesine sahip çıkan halkla birlikte irademize sahip çıkıyorduk. Çünkü orada herkesin büyük bir emeği vardı. Ama polisler işgal edercesine bir katliam gerçekleştirmek istediler. Bizler her defasında halkların kardeşliği için mücadele ediyoruz. Eşitlik için binlerce şehit verdik. Binlerce yoldaşımız şu an zindanlarda. Tabii ki irademize sahip çıkacağız” dedi.

‘POLİSLER AKP’NİN SUÇUNA ORTAK OLUYOR’

Türk polisinin, irade gaspına karşı çıkan halka saldırısına değinen Neslihan Şedal, “AKP'nin polisleri, sokakta gördüğü herkesi işkence uygulayarak demokratik tepkilerini kullanımlarına izin vermiyorlar. Çünkü AKP'nin suçuna kendileri de ortaktır. Aralarından bir tanesi de vicdanını dinlemiyor. Hepsi bu suça ortak oluyor. Biz, her defasında halkların kardeşliği için mücadele ettik ancak polisler orada bize, ‘ Türk'ün gücünü göreceksiniz’ dediler. Biz de size Wan halkının gücünü gösterdik” ifadelerini kullandı.