8 Mart'ın startı verildi: İmralı tecridini kıracağız
TJA, 8 Mart startını cezaevinde katledilen Garibe Gezer'in memleketi Dargeçit'te verdi. Kadınlar, "Tecridi kıracağız, Gezer'in direnişini büyüteceğiz" dedi.
TJA, 8 Mart startını cezaevinde katledilen Garibe Gezer'in memleketi Dargeçit'te verdi. Kadınlar, "Tecridi kıracağız, Gezer'in direnişini büyüteceğiz" dedi.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla gerçekleştireceği etkinliklerin startını Kandıra Kadın Kapalı Cezaevinde hayatını kaybeden Garibe Gezer’in memleketi olan Mardin'in Dargeçit ilçesinde veriyor. Etkinliğe HDP Sözcüsü Ebru Günay ile milletvekilleri Pero Dündar, Nuran İmir, Feleknas Uca da katıldı. Kürdistan kentlerinden kadınların ulusal kıyafetleriyle yer aldığı etkinliğe Gezer’in annesi Halime Gezer ve kardeşleri de katıldı.
Kadınlar ellerinde katledilen Deniz Poyraz ve Garibe Gezer’in fotoğraflarıyla taleplerinin yer aldığı dövizler taşıdı. Kadınlar ayrıca "Dem dema Azadîya Jinan e" ve "Berxwedana Garîbê berxwedana hemû jinên ciwan e" pankartları açtı. Yürüyüş ile başlayan etkinlikte kadınlar, "Jin Jiyan azadî" ve "Bijî berxwedana jinan" sloganlarını haykırdı.
Garibe Gezer'in annesi Halime Gezer, "Bu Garibe'nin düğünüdür" diyerek gelen kadınları selamladı.
'GEZER'İN DİRENİŞİNİ SÜRDÜRECEĞİZ'
Kadınlar adına açıklama yapan TJA Mardin Sözcüsü Eylem Amak, "8 Mart'ın startını Kerboran'dan veriyoruz ve buradan Garibe Gezer yoldaşın mücadelesini ve direnişini sürdüreceğimize, mücadelesini yükselteceğimize söz veriyoruz. Kadın özgürlük mücadelesinin iktidarlar için korku kaynağı haline geldiği bu nedenle 2021 yılı, kadına yönelik soykırım politikalarının vahşet boyutuna ulaştığı bir yıl oldu. Erkek egemen sistemler tüm kirli ve baskıcı politikalarıyla kadın soykırımını gerçekleştirerek kadının toplumsal değerlerini saldırdı" dedi.
AKP-MHP iktidarının sonunu özgürlükleri için mücadele eden kadınların getireceğini bildiğini belirten Amak, "Cinsiyetçi, dinsel ve neoliberal özel savaş politikalarının hedefinde olan Kürt kadınları olarak tüm saldırıların hesabını öz gücümüzle sormak için 8 Mart'ta isyanımızı bir kez daha yükseltiyoruz. Erkeklerin kadınlar adına çıkardıkları cinsiyetçi politikalara ve yasalara, diktatörlük rejimlerine karşı bu 8 Mart'ta özgür bir yaşamın inşası için mücadelemizi yükselteceğiz. İktidardaki AKP-MHP, son dönemlerini yaşadığı için saldırıların dozunu yükseltmiş durumda. O yüzden Ayşe Gökhan şahsında yüzlerce kadın arkadaşımızı gözaltına alıp tutuklayarak, TJA'yı da yasa dışı ilan ederek kadın mücadelesine son vermek istiyor" diye konuştu.
Cezaevinde Garibe Gezer'in yaşadıklarını hatırlatan Amak, şunları kaydetti:
"Aysel Tuğluk, Adli Tıp Kurumu'nun kararı sonrasında tahliye edilmedi. Kürt kadınlarına yönelik düşman politikası izlenmekte. Annelerimiz, çocuklarının cenazelerinin cezaevinden çıkmaması için günlerdir nöbet tutuyor. Biz kadınlar da yıllardır yok etme ve inkar politikalarına karşı mücadele ediyoruz. Kürt halkının iradesini kırmaya, yok etmeye, kültür, sanat ve tarihlerinden koparmak için fuhuş ve uyuşturucu politikaları sistemli bir şekilde yürütülüyor. Taciz ve tecavüzle Musa Orhan'ın şahsında olduğu gibi, üniformalı eylemler meşrulaştırılmakta, özel savaş politikaları daha derinden ve açıktan dayatılmaktadır. Kadınların özel savaş politikalarına karşı mücadelesinin hız kesmeden devam edeceğini yineliyoruz."
TECRİT PROTESTO EDİLDİ
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğini ifade eden Amak, devamla şunları söyledi: "Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi tecrit kaldırılmalıdır. Sayın Öcalan'ın üzerindeki tecridin sistemli hale getirilmesi, toplumsal sorunları daha da ağırlaştırmaktadır. Sayın Öcalan'ın kadın kurtuluş paradigması, Kürt sorununu inkar ve yasaklarla çözmeye çalışan iktidara karşı etkili bir cevabıdır. Kadın aktivistler olarak tüm eylem ve eylemlerimizde Sayın Öcalan'ın serbest bırakılması için haykırıyor, mücadelemizle tecridi kıracağız."
Ardından konuşan Pero Dündar, tarihi günlerden geçtiklerini belirterek, kadınların bütün baskılara karşı verdiği mücadeleye dikkat çekti. Devletlerin, bütün kirli politikalarını kadınlar üzerinden hayata geçirmeye çalıştığını söyleyen Dündar, her yerde ağır bedelleri kadınların ödediğini ama tüm bunlara rağmen mücadeleden geri adım atmadıklarını söyledi. Kadınların katledildiğini hatırlatan Dündar, kadın katillerinin tutuklanmadığını sokaklarda ellerini kollarını sallaya sallaya gezdiğini ifade etti. Kadınların, doğanın toplumun içinde bulunduğu durumun PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecritten kaynaklandığını belirten Dündar, "Kürt halkı savaşa, kadın katliamlarına karşı durmaya ve mücadele etmeye devam edecektir. Çünkü savaş yaşamı katletmektir ve topluma kaybettirmektir. Zaman değişiyor, iktidarlar değişiyor ama kadınlar üzerinde ki katliamlar değişmiyor. Sokakta haklarımızı savunmaya devam edeceğiz" dedi.
"Tecrit Kürt sorunun çözümsüzlüğü demektir" diyen Dündar, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa dikkat çekerek şunları söyledi: "Tecrit, Ukrayna Rusya arasında çıkan savaştır. Başur'da devam eden operasyonların nedeni de tecrittir. Ukrayna Rusya arasında savaş var ancak Rojava bombalanıyor. Kürt halkı; toplumlar, devletler ve halklar arasındaki savaşa karşı net bir duruş sergiliyor. Kürt kadın hareketi olarak bugün devam eden Ukrayna Rus savaşına karşıyız. Çünkü savaş yaşamı katletmektir ve topluma kaybettirmektir. Zaman değişiyor, iktidarlar değişiyor ama kadınlar üzerindeki katliamlar değişmiyor. Sokakta haklarımızı savunmaya devam edeceğiz" dedi.