PAJK Koordinasyonu Ayten Dersim, PAJK resmi internet sayfası için kaleme aldığı yazısında Paris’teki katliamlarda şehit düşen devrimcileri anarak “Şehitlere cevabımız hakikatin yolunda onların yoldaşı olmaktır. 21. yüzyıl kadın yüzyılı olacak diyerek, mücadele ve bilinçlenmeye ağırlık vermeliyiz. Komploculardan hesap sormak, her yerde örgütlü duruş ve kararlı yürüyüşümüz olacaktır” dedi.
Ayten Dersim’in PAJK resmi internet sayfasında yayınlanan yazısı şöyle:
Özgürlük mücadelesi uzun soluklu ve yaman bir mücadele yoludur. Bu yolun yolcuları büyük hakikat peşinde, özgürlükte karar kılanlardır. Elbette ki bunlar devrimcilerdir. Bu devrimciler 21.yy demokratik modernitenin devrimcileridir. Bunlar Apocular ve PKKlilerdir. İşte bu devrimciler Önderliğin özgürlük felsefesinde eğitim almış, kadın kurtuluş ideolojisinde kararlaşmış ve toplumsal özgürlüğe AŞK düzeyinde karar kılmıştır. Bizler ölümü, özgürlük zincirine yeni halkalar biçiminde eklenerek yener ve aşarız. Büyük insanlığın özgürlük yürüyüşü bu ölümü öldürme yürüyüşüdür.
Özgür kadın hareketi 50. Yıllık mücadelesiyle tüm dünya kadınların ve toplumların öncüsü konumuna geldi. Her yerde sihirli formül “Jin, Jiyan, Azadî” sloganlarıyla dünya kadınları ortak mücadelede birleşti. Tam böylesi dönemde faşizm yine kadın öncülerine ve militanlarına saldırarak sonuç almak istemektedir. 9. Ocak Paris katliamın onuncu yılının arifesindeyken Paris’in göbeğinde ikinci katliamı kadınlar olarak yaşadık.
Kürt kadını ve halkı olarak bizler korkuları çoktan yıktık ve ölümlerle bizi susturacağınızı sananlar aldanıyor. Çünkü Kürt kadınları olarak Saraların, Evînlerin, Rojbînlerin, Fidanların, Sêvêlerin, Fatmaların ve binlerce şehidin öğrencileriyiz.
Evîn yoldaş kadın hareketinin öncülerinden biriydi ve bilinçli hedef alınarak vurulmuştur. Botan’ın yurtsever direngen duruşu ve devrimci bilinciyle örnek öncülerimizdendi. Otuz yılı aşkın özgürlük mücadelesinde soluksuz mücadele etmiş ve kadın kurtuluş ideolojisinde öncü olmuştur. O özgür dağlarda yetişmiş ve Saralarla yoldaşlık yapmıştır. Özgür duruşu ve kadın olmanın vermiş olduğu iradeli ve kararlılığı tüm kadınların gönlünde taht kurmuştur. O kadının yazılmayan özgürlük tarihini yazmak için Rojava Kadın Devriminde yer almış ve demokratik modernitenin inşasında ısrar etmiştir. O hep özgürlük arayışçısı olarak mücadele ederek kadın olmanın bilincini ve inancını inşa etmiştir. İşte faşizmin korktuğu örgütlü kadın duruşu olmuştur. Ve korktuğu kadına yaptığı komplolarla vurmak ve vurarak da bitirmek istemektedir. Oysa ki Kürt kadınları olarak bunu çoktan aştık ve artık özgürlük yolundan şaşmamaktayız.
Sara, kişiliği ve yaşamıyla efsane, kavgasıyla destan, şehadetiyle evrensel bir kimliktir. Gerektiğinde halkı etrafında toplayan bir ajitatör, gerektiğinde bir savaşçı, gerektiğinde siyasetçiydi. İster fabrikada olsun, ister zindanda, ister dağda, isterse toplumsal alanda olsun fark etmeksizin o, her yerde mücadele etmesini bilen yaman bir APOCU kadındı.
Kadın özgürlük mücadelemizin bütün ilklerinde Sara arkadaşın imzasını görmek mümkündür. İlk grup aşamasında başlayan mücadele maratonu zindan direnişinde zirveye ulaşmıştır. Zindanda ilk siyasi savunma yapan, ilk celladın yüzüne tüküren ve tarihte bedenini ilk defa ölüm orucuna yatıran APOCU kadın olmuştur. Seyit Rızalardan devraldığı düşman karşısında diz çökmeyen tutumuyla başı dik ve onurlu bir mücadelenin adı olmuştur. Özgürlük mücadelemizin tüm gelişmelerinin, ilklerin tohumlarını atmış ve yeşertmiştir.
APOCU kadın Sara yoldaş, Dersim’in asiliğini, devrimciliğin bilincini kendi duruşunda ve mücadelesinde topluma mal etmiştir. O duruşuyla hiçbir haksızlığı kabul etmeyen, hiçbir haksızlığa boyun eğmeyen, her türlü inkârı ve asimilasyonu reddeden duruşuyla örnek olmuş ve öncü olmuştur.
Önderlik Sara yoldaşa dönük “bu katliam ikinci Dersim katliamıdır” demiş ve “uluslararası komplo devam ediyor” diyerek bizlere gereken mücadele perspektifini vermiştir. Özgürlük savaşçıları olarak bu katliamın hesabını sormaya devam edeceğiz ve asla yakasını bırakmayacağız. Bilinmelidir ki Sara ile ifadeye kavuşan, anlam kazanan, örgütlenen ve güç olan direnişçilik, özgürlük kimliği tüm halka, kadınlara mal olmuştur. Özgürlüğün tadına varmış ve dağların gücünü arkasına almış Kürt kadınını artık kimse durduramaz. Zap’ta, Avaşîn’de, Zagroslar’da bir kez daha ispatlandı ki, Kürt kadınları hakikat yolunda demokratik moderniteyi yaşamları ve duruşlarıyla inşa ediyorlar. Şimdi binlerce kadınlar Saraların yolunda yoldaş olarak yürüyorlar. Binlerce kadın sokaklarda kendi örgütlülüklerini örüyorlar. Binlerce kadın düşmanlarına baş eğmeden direniyorlar. Ve bu binler çoğalarak tüm dünya “Jin, Jiyan, Azadî” etrafında kenetlenerek kendi demokratik konfederal sistemlerini inşa etmek için kararlara gidiyorlar.
İşte Saralar bunların öncüsü ve yapıcısıdır. Devrimciler devrim yoluna girdiler mi, hiç kimse onları bu yoldan alıkoyamaz. Hele bunlar Kürt ve kadınlar ise hiç buna güçleri yetmez. Çünkü özgürlüğe susamış ve karar kılmışız. Kurdistan halkı ve kadınları olarak bu katliamın hesabını bin kez sormaya yeminliyiz. Bizler Önder APO’nun militanları, direnişin, baş eğmeyenlerinin izinde yürüyen savaşçılarız. Biz Saraların, Ronahî ve Rojbînlerin, Evînlerin, Sêvêlerin, Pakizelerin, Besêlerin, Zarifelerin ardılları ve yoldaşlarıyız.
Tüm yoldaşlarımıza sözümüz olsun ki, kadın devrimini geliştirene kadar mücadelemiz devam edecektir. Önderliğimizin fiziki özgürlüğü, tüm kadınların özgürlüğüdür. Komplocular ne dün kazandılar ne de yarın kazanacaklardır. Kadınlar olarak her yerde daha örgütlü, öz savunmaya dayalı, daha bilinçli özgürlüğe kilitlenmeliyiz, mücadeleyi büyütmeliyiz.
Jin, Jiyan, Azadî sihrini yaşamın her alanında toplumsallaştırarak sömürgeciliğe ve faşizme cevap olmalıyız. Şehitlere cevabımız hakikatin yolunda onların yoldaşı olmaktır.
21. yüzyıl kadın yüzyılı olacak diyerek, mücadele ve bilinçlenmeye ağırlık vermeliyiz. Komploculardan hesap sormak, her yerde örgütlü duruş ve kararlı yürüyüşümüz olacaktır.