İsveçli kadın siyasetçiler, Türk devletinin Kürdistan'a yönelik işgal saldırılarına tepki gösterdi. Uluslararası topluma çağrıda bulunan siyasetçiler, Türk devletinin saldırılarına dayanak yaptığı PKK’nin terör listesinde olmasının artık kabul edilemez olduğunu ve insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü prensipleri nedeniyle PKK’nin söz konusu listeden çıkarılması gerektiğini vurguladı.
MÖRC: TÜRKİYE DAİŞ'LE MÜCADELE EDEN KÜRTLERE SALDIRIYOR
Uppsala Belediye Konseyi’nin Sol Partili üyesi Hanna Viktoria Mörc, Türk devletinin işgal saldırılarında kimyasal kullandığına dikkat çekerek, bunun uluslararası hukukun ihlali olduğunu söyledi.
Hanna Viktoria Mörc mesajında şunları söyledi: “Türkiye, Irak’taki Kürtleri bombalıyor. Bu, uluslararası hukukun ihlalidir. İnsanlar ölüyor. Siviller ölüyor. Kimyasal silahlar kullanılması aynı zamanda uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırıdır. Bunlar, DAİŞ’e karşı bölgede mücadele eden Kürt azınlığa yapılıyor. Bu aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna ile savaşının gölgesinde yapılıyor. Oysa uluslararası toplum tarafından kolaylıkla denetlenebilir. Türkiye illegal davranışlarına, komşu ülkeyi işgaline ve komşu vatandaşları öldürmeye son vermelidir.“
BJÖRK: ERDOĞAN'IN SAVAŞINI DURDURMAK ZORUNDAYIZ
Avrupa Parlamentosu Sol Grup üyesi Malin Björk, Türk devletinin işgal saldırısını emperyalist bir saldırı olarak niteledi ve bu saldırının bölgenin istikrar, demokratikleşmesi ve barışına zarar verdiğini belirtti. Parlamenter Malin Björk, devamla şunları söyledi: “Bu mesaj, Erdoğan’ın son sınır ötesi, Başûr Kurdistan, yani Kuzey Irak’a saldırısına yönelik mesajdır. Bu, Erdoğan rejiminin Kürt coğrafyasına yönelik bir başka emperyalist saldırısıdır. Mesajım, aynı zamanda demokratikleşme, barış ve istikrar için bölge insanlarıyla dayanışma mesajıdır. Erdoğan’ın saldırısı tüm bölgeyi tehlikeye atmaktadır. Bunun çözümü askeri değildir, sadece tek bir çözüm vardır; politiktir ve PKK’nin de içinde olduğu tüm çevreler aynı masada yer alarak soruna çözüm bulmalıdır. Aynı zamanda bölgede bombaların patladığı esnada toplumu inşa eden kadınlarla dayanışma mesajıdır. Mesajım şudur: Barışı, istikrarı ve demokratikleşmeyi sağlayan sizlerle birlikteyim. Erdoğan’ın Kürdistan’da korkuya dayalı savaşını durdurmak zorundayız.”
WALDAU'DAN İSVEÇ HÜKÜMETİNE ÇAĞRI
Sol Parti Milletvekili Ilona Szatmari Waldau ise İsveç hükümetine çağrı yaptı. Türk devletinin Kürtlere ve PKK’ye saldırdığını belirten Milletvekili Ilona Szatmari Waldau, Türk işgalini durdurmak için harekete geçilmeli dedi.
Waldau “Türkiye Irak’a saldırıyor. Türkiye Irak’taki Kürtlere saldırıyor. Türkiye başka bir ülkeye, halka saldırıyor ve dünya sessiz. Hükümete çağrı yapıyorum Türkiye ile bu saldırısı hakkında yeniden görüşmelidir. Tüm dünyaya çağrı yapıyorum, lütfen Türkiye ile konuşun. Türkiye’nin Kürtlere ve PKK’ye karşı saldırısını durdurmak zorundayız.”
VARAS: İSVEÇ'TEN DAHA FAZLASINI BEKLİYORUZ
Sol Partili bir diğer parlamenter Lorena Delgado Varas, Türk devletinin NATO üyeliğine işaret ederek, NATO üyesi bir devletin uluslararası hukuku çiğnediğini söyledi. Varas, ”Nisan ayının sonundan bu yana, NATO devleti Türkiye, Kuzey Irak'taki birçok Kürt merkezine saldırdı, böylece uluslararası hukuku ihlal etti. Başka bir ülkenin topraklarına yasadışı yollardan girdi. Bu, dış dünyanın tepkisi olmadan gerçekleşti. Ben ve birçok kişi Türkiye'nin Kürt halkına yönelik saldırılarını kınıyoruz. Kürt halkı DAİŞ’in ilerlemesine karşı Avrupa’yı savundu ve bugün dış dünyanın dayanışmasına ihtiyacı var. Şimdiye kadar sessiz kalan İsveç hükümetini de bu konuda harekete geçmeye çağırıyorum. İsveç'in dış politikasından daha fazlasını bekliyoruz.
AGUIRRE: SALDIRILARINI TERÖR LİSTESİYLE MEŞRULAŞTIRIYOR
Sol Parti Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Martha Aguirre, Türk devletinin on yıllardır Başûrê Kurdistan’a yönelik işgallerini sürdürdüğünü belirtti ancak bu işgallerin sonuçsuz kaldığını hatırlattı.
Türk devletinin kimyasal silah kullandığı yönündeki raporlara işaret eden Martha Aguirre, kimyasal silah kullanımının savaş suçu ve uluslararası hukukun ihlali olduğunu hatırlattı.
