Alp: Ortak ve örgütlü mücadele şart

Hiçbir kadın cinayeti ve saldırının münferit olmadığını belirten HDP Kadın Meclisi Üyesi Alp, topluma da sirayet eden bu zihniyetin önünün sadece ortak ve örgütlü mücadeleyle alınabileceğini söyledi.

Kadını 'makbul kadın' kalıplarına sokmaya çalışan iktidarın, aynı zamanda etkin ve güçlü muhalefeti de engellediğini belirten HDP Kadın Meclisi’nden Hasret Alp, toplumun her kademesinde ve alanında tekçi zihniyetin dayatıldığını kaydetti.

AKP-MHP iktidarı, biat etmeyen kadın mücadelesine yönelik saldırılarına devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi'nin iptali, yargının erkeğin lehine işletilmesi ve yükselen kadın hareketine alan bırakmamak, kadınların son zamanlarda sık sık karşılaştıkları sorunlar. Kürt Kadın Hareketi’nin öncülüğündeki mücadele, iktidarın tüm saldırılarına rağmen direniş hattını örmeyi sürdürüyor. ANF’ye konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Üyesi Hasret Alp, AKP'nin 18 yıllık iktidarının tüm dönemlerinde kadın düşmanı olduğunu ve kadın kazanımlarını hedef aldığını söyledi.

Kadını 'makbul kadın' kalıplarına sokmaya çalışan iktidarın, aynı zamanda ülkede etkin ve güçlü muhalefeti engellediğini belirten Alp, “Toplumun her kademesinde ve alanında etkili olan 'tekçi' zihniyet dayatılıyor. İçinden geçtiğimiz süreçte en güçlü ve etkili muhalefeti yürüten tüm kadın örgütleri de iktidarın hedefindedir. Türkiye ve dünya kadın hareketleri ile birlikte ortak mücadele ruhunu yakalayan ve buna bir nevi öncülük eden Kürt Kadın Hareketi hedef alınıyor. Bizler bu yönelimlerin açığa çıkan mücadeleyle birlikte başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere tüm anayasal ve evrensel kazanımlarımıza yönelik açığa çıkan ihlal ve saldırılara karşı direniyoruz" dedi.

ŞİDDETİ ÇÖZÜM OLARAK DAYATIYOR

Siyasi iktidarın kadın mücadelesine yönelik saldırılarının toplumda bulduğu karşılığa işaret eden Alp, şiddet biçimlerinin birbirinden ayrı ve bağımsız değerlendirilemeyeceğine dikkat çekti. Farklı zeminlerde açığa çıkıyor olsa da şiddet türlerinin, birbirini beslediğini, eklemlendiğini, çoğu zaman iç içe geçtiğini kaydeden Alp, şunları söyledi: “Egemen devlet, egemen aile ve erk zihniyeti, yaşamın her alanında şiddeti bir sorun çözme yöntemi olarak kabul ediyor. Genel anlamda bir sorun çözme yöntemi olarak şiddeti meşru gören ve önceleyen erk bakış açısının yaşamlarımız üzerindeki hakimiyeti, kadına yönelik artan ve vahşileşen şiddet biçimlerini beraberinde getirmektedir. Tüm toplumsal mekanizmalar, kurumsal yapılar ve tabii ki alınan kararlara sirayet eden bu bakış açısı, şiddeti özel alanlarımıza ve aile içerisine taşımaktadır.”

HİÇBİR KADIN CİNAYETİ MÜNFERİT DEĞİL

Kadına artan şiddetin cezasızlık politikalarından bağımsız ele alınamayacağını vurgulayan Alp, şöyle devam etti: "Sorumluluk göstermesi gereken mercilerin eril bakış açılarını yansıtan ve bu zihniyeti besleyen sorumsuz söylemlerinden, şiddetle mücadele mekanizmalarının işlevsel olmayışı ve yetersizliğinden, kadınların mücadeleyle elde ettikleri kazanımlarına dönük açık saldırılardan bağımsız değerlendiremeyiz. Hiçbir kadın cinayeti ve kadın mücadelesine yönelik saldırılar münferit değildir. Topluma da sirayet eden bu zihniyetin önünü almak sadece ortak ve örgütlü mücadeleden geçmektedir."

TÜM ÖRGÜTLÜ KADIN HAREKETLERİ HEDEF

Esasında kadın hareketlerine karşı yönelimlerin asıl hedefinin, istenilen kalıplara girmeyi reddeden tüm örgütlü kadın kurumları ve hareketleri olduğunu ifade eden Alp, bu baskı ve yönelimlerin Kuzey Kürdistan’da Kürt Kadın Hareketi şahsında son bir yılda çok daha arttığını söyledi. Kürt Kadın Hareketi’nin sistematik bir şekilde iktidarın hedefinde olduğunu kaydeden Alp, şunları dile getirdi: “Bizlerin Kürt kadınları olarak, çift kimlikli olmamızdan dolayı -hem kadın hem Kürt- çok daha kriminalize edilebileceğimiz düşünülmüş ve esasında bizim şahsımızda tüm ülke kadınlarına sindirme mesajı verilmek isteniyor. Bu yönelimler istenilen amaca ulaşmamış ve ortak mücadelemiz artarak devam ediyor. Mevcut iktidar, Kürt kadınlarını yasal ve anayasal zeminden uzak gözaltı, tutuklama ile geriletmeye, tecrit politikaları ile nefessiz bırakmaya çalışıyor. Türkiyeli kadınları da tercihlerinden, kimliklerinden ve mücadelelerinden dolayı ayrıştıran politikalar ile hedef haline getirmektedir. Yoksulluk ve emek sömürüsü ile sınıf ayrımını derinleştiren bir politika izliyor.”

ÖRGÜTLÜLÜK VE DAYANIŞMADAN GÜÇ

HDP Kadın Meclisi’nden Hasret Alp, son olarak şunları ekledi: "Yaşamı inşa eden asli özne olan biz kadınlar, gücümüzü örgütlülüğümüzden ve kadın dayanışmasından alıyoruz. Bütün kadınları 'Kadın katliamına DUR' demeye, kadın mücadelesi ile elde ettiğimiz başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere tüm kazanımlarımıza sahip çıkmaya ve ortak demokrasi, hak, barış ve eşitlik mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz."