Avaşin'de yaşama sevdalı bir bakış...
'Eğer olacaksa bir şehadet burada olmalıdır' dediği Avaşin’in maviliğine aktı gerilla Nalin. Ondan geriye Avaşin’e yaşama sevdalı bir bakış kaldı.
'Eğer olacaksa bir şehadet burada olmalıdır' dediği Avaşin’in maviliğine aktı gerilla Nalin. Ondan geriye Avaşin’e yaşama sevdalı bir bakış kaldı.
'Avaşin’i ilk gördüğü zaman bağlanmıştım. Onun insanı kendine çeken bir yönü vardı. Cesaret veriyordu, ruh veriyordu. Yürümeyi öğretiyordu, yaşamayı öğretiyordu. Özellikle kadın olarak sana ne kadar güçlü olduğunu gösteren bir yönü var Avaşin’in. Belki de o yüzden bu kadar bağlıyım, beni bana tanıştırdığı için. Eğer olacaksa bir şehadet burada olmalıdır."
Bu cümleler 4 Kasım 2020'de Avaşin’in tarihini omuzlayan, yaşamsal kalıntılar içeren Govendê alanında, üç arkadaşıyla birlikte ölümsüzleşen gerilla Nalin Zilan’a ait. Kendi hikayesini yazan ve bu hikayeyi çoğaltmak adına dağlara yürüyen bir genç kadın Nalin. Onu en çok etkileyen ve dağlara yol almasını sağlayanın kendi ülkesinde kadınların öncülüğünü yaptığı devrim olduğunu sürekli tekrar ediyordu. Neydi hikayesi? Nereden başlıyordu bu hikaye? Önüne koyduğu ve gerçekleştirilmesi adına mücadele ettiği hangi ve nasıl bir ütopyaydı?
Nalin Zilan; PKK’ye gelmeden önceki ismiyle Nalin Şehvan. 1995 yılının 1 Mayıs’ın da Kürdistan’ın Batısında bizim Rojava diye tabir ettiğimiz toprağın Derik şehrinde doğdu. Yurtsever bir annenin öğrettiği kültürle büyüdü Nalin. Diline, toprağına bağlı, halkının acılarına hâkim bir çocuk olarak yetişti Nalin.
2012 YILINDA GERİLLAYA YÜRÜDÜ
2011, 2012 yılında, Rojava’da gelişen devrim sürecine değinen gerilla Nalin şunları ifade ediyordu: "Daha gençtim çok fazla da anlam veremiyordum ama yine de yurtsever bir ortamda büyümenin verdiği avantaj anlamamı sağlıyordu. Özellikle annemin sürekli; ‘artık biz de özgürüz, kendi askerlerimiz var, biz kendi kendimizi savunacağız, yıllardır bunu bekliyorduk’ demesi bizde merak uyandırıyordu. Bir an önce gelişen savaşa katılmak, bir şeyler yapmak istiyorduk."
Gelişen devrim süreciyle birlikte, bir ülkenin kadınların eliyle özgürleştirildiğini gören Nalin, mücadeleye katılmakla kalmaz, yönünü dağlara verip gerilla olmaya karar verir. 20 Haziran 2012 yılında dağlara gitmek için yürüdü. Dağların güzelliğini gezerek fark etmeye başlasa da yolunun son durağı gerillanın maviliğini açığa çıkaran Avaşin alanı olur. Gerillacılığı boyunca emeğiyle hep önde olan gerilla Nalin, yaşama sevdalı bir bakışın doğadaki tanımı gibi duruyordu.
AVAŞİN'DE ÖLÜMSÜZLEŞTİ
Yüzü hep gülen, arkadaşlarını hep güldüren, yardım eden, görevlerini ayırmadan yapan, mütevazı ve çekingen duruşuyla Avaşin alanında mavi bir bakış olmuştu gerilla Nalin. Avaşin'in hemen hemen birçok yerinde gerillacılık yapan Nalin, bu alana hep aşk düzeyinde bağlı olduğunu dile getiriyordu. Avaşin’in güzelliklerini, fedakârlıklarını, Zagros’un asilliğiyle bütünleştiren yönlerini her fırsatta dile getirdi. Ve Avaşin alanında ölümsüzleşti gerilla Nalin Zilan.
Uğruna savaştığı özgür ülkesi, özgür Önderliğiyle, kurtuluşa erişen halkıyla bir ütopyanın hayalini kurdu. Bu hayali gerçekleştirmenin zorluklardan geçtiğini, savaştan geçtiğini bilen gerilla Nalin, kendini geri çekmeden, sonuna kadar heyecanını ve moralini taşıyarak düşmanının üzerine yürüdü. Şunu çok iyi biliyordu ki o düşmanına vurdukça kurduğu özgürlük ütopyasının imkanı daha da mümkün olur. Ve yola düştü gerilla Nalin,"eğer olacaksa bir şehadet burada olmalıdır" dediği Avaşin’in maviliğine aktı. Ondan geriye Avaşin’e yaşama sevdalı bir bakış kaldığı gerçeği hep akıllarda kalacak.