Başaran: AKP-MHP ittifakı kadınlara yenilecek!

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "AKP-MHP ittifakı kadınlara yenilecek" diyerek, kadınların işgal saldırılarına karşı duracağını belirtti.

Ülkenin dört bir yanında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla yapılmak istenen eylem ve basın açıklamaları birçok yerde engellendi.

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Batman’da yapılan açıklamada, "Dünyanın dört bir yanında, 62 yıl önce Mirabal Kardeşlerin diktatörlüğe karşı verdikleri mücadeleden aldıkları feyzle kadınlar sokaklara, alanlara çıkıp erkek-devlet şiddetine karşı, faşizme karşı, savaş siyasetiyle ayakta durmaya çalışan iktidarlara karşı seslerini yükseltiyor. Bizler de bugün Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında dünya kadınlarının taleplerini ve kendi taleplerimizi birleştirmek için sokaklara çıkmak istedik ama yine bir klasikle karşı karşıya geldik. AKP-MHP erkek egemen ittifakı, AKP-MHP savaş ittifakı partilerimizin kapısına barikatlar kurarak ve kadın polisleri en önde tutarak sesimizi kamuoyuna yansıtmamızı engellemeye çalışıyor. Neymiş, Kuzey ve Doğu Suriye'ye yapılan operasyonları protesto edecekmişiz" dedi.

İŞGAL SALDIRILARI VE KADINLARIN ROLÜ

Başaran, şu değerlendirmeleri de yaptı:

"Buradan bir kez daha ifade ediyoruz; kadına yönelik şiddet, anti-demokratik uygulamalar, faşizm, yoksulluk AKP-MHP ittifakının savaş ve çatışma politikalarından bağımsız değildir. 2015 yılından bugüne ülkede adım adım faşizm kurumsallaştırılmaya çalışılıyor. Demokrasi namına ülkede hiçbir şey bırakılmayarak ülke zorla baskı ve zulümle yönetiliyor. Ülke bir polis devleti haline getirilmiş durumda. Anayasa, yasa, uluslararası sözleşmeler ayaklar altında. Bunu da ülkenin bekası ile açıklayan bir AKP-MHP ittifakı var. Biz biliyoruz ki bu, ülkenin bekası ve devletin bekası ile ilgili değil. Bu savaş halkın savaşı değil. AKP-MHP ittifakı Kürtler, kadınlar nerede özgürlükleri için bir adım atsa orayı hedef haline getiriyor. 

Bu, AKP-MHP ittifakının kendi beka operasyonudur. Tabii ki kadınlar buna karşı ses yükseltecek. Savaş ilk kadınları vuruyor, kadın bedeni savaş alanı haline getiriliyor. Kriz ve kaos dönemlerinde kadına yönelik şiddet vakalarının ne kadar arttığını biz söylemiyoruz, yaşıyoruz. Bu ülkede günde en az bir kadın erkek şiddeti sonucunda yaşamını yitiriyor. Onlarca kadın tacize, tecavüze uğruyor; mobbinge maruz bırakılıyor, işinden aşından ediliyor, yoksullukla yüz yüze bırakılıyor, KHK’lerle ihraç ediliyor; iradesine saldırılıyor, eşbaşkanlık sistemleri illegalize ediliyor, örgütlü mücadele tehlike ilan ediliyor, hedef haline getiriliyor. İktidar kadınlara, 'örgütlenmeyin' diyor. İktidar kadınlara 'özgürlük mücadelesi yürütmeyin, 3 çocuk getirin, 5 çocuk getirin, bizim savaş ve iktidar siyasetimize çocuklarınızı mahkum edin' diyor. Yetmiyor, Kürtlere de her ağzını açtığında 'terörist' diyor. Her ağzını açtığında Kürtleri hedef haline getiren bir iktidar var. Buna kadınlar itiraz etmesin mi? Buna kadınlar 'artık yeter, savaşınızın da iktidar mücadelenizin de karşısında olacağız' demesin mi? Diyecek!

'KADINLAR IŞİD'E KARŞI DEVRİM YAPTI'

Mirabal Kardeşler diktatörlüğe karşı mücadele etti. Sakineler kadın özgürlük mücadelesini yürüttü, Seveler bu erk zihniyete karşı mücadele etti. Nagihan arkadaşımız kadın mücadelesi yürüttü. Erkek egemen zihniyetin bize dayattığı erkek tarih ve sosyal bilimler anlayışına karşı jineoloji ile yeni bir perspektif kazandıranların öncülüğünü yaptı. Sebahatlar bu ülkede eşbaşkanlık sistemiyle erkek egemenliğine karşı kadınların özgürlük mücadelesinin dönüşüm olduğunu gösterdi. Kadınlar, Kuzey ve Doğu Suriye’de dünyanın önünde duramadığı IŞİD’e karşı mücadele etti ve kadın devrimini gerçekleştirdi. Bugün de kadın özgürlükçü bir yaşam kuruyorlar. Kadınlar Rojhilat’ta, İran’da molla rejiminin yaşamlarına ve özgürlüklerine müdahalesine karşı en önde yer alarak “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla özgürlük mücadelesi veriyor. Kadınlar Şili’de Las Tesis danslarıyla “bir kişi daha eksilmeyeceğiz” diyerek sokaklara çıkıyor. Kadınlar Afganistan’da Taliban rejiminin bütün hak gasplarına karşı mücadele etmekten vazgeçmiyor. Biz de burada, Batman’da TJA ve HDP Kadın Meclisi olarak mücadele etmekten vazgeçmiyoruz.

Sabahat Tuncellerin, Gültan Kışanakların dediği gibi; biz en büyük kariyerimizi sizin saltanatınızı devirerek gerçekleştireceğiz. Ne barikatlarınız ne zor aygıtlarınız ne saldırılarınız kadınlara geri adım attıramayacak. Bugün de Türkiye'nin ve Kürdistan’ın her yanında yasaklar ilan etmişsiniz. Kadınlar vazgeçmeyecek. Dönüşümü biz yaratacağız. Kadın öncülüğünde özgür bir geleceği biz kuracağız. Sizin savaş siyasetinize karşı onurlu barış mücadelesinin öncülüğünü biz kadınlar yapacağız. Kürt sorununun çözümüne karşı demokratik çözümü biz kuracağız. Yenilecek bu iktidar, yenilmeye mahkumdur. Hiçbir çaba bu hakikati değiştiremez.

İktidar, ayakta kalmak için tekrar savaş planlarını devreye koymuş. İktidar ayakta duramayacak, başarısız olacak. AKP-MHP ittifakı kadınların mücadelesine yenilecek. Biz geldiğimizde İstanbul Sözleşmesini yeniden yürürlüğe koyacağız. Biz geldiğimizde eşbaşkanlığı yaşamın her alanında uygulayacağız. Bu ülkede artık kadınların korkmadan sokağa çıkabileceği bir ülke inşa edeceğiz. Biz kadınlar geldiğimizde Kürt sorununu demokratik yöntemlerle çözeceğiz. Bütçeyi savaşa değil kadını koruyan mekanizmalara ayıracağız. Biz geldiğimizde kadın istihdamını artırmak için mücadele edeceğiz.

'ÖZGÜR YAŞAMI KURACAĞIZ'

Selam olsun mücadele eden kadınlara. Şimdiden 25 Kasım’da her şehirde sokaklara çıkacak bütün yoldaşlarımıza ve kadın arkadaşlarımıza mücadelemizin ortak olduğunu bir kez daha söyleyip selamlıyoruz. Barikatları yıkarak başaracağız, 'Jin, jiyan, azadî' diyerek özgür yaşamı kuracağız. Yolumuz açıktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Buradan Rojhilat’a, Kuzey ve Doğu Suriye’ye, Şili’ye, Afganistan’a kadar 'Jin, jiyan, azadî' sloganımız her yerde yankılanacak. Yaşamı özgürleştireceğiz!"