Mêrdîn’in Şemrex (Mazıdağı) ilçesine bağlı Kelekê (Yücebağ) köyü ile Amed’in Çinar ilçesine bağlı Tobînî (Köksalan) ve Herberê (Yazçiçeği) mahallelerinde yaşanan yangının ardından halkın tepkileri devam ediyor. 15 kişinin yaşamını yitirdiği, Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre ise 924 hayvanın can verdiği ve 14 bin 900 dekarlık alanın küle döndüğü yangında, devletin halkı kaderine terk ettiği görülüyor. 

ANF’ye konuşan Herberê köyünden Ferhan Erdem, yangında yakınlarını kaybedenlerden. Erdem, şunları paylaştı: “Rüzgar olmazsa belki de bu kadar büyümezdi yangın ama fırtına koptu resmen. Aylardır, yıllardır bu köylerde elektrik sıkıntısı yaşanıyor. Elektriklerimiz sürekli kesiliyor. O kadar çok elektrik gidip geliyor ki artık elektrikli ev eşyalarımız bozuluyor. O gün de sabah elektrik kesilmişti ve akşama kadar da yoktu. Sonra birden elektriği bıraktılar ve elektrik geldiği gibi yan köyden yangın başladı. Yan köyün elektrik direklerinden kıvılcımlar atmaya başlamış o kıvılcımlar yangını başlattı, sonra 10 dakika içinde yangın bizim köye kadar ulaştı. Yangını söndürmeye gidenler de hayatından oldu. DEDAŞ bizi perişan etti, evimizi yaktı. Şimdi kim verecek hesabını? Kimse diyor mu bizim suçumuzdur? Yok, kimse de demiyor. Üstüne kalkıp bizi suçluyorlar. 

HELİKOPTER GÖNDERMEDİ

Kürt olmasaydık bunları yaşamazdık. Bizi ölüme terk ediyorlar. Ne çocuklarımızın ne de hayvanlarımızın canının kıymeti var. Topraktaki otun bile kıymeti yok. Onlarca hayvanımız öldü, yakınlarımız öldü, bu senenin tüm emeği heba oldu. Daha bundan daha büyük bir felaket var mı? Ne yaşayalım daha? Gözlerimizin önünde insanlar yandı. Köylerimiz yandı. Evimize ateş düştü. Devlet buraya bir helikopter gönderseydi o yangın sabaha kadar devam etmezdi. Helikopter gelseydi o kadar insan ölmezdi. Helikopter göndermedi. İtfaiye geç geldi, geldiğinde de zaten dağlık kısma müdahale edemiyordu. Kim gidenleri geri getirecek şimdi?” 

KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN SAHİP ÇIKMADILAR

Kelekê köyünde yaşayan Emine Esen ise yangın başladığı gibi itfaiyeyi aradıklarını, ilçe belediyesinden itfaiye geldiğini ancak askerlerin itfaiyenin köye girmesine izin vermediğini söyledi. Esen, şunları ifade etti: “Saatlerce bekledik, 10 kişi can verdi ama itfaiye yukarda bekletildi. Biz söndürmeye çalıştık, yaralılarımızı kurtarmaya çalıştık. Dört kişi yaralıları kurtarmaya çalışırken yaşamını yitirdi. Ne insan kaldı ne hayvan kaldı ne de ekimlerimiz kaldı. Bir gecede hayatımız alt üst oldu. Ne yaşadık, ne oldu bilmiyorum. Kürtlerin kaderi bu. Her felaket gelip bizi bulur. Yangında bile Kürt olduğumuz için kimse sahip çıkmadı. Hastanede hala yaralılar var. Durumu ağır olanlar var. Küçücük çocuklar annesiz babasız kaldı, gençlerimiz gitti. Kim verecek hesabını?”