YENİLENDİ

Kadınlar erkek-devlet şiddetini ve kayyum darbesini protesto etti

25 Kasım Kadın Platformu öncülüğünde kadınlar Karaköy’de bir araya geldi, direnişi büyütme mesajları verdi. Yürüyüşte erkek-devlet şiddeti ve kayyum darbesi protesto edildi.

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ

25 Kasım Kadın Platformu, “Mücadelemiz birbirimiz için biz hayatı istiyoruz” şiarıyla, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısı Karaköy’de buluştu. Günlerdir Taksim Tünel’e çağrı yapan kadınlar, İstiklal Caddesi’ne çıkan tüm yolların sabah saatlerinden itibaren polis bariyerleri ile kapatılması ardından Karaköy’e çağrı yaptı. Binlerce kadın, zılgıtlarla, sloganlarla, alkışlarla buluşma alanına ilerliyor. 

Kadınlar, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Jin, jîyan, azadî” sloganlarını atarken, “Polis defol, bu sokaklar bizim”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır” dövizlerini taşıdı. 

YÜKSELT SESİNİ!’

Kadınlar sık sık, “Yükselt, yükselt sesini yükselt”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganlarını atarak toplanma alanına geçerken, “Kadın, çocuk, hayvan şiddetin adresi erkeklik” dövizleri yer aldı.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş, Halkların Eşitlik ve Demokrasi  Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu ve çok sayıda kadın, “Erkek devlet şiddetine karşı mücadelemiz birbirimiz için” pankartı ile toplanma alanına yürüdü. Kadınlar ellerinde “Jin, jiyan, azadî”, “Sesimizde isyan, isyanımızda yaşam var” , “Em jiyanê dixwazin” dövizlerini taşıdı. 

KAYYUM DARBESİNE TEPKİ

“Sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz” sloganlarının yükseldiği alandan genç kadınların ellerinde Kürtçe, “Agire serhildanê dişewite, tekoşina me wê we bişewitine”, “Agire berxwedana jinan dê qeyyuman bişewitine”,  “Jin bi tekoşînê azad dibe” yazılı dövizleri dikkat çekti.

DEM Genç’li kadınlar, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan Önder Apo'ya atıfta bulunarak, “Evrenselleşen Önderlik öncüleşen kadın gerçeğine” ifadelerinin yazdığı dövizi taşıdı. 

ÖZ SAVUNMA MESAJI 

Kadına dönük şiddet ve katliamların arttığı bu süreçte, kadınlar öz savunmanın önemine de dikkat çekti. Bu kapsamda kadınlar, “Öz savunma haktır”, “Xeta jinê xeta jîyanê” dövizlerini taşıdı. Kadınlar sık sık, “Bijî tekoşîna jina”  sloganlarını da attı. 

TÜLAY HATİMOĞULLARI: HADDİNİZE DEĞİL  

Kadınların buluştuğu Karaköy iskelesinde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Jin, jiyan, azadî sloganını yasaklayan Diyarbakır Valisine de sesleniyorum: Hiç kimsenin haddine değildir kadın yaşam özgürlük sloganını yasaklamak. Hiç kimsenin haddine değildir Ortadoğu’dan bütün dünyaya yayılan başta Kürt kadınları olmak üzere, dünyadaki bütün kadınların sahiplendiği, ‘Jin, jiyan, azadî’  sloganını yasaklamak kimsenin haddine değil. Bütün Türkiye ve Kürdistan’da her yerde bugün slogan yankılandı ve yankılanma devam edecek. Demek ki yasaklar kar elde ettirmez bu iktidara. Bu iktidar yasak zihniyetten vazgeçsin ve biz kadınlar bedenimiz, emeğimiz ve özgürlüğümüz için bütünlüğümüz için mücadele etmeye devam edeceğiz. Yaşasın kadın dayanışması” dedi.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ: KADINLAR KAZANACAK

HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ise şunları söyledi: “Şu anda İstanbul’dayız. Arkamda binlerce kadın onlarca barikatı aşarak, aramalardan geçerek zar zor buraya ulaşabildiler. İstiklal Caddesi’nde buna izin verilmemesi, kadınlardan korkunun açık dil ifadesidir. Hem kadınlardan korkuyorlar ama aynı zamanda kadın düşmanı olanlarla devam ediyorlar. Kesinlikle şiddete karşı mücadelemizden tek bir geri adım atmayacağız. Şu anda Türkiye’de Türklerin yaşadığı illerde, Kürdistan coğrafyasında milyonlarca kadın meydanlarda Jin jiyan azadî sloganları atmaya, kendi iradesine ve düşüncelerine mücadelesine sahip çıkmaya devam ediyor. AKP ve MHP iktidarı kadınlar karşısında kaybedecek. Bizler toplumun yarısı olarak bu konuda bütün gücümüzle mücadeleyi büyüteceğiz. HDK, olarak mahallelerde, sokaklarda, illerde Türkiye’nin her tarafında kadın mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. İyi ki kadın dayanışması var, iyi ki kadın mücadelesi var.”

Konuşmaların ardından Kürtçe, Arapça ve Türkçe basın açıklaması okundu.

‘BİZ HAYATI İSTİYORUZ’

Erkek şiddeti ile karşı karşıya olan ve mücadele edenler kadınlar olarak bir araya geldikleri ifade edilen açıklamada, erkek ittifakının kadınların emeğini ve bedenini sömürmek için araç olarak kullandığı şiddeti reddettikleri belirtildi. Devamında, ”Erkek-devlet şiddetinin şekillendirmeye çalıştığı hayatlarımızda kendi kararlarımızı alıyor; babadan, kocadan, aileden bağımsız kendi düzenimizi kurmak için çabalıyoruz. Çünkü biz hayatı istiyoruz. Sermaye karına kar katarken bizim günden güne yoksullaştığımız bir düzende kimimiz geçinemediği, barınamadığı için şiddet dolu aile evlerine dönmek zorunda kalıyoruz, KYK ve tarikat yurtlarında, bir depremde başımıza yıkılacak evlerde, imkansızlıklar içinde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Kimimiz boşanmak istediğimiz, itaat etmediğimiz için, kimimiz sadece trans olduğumuz için erkekler tarafından öldürülüyoruz. Buna karşı hayatımıza sahip çıkmak istediğimizde ise yargılanıyor, cezalandırılıyoruz. Bizi sıkıştırdığınız o dört duvarın içine sığmıyoruz. Kendi bedenimiz, emeğimiz, hayatımız üzerindeki söz hakkımızı geri alıyor ve hayatını elinden aldığınız, alamadığınız her kadın için, birbirimiz için mücadelemize devam ediyoruz. Çünkü biz hayatı istiyoruz” denildi. 

‘SUÇLU ERKEK EGEMEN DÜZEN’

Her gün kadınların katledildiği düzende hiç kimsenin rahat olmadığı vurgulanan açıklamada, şiddete maruz kalan kadınları karakoldan evine gönderenin, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilenlerin, 6284'ü uygulamayanların, kazanılmış haklara saldıranların da fail olduğu belirtildi. Açıklamada, “Kadınların kapıyı açmasını, saat kaçta nerede olduğunu, ne giydiğini mevzu edenlere sesleniyoruz: fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik, her türlü erkek şiddetinin sorumlusu, şiddeti uygulayan erkekler ve erkekleri koruyan devlettir. Gülistan Doku dört yıldır kayıp! Narin’e, Rojin’e ne olduğu gizlenmeye çalışılıyor. Biz ise o örtüyü kaldırıp suçluyu gösteriyoruz. Suçlu erkek egemen düzen, erkek devlet ve onun kurumları. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, Sağlık Bakanlığı’na Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan, Maliye Bakanlığı’na kadar her alanda kadın düşmanı politikalar üreten bütünlüklü bir sistemle karşı karşıyayız” ifadeleri yer aldı. 

‘SOKAKLARI DOLDURUYORUZ’

İktidarın savaş politikalarıyla güç kazanmaya çalıştığı dile getirilen açıklamada, savaş politikasının bir adımının da kayyumlar olduğu ve kayyumlar aracılığıyla