Aguirre şöyle konuştu: “Türkiye on yıllardır Kuzey Irak'taki Kürdistan Bölgesi sınırlarına askeri operasyonlar yürütüyor. Bir NATO üyesi olan Türkiye'nin, Irak'ın bu uluslararası anlaşmalara dayanan egemenlik hakkının ihlal edilmesinden duyulan rahatsızlığı dile getirmenin zamanı geldi. PKK gerillalarına karşı kimyasal silah kullanıldığına dair rapor ciddiye alınmalı. Kimyasal silah kullanımı bir savaş suçudur ve uluslararası hukukun ihlalidir. Türkiye'nin Kürtlere yönelik bombalamalarını terör listeleriyle meşrulaştırdığını biliyoruz. Bu nedenle PKK'nin keyfi teröristler listesinden çıkarılması gerektiğine inanıyoruz. Bijî Kurdistan!”
WICKLUND: PKK'NİN TERÖR LİSTESİNDEN ÇIKARILMASI İÇİN ADIM ATILMALI
Örebro Belediye Meclisi Üyesi Martha Wicklund, NATO üyesi Türk devletinin uluslararası anlaşmaları çiğneğini ancak dünyanın sessiz kaldığını söyledi.
Wicklund şunları belirtti: "NATO üyesi, Türkiye yıllardır insan haklarına, uluslararası anlaşmalara ve uluslararası hukuka aykırı çalışıyor ve dünya bunlara sessiz kalıyor. Türkiye'nin Başûr Kurdistan'a yönelik saldırıları Irak'ın egemenliğine karşıdır. Türkiye bugün PKK'yi bombalıyor ve bombardımanını terör listesiyle meşrulaştırıyor. Dış dünyanın Türkiye'ye karşı harekete geçme ve tepkisini gösterme zamanıdır. İnsan hakları, uluslararası sözleşmeler ve uluslararası hukuk ihlal edildiğinden PKK'nin terör listesinden çıkarılması için adımlar atılmalıdır.”
LARSDOTTER: MAZLUM KÜRT HALKINI DESTEKLİYORUZ
Sol Parti Uppsala İl Başkanı Ylva Larsdotter ise dayanışmasını; “Türkiye 17 Nisan'da Türkiye, Kuzey Irak’a yeni bir askeri harekat başlattı. Kürt halkı acı çekiyor. Yine masum çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar birbirleri için canlarını verebilirler. Şu an NATO üyesi olan Türkiye'nin komşusu ülkenin toprağını ihlal etmesi hem alaycı, hem de stratejiktir. Durum tamamen sürdürülemez. Türkiye saldırıyı derhal durdurmalı. Uppsala Sol Partisi olarak Erdoğan'ın saldırısını kınıyor, hepimiz gaddarca ezilen kadın ve çocuklar başta olmak üzere mazlum Kürt halkını daima destekliyoruz” sözleriyle ifade etti.
CARLQVIST: TÜRK DEVLETİNİ KINIYORUM
Örebro Bölge Parlementosu üyesi Jessica Carlqvist, Erdoğan Türkiyesi'nin etnik soykırım planı olduğunu belirtti. Türk devletinin işgal saldırıları nedeniyle 200 binden fazla insanın zorunlu göçe maruz kaldığına dikkat çeken Carlqvist, şöyle konuştu: "Türkiye'nin insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile ilgili ihlallerini uzun süredir takip ediyorum. Muhalifleri ve rejimi eleştirenleri susturmak için teröre ve devlete karşı suçlar ile ilgili yasalar ve cumhurbaşkanına hakaret gibi suçlamalar kullanılıyor. Bu aynı zamanda muhalif siyasetçiler, özellikle HDP için geçerlidir. HDP'nin seçtiği belediye başkanlarının çoğunun engellendiğini biliyoruz. HDP'nin tüm seçilmişleri hükümet tarafından kayyumlarla değiştirildi. Türk devletinin güvenlik güçleri ile PKK arasında çıkan çatışmalar sonucunda sayısız ölümler olduğunu duydum. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, haber alma özgürlüğü alanlarında özgürlükten yoksun bırakma, gazetecilere yönelik tehdit ve şiddet, gözetim ve tutuklama, taciz ve hukuki nitelik taşıyan olumsuz gelişmeler ve sansür devam etmektedir. Gazetecilerin tutuklanması ve taciz edilmesi hukuki olarak büyük bir sorundur. Türkiye'de şu anda 60 ila 100 gazeteci hapiste. Bu nedenle Türkiye, dünyada en fazla tutuklu gazeteci sayısına sahip ikinci ülkedir. Bu da demokrasinin temeli olan ifade özgürlüğü üzerindeki geniş kısıtlamalara dayanmaktadır. 200 binden fazla insanın kaçmak zorunda kaldığı Türk işgal savaşına da tanık olduk. Erdoğan'ın Türkiye'sinin bir etnik soykırım planı olduğunu ve her zaman azınlık halklarına saldırdığını biliyoruz. Siviller öldürülüyor, hastaneler ve ambulanslar bombalanıyor. Bu sona ermeli. Türkiye'nin Başûr Kürdistan'a yönelik saldırılarını kınıyorum. Türkiye'deki HDP siyasi partilerinin hapsedilmesini ve taciz edilmesini, Başûr Kürdistan'ı ve PKK’yi bombalanmasını kınıyorum. Türkiye'yi gazetecilik açısından en kötü ülkelerden biri yapan tüm suçlarını da kınıyorum. Kürdistan'ın her yerindeki Kürt çocukların anne ve babalarıyla barış ve huzur içinde büyümelerini istiyorum ve şunu söylemek istiyorum; Kürt halkının barış ve özgürlük alanındaki hareketlerine tam desteğimi iletmek istiyorum. İsveç Sol Parti her zaman Kürt halkının yanında olmuştur.”