Yürüyüş kolu Amara yolunda: Zafer taçlanana kadar yürüyüşümüz sürecek

Amara’da hem tecridi hem de komployu protesto edeceklerini belirten DEM Parti Milletvekili Necla Demir, “Eylemlerimiz, yürüyüşlerimiz zaferle taçlanana kadar da mücadelemiz, direnişimiz devam edecek” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecrit politikalarına dikkat çekmek ve fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle 1 Şubat’ta Wan ve Qers’ten başlayan Özgürlük Yürüyüşü, 14’üncü gününde devam ediyor. Rıha’ya ulaşan yürüyüş kolu, burada halk tarafından büyük bir heyecanla karşılandı. Polis baskısı ve saldırısına rağmen yürüyüşü gerçekleştiren kitle, Amara’ya yürüyor. 15 Şubat Uluslararası Komplo’ya işaret edilerek, burada yürüyüş sonlandırılacak.

Yürüyüşte yer alan DEM Parti Milletvekili Necla Demir, yürüyüşü değerlendirdi. 

Necla Demir, yürüyüşün bir kolunda 37 bir kolunda 38 kişi olduğunu belirterek, “Toplam 75 kişiyiz ve 75 kişiyle bu yürüyüşü yapmamızın da simgesel bir özelliği var. Sayın Öcalan’ın 75’inci yaşına ithafen belirlediğimiz bir sayı oldu. Yürüyüşümüz oldukça coşkulu ve heyecanlı başladı, 14 gündür de büyük bir coşku ve heyecanla devam ediyor. Özellikle gittiğimiz kentlerde halk ile buluşmalarımızdan büyük güç ve moral aldık. Aldığımız o güç ve moral her çıktığımız yolda bizimle beraber geldi. Dün Amed’deydik, orada da büyük bir kitle bizi karşıladı. Valiliğin ve emniyetin tüm baskı ve yasaklamalarına rağmen kitleyle beraber büyük bir kararlılık gösterdik ve yürüyüşümüzü gerçekleştirdik. Yarın da Amara’da olacağız ve komployu da kınamak için 15 Şubat’ta Amara’da sonlandırmayı planladık” diye kaydetti. 

TÜM HALKLAR KARANLIĞIN İÇİNE ÇEKİLİYOR

Çok güçlü katılımlı bir enerjiyi ortaya çıkardıklarını ifade eden Necla Demir, Urfa merkezde ve ilçelerinde yaptıkları yürüyüşlerde de halkın büyük bir sahiplenme gösterdiğini belirtti. Demir, “Bu yürüyüş tüm toplumu etkisi altına alan tecridi kırmaya yönelik, güçlü bir adımı da ortaya koymuş oldu. Türkiye’deki 100 yıllık genel politikasında, kızıl katliamların yanında bir de beyaz katliam vardır. Bu son 10 yılda da o beyaz katliamlarını artırmaları halk üzerinde büyük bir baskıya sebep oldu. Öncelikle tabiki bunların kırılması için tecridin sonlanması gerekiyor. Sadece Kürt halkının değil tüm halkların bir karanlığın içerisine çekildiğini görüyoruz. Bu da yaşamın her alanında hissediliyor. Ekonomiden tutun kültürel yaşama kadar hissedilen bir belirsizlik var. Bu da toplumda umutsuzluğa, çaresizliğe sebep oluyor. Bugün tüm illerde gençlerin harıl harıl yurtdışına göçlerinden tutalım, her gün yaşanan kadın katliamlarına kadar tecridin sonuçlarını görüyoruz” ifadelerini kullandı. 

YÜRÜYÜŞÜMÜZ ZAFERLE TAÇLANANA KADAR DEVAM EDECEK

İktidarın tüm politikalarını Kürtlerin ötekileştirilmesi üzerine ördüğünü söyleyen Necla Demir, “Türkiye’deki tüm sorunların ana temeli tecrittir. Tecridin bir an önce kırılması gerekiyor. Bu ülkede kadın olmak bir sorun, farklı dinden olmak mesela Alevi olmak bir sorun, genç olmak bir sorun, farklı etnik kimlikten olmaktan bir sorun, işçi olmak bir sorun, yani bu ülkede iktidardan olmadığınız sürece hangi kimlikle olursa olsun sorun yaşıyorsunuz. Ama en fazla sorun yaşayan, emeği görülmeyen, varlığı yok sayılanlar ise kadınlar oluyor. Kadınlara yönelik düşmanca ve cinsiyetçi siyaset, yargı, politika özellikle son on yılda çok arttı. Bu nedenle de kadınların için tecridin sonlanması dört beş kat daha fazla önem taşıyor. Bizim şu an 3 tane temel amacımız var. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması, fiziki özgürlük şartlarının oluşturulması, Kürt sorununun çözümü için diyalog yollarının açılması. Biz bu 3 temel konu için yürüyüşler ve eylemler başlattık. Bu yürüyüş gittiğimiz her yerde büyük bir halkaya dönüştü. Kelebek etkisi yarattı. Önce cezaevlerinde bir açlık grevi eylemi süreci başladı, ardından anneler Adalet Nöbeti’ne başladı ve bizler bir yürüyüş başlattık. Eylemlerimiz, yürüyüşlerimiz zaferle taçlanana kadar da mücadelemiz, direnişimiz devam edecek” dedi.