Üçer: Yasımız, isyanımızın tohumudur!

Ankara Kadın Platformu Üyesi Buse Üçer, kadınlar olarak bugün “Yasımız, isyanımızın tohumudur” diyerek meydanlarda olacaklarını söyledi.

Depremden en çok etkilenen kesimin yine kadınlar ve çocuklar olduğunu söyleyen Ankara Kadın Platformu Üyesi Buse Üçer, kadınların en temel sorunlarının barınma ve güvenlik sorunu olduğunu ifade etti. 

Ankara Kadın Platformu Üyesi Buse Üçer, depremlerden etkilenen kadınların yaşadığı sorunlara ilişkin ANF’ye konuştu.

Üçer, depremlerin hafızalardan silinmeyecek bir felakete dönüştüğünü kaydederek, şunları söyledi: “Bu yaşadığımız deprem, aslında iktidarın enkaz altında kaldığı bir deprem oldu. En çok da yükselen ses ‘devlet nerede’ sesi oldu. Depremden etkilenen insanların en acil talepleri ve kritik ilk 72 saatte arama kurtarma çalışmalarındaki yetersizlik tek başına bir beceriksizlikle açıklanamaz. Bu bir tercih olarak da görülmeli. Türkiye'de AKP iktidarı bir müteahhit rejimi kurdu. Aslında kurmuş olduğu bu sermaye iktidarı, bir tercih. Türkiye'de ciddi bir inşaat ekonomisi oluşturuldu ve büyük bir rant alanı yaratıldı. Özellikle vurgulanması gereken başlıca konu deprem bölgesinde insanların açlık ve soğuktan öldükleri gerçeği. Bu büyük felaket toplumsal hafızadan kolay kolay silinebilecek bir şey değil. Resmi rakamlarla yaklaşık 50 bin kişi yaşamını yitirdi ve bu ölümlerin büyük bir oranı eğer etkili bir afet yönetimi yapılsaydı önlenebilirdi. Tüm bu yıkımın içinden sosyalist, yurtsever, feminist, ilerici örgütlenmelerin öne çıktığını ve dayanışma ruhunu toplumsallaştırdığını düşünüyorum.”

FEMİNİST DAYANIŞMA AĞLARI HAREKET HALİNDE

Dünyanın her yerinde ve her durumda olduğu gibi yaşanan bu depremden de yine en çok etkilenenin kadınlar ve çocuklar olduğu vurgusunu yapan Üçer, şöyle devam etti: “20 senelik AKP felaketinden de en çok biz kadınlar etkilendik. Kadınların en basit talepleri bile kadın örgütlenmeleri tarafından karşılanıyor. Ped, hijyen ürünleri, iç çamaşırı gibi ihtiyaçlar için feminist dayanışma ağları hareket halinde. İktidar, yine kadınları bu felaket sürecinin duygusal emeğini, bakım emeğini yüklenen taraf haline getirmeye çalışıyor. Kadınlar, tüm bu acının içerisinde çocukların beslenmesi, barınması, genel hijyenik ortamın sağlanması, aile içindeki duygusal işlerin yönetilmesi gibi işleri yüklenmiş durumda.”

KADINLARIN GÜVENLİĞİ TEHLİKEDE

Depremden etkilenen kadınların en temel sorunlarının barınma ve güvenlik olduğunun altını çizen Üçer, şöyle konuştu: “Kadınların çadır bile bulmakta zorlandıkları bir ortamda, şiddetin her türlüsüne açık hale gelmiş durumda. Kendisine şiddet gösteren erkeklerle birlikte aynı çadır da kalmak zorunda olan, kendisi istemediği halde erkekler istediği için hasarlı binalara dönmek zorunda kalan pek çok kadın var. Kadın savunma ağı olarak Hatay'ın Defne ilçesinde oluşturduğunuz kadın dayanışma noktası aslında tüm bu hikayeleri de biriktirdiğimiz bir yer oldu. Kadınların güvenlik sorunlarına birlikte çözümler bulmaya çalıştık. Depremden etkilenen kadınlar sadece çadırlarda değil, göçerek geldikleri büyük şehirlerde de ciddi bir güvenlik tehlikesi yaşıyorlar. Kayıp pek çok kadının varlığını da unutmamak lazım. İktidarın bu noktada hiçbir politika geliştirmediği açıkça görünüyor. Afet bölgesinde son bir aydır zaten adliye, valilik gerçekliği olan kurumlar değil. Devlet ise gücünü halkı koruyarak taleplerine cevap vererek değil, korkutarak göstermeye devam ediyor. Faşizmin olağan hallerine karşı Türkiye halklarının, sosyalistlerin, feministlerin olağanüstü seferberliği depremin yaralarını sarmaya devam ediyor.” 

MEYDANLARDA OLACAĞIZ

Kadınlar olarak bugün alanlarda olacaklarını kaydeden Üçer, şunları ekledi: “‘Bu sene yasımız, kederimiz, isyanımızın tohumudur’ diyerek meydanlarda olacağız. Hesap vermeyenlerden hesap sormak, taş üstünde taş bırakmayanlarla mücadele etmeye devam edeceğimizi ilan etmek için sokaklarda olacağız. Burada olanlar ve artık olamayacaklar için sesimizi yükselteceğiz. Yaşasın 8 Mart!”