Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kapatılarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlanmasını ‘kadının adına tahammül yok’ şeklinde değerlendiren İzmir Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Reyhan Gümüşkaya Kaplan, kadının erkek ile eşit vatandaş olarak görülmemesi nedeniyle böyle bir değişikliğe gidildiğini söyledi.
Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı Türkiye’de, devlet eliyle ayrımcılık derinleştirilmeye devam ediyor. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın kapatılarak 2011 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulmasının ardından ‘kadının adı’ tamamen ortadan kaldırılmıştı. Yeni düzenlemeyle de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birleştirildi.
KADIN CİNAYETLERİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Bütün bunlar gösteriyor ki, kadın sorunu önümüzdeki süreçte daha da derinleşecek. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2017 yılında 409 kadın cinayeti işlendi, 387 çocuk cinsel istismara uğradı ve 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. 2018 Nisan ayında 30 kadın cinayet sonucu öldürülürken, Mayıs ayında bu sayı 37’ye ulaştı. Geçtiğimiz Haziran ayında ise kadın cinayeti 39 olarak kayıtlara geçti. Durum değişmiyor, rakamlar her geçen gün artıyor.
KADINLAR ENDİŞELİ
Taciz-tecavüz ve şiddet sarmalının her geçen gün arttığı Türkiye’de kadının haklarını koruyabilecek her hangi bir devlet kurumunun olmayışı kadınlar tarafından endişe ile karşılanıyor.
NÜFÜSUN YARISI KADIN AMA ADI YOK
Konuya ilişkin konuştuğumuz İzmir Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Reyhan Gümüşkaya Kaplan, dünya nüfusunun yarısının kadın olduğuna dikkat çekerek, “Eşit haklar elde etme mücadelemiz, yeni düzenlemeyle bir adım daha geriye gitti, ne yazık ki” diye konuştu.
AİHM tarafından, kadına yönelik şiddeti teşvik etmekten mahkum edilen ilk devletin Türkiye olduğunu hatırlatan Kaplan, “Türkiye durumu kurtarmak için 8 Mart 2011 tarihinde İstanbul Sözleşmesi’ni imzaladı. Bu yeni düzenleme bu sözleşmeye de aykırı” dedi.
‘KENDİ ÖZ GÜCÜMÜZLE MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ’
Yıllardır emek verdikleri ‘kadın mücadelesi’nin devlet eliyle geriye düşürülmesine tepkisiz kalmayacaklarını ifade eden Kaplan, “Bir ülke düşünün ki, kadın sorununun konuşulacağı bir mercisi yok. Kadına yönelik şiddet, taciz-tecavüz, cinayet her geçen gün artarken, buna çözüm üretecek bir devlet kurumu yok” şeklinde konuştu.
Herşeye rağmen kadınlar olarak mücadelelerini yükselteceklerini vurgulayan Kaplan, kadın bakanlığı olsun ya da olmasın ‘eşit vatandaş’ taleplerinden vazgeçmeyeceklerini duyurdu.