Çocuk istismarının üstü örtülüyor

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) temsilcisi Gülsüm Kav, çocuk istismarına çözüm olarak sunulan idam ve hadım cezalarının, sorunun üstünü örtmek anlamına geldiğini söyledi.

Kendi iktidarları döneminde çıkan Çocuk Koruma Hizmetlerinde Koordinasyon Strateji Belgesi’ni bile uygulamayan AKP’nin idam ve hadımı gündeme getirerek sorunun üzerini örtmeye çalıştığına dikkat çeken KCDP temsilcisi Gülsüm Kav, "Çocukların yaşamasını istemek noktasına geldik. Bu durum, sorunu çözmekle mükellef olan ama çözmeyen, çocukları korumayıp eşya gibi gören devlet yöneticilerinin utancıdır” dedi.

Çocukların istismar edilip katledilmesine varan dejenerasyon ve vahşeti ANF’ye değerlendiren KCDP temsilcisi Gülsüm Kav, bu yaşananlardan görevini yapmayan iktidarın sorumlu olduğunu kaydetti. Gülsüm Kav, çocuklara yönelik hak ihlallerinin artmasının Türkiye toplumunun geleceği açısından önemli bir gösterge olduğuna dikkat çekti. Kav, “Geleceğin sembolü olan çocukların başına gelen her şey geleceğimizi de tehdit ediyor” dedi.

REJİM DEĞİŞİKLİĞİYLE BAĞLANTILI

Çocuklara yönelik şiddetteki artışın Türkiye’de yaşanan rejim değişikliği ve hukuk devletinin yıpratılmasıyla bire bir alakalı olduğunu belirten Kav, seçimleri örnek gösterdi. “Nasıl sandıklarımızı koruyamıyorsak çocuklarımızı da koruyamıyoruz” diyen Kav, şöyle devam etti: “Türkiye’de şu anda en temel haklar ihlal ediliyor. Kadınların yaşam hakkı ihlal edilirken, toplumun ise en temel yurttaşlık hakkı olan oy kullanma ve o oyun geçerli sayılması hakkı ihlal ediliyor. Zaten çocuklarını bile koruyamayan bir ülke başka haklarını da geleceğini de koruyamaz. Bir haksızlığı kabul etmek birçok haksızlığı beraberinde getiriyor.”

TEMEL MESELE ÜSTÜNÜ ÖRTMEKTİR

Kav, çocuk istismarıyla ilgili en temel meselenin sorunun üstünün örtülmesi olduğunu belirtti. Üzerini örterek sorunun yok olacağını sanan bir zihniyet ile karşı karşıya olunduğuna dikkat çeken Kav, bunun en çok da hükümet yetkililerinden kaynaklandığını söyledi. Ensar Vakfı’nda çocukları istismar eden M.B. isimli öğretmene sahip çıkan eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun, “Bir kereden bir şey olmaz” açıklamasını hatırlatan, Kav şöyle konuştu: “Ensar Vakfı gibi bazı kurumların ticaret hakkının feshedilmesi gerekirken, normal bir şekilde çalışmaya devam ediyorlar veya çocuk istismarını araştırma önergesi Meclis’te reddedildiğinde adeta kutlama yapılıyor, fotoğraflarını gördük; çocukları kendi istismarcısıyla evlendirmeyi öneren komisyonlar gördük; küçücük çocukların ‘şehitlik’ ve ‘vatan’ kavramları üzerinden siyasal istismara da maruz bırakıldığını gördük. Konu iktidar tarafından böyle yaşanınca, toplumdaki iklim de bu ölçüde bozuluyor.”

İDAM VE HADIM ÇÖZÜM DEĞİL

Kav, çocuk istismarı hadiseleri iyice tırmanınca, iktidarın gerçek çözüm adımları atmak yerine, sürekli çözümden uzaklaşan ve yine olayı örtmek anlamına gelen idam ve kimyasal hadım sayfası açtığını dile getirdi. İdam ve hadımın çözüm olmadığının altını çizen Kav, oraya varıncaya kadar kanunlardaki cezaların uygulanabileceğini, halbuki bunların dahi uygulanmadığını vurguladı. Kav, son yıllarda Türk Ceza Kanunu’nun çocuk cinsel istismarıyla ilgili 103. ve 104. maddelerinden 15 bine yakın kişinin yargılandığına ama bunların ancak onda birinin hapis cezasına çarptırıldığına işaret etti.

AĞIR BİR TOPLUMSAL SORUN VCAR

Cezadan önce, çocuk zarar görmeden uygulanması gereken Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası bildirgeler olduğunu hatırlatan Kav, şunları kaydetti: “Mevcut iktidar genelde uluslararası belgeleri ‘dış mihrak’ sayıp dışlayabiliyor ya, o zaman bu iktidar döneminde, 2014-2019 yılları arasında bakanlıkların koordinasyonunda hazırlanan, ‘yerli ve milli’ Çocuk Koruma Hizmetlerinde Koordinasyon Strateji Belgesi var. Art arda çocuk istismarları yaşanırken, bir yetkilinin bile çıkıp hazırda duran bu önemli belgeyi dile getirmemesini anlamıyorum ve kınıyorum. Niye bu belge dile getirilmiyor da her seferinde işi bulandıran, sorunun üstünü örten ve aslında cinsel saldırıya cinsel saldırıyla cevap veren idam ve hadım yaklaşımları ortaya atılıyor? Bu durum halkın öfkesini yanlış yere yönlendirdiği gibi, gerçek çözümden de uzaklaştırıyor. Çünkü karşımızdaki tıbbi bir sorun, bir hastalık değil, ağır bir toplumsal sorun ve çocukların yaşadığı toplumsal katmanlarda önlemler alınması gerekiyor.”

KADIN CİNAYETLERİNİ AZALMASI ÖRNEKTİR

Din kisvesi altında verilen, “yorgan, asansör vb.” konulardaki sahte fetvaların da toplumun iklimini bozduğunu, tehlikenin önünü açtığını kaydeden Kav, tek çözümün bunlara izin vermemekten geçtiğini vurguladı. İstanbul Sözleşmesi ve kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik 6284 sayılı yasa çıktığında, kadın cinayetlerinin yarı yarıya azaldığına dikkat çeken Kav, çocuk istismarları meselesinde de sorunu çözmeye ancak çocuk hakları bildirgelerinin uygulanmasıyla, failleri koruyan cezasızlık ve indirim uygulamalarına son verilmesiyle yaklaşılabileceğini söyledi.

ÇOCUKU KAVANOZA MI KAPATACAĞIZ?

Emniyet’in twitter’den yayınladığı, “Çocuklarınız yabancılarla konuşmasın” açıklamasına da tepki gösteren Kav, “Bu açıklamanın hiçbir işlevi yok. Zaten bu çocuklar daha çok aile içinde ve tanıdıkları tarafından istismara uğruyorlar. Ne demek yabancılarla konuşmasın? Çocuğu kavanoza mı kapatacağız? Medeniyet yabancıyla başlar; tabii ki yabancıyla konuşacak çocuk. Sen o çocuğu korumaktan aciz misin Emniyet? Zaten Leyla bile aynı köyden oraya ot biçmeye giden köylüler tarafından bulundu, niye? Kaç gündür orada arama ekibi var da bulunamadı? Nasıl aradılar ben ondan bile kuşkuluyum” şeklinde konuştu.

DEVLET YÖNETİCİLERİ UTANSIN

Gelinen noktanın vahametini, “Çocuklar yaşasın diye etiket açmak durumunda kaldık” diyerek özetleyen Kav, şunları ifade etti: “Çocukların yaşamasını istemek noktasına gelmişiz. Kaybolan çocuk için sağ salim bulunmasını, ölü bulunursa istismar edilmediğini umar hale geldik. Bütün imkanlar ellerinde olan ve bu sorunu çözmekle mükellef olup da çözmeyen, çocukları korumayıp eşya gibi gören devlet yöneticilerinin utancı bu. Çözüm mercii olmaları gerekirken görevlerini yapmayan, görevlerini ihmal edenler bu durumdan sorumludur.”

KISIR DÖNGÜYÜ KIRMALI

Hukuk devleti isteyen herkesin çocuk yaşta evlenmeyle, biçilmiş rolleri kadınlara dikte eden geleneklerle hesaplaşması gerektiğini belirten Kav, “Aladağ’da çocuklar diri diri yandı, Adana’da küçük bedenlere tecavüz edildi, Karaman’da yine toplu cinsel istismar oldu, şimdi de küçücük kız çocukları ölü bulundu. Bunlar olduğunda toplumda ve muhalefette büyük bir tepki uyanıyor ama somut bir hedefe yönelemiyoruz. Ceza konusunda sıkışıp kalıyoruz ve iktidar da konuyu her seferinde hadım ve idama getiriyor. Bu bir kısır döngü gibi tekrarlanıyor. Olan küçücük çocuklara oluyor. Çocuk en büyük acıyı çekiyor ve geride bıraktığı dünyada da somut bir hesaplaşma olmuyor. Bu kısır döngüyü kırmalı ve iktidara yasaları, bildirgeleri, kendi çıkardığı belgeleri uygulatmalıyız.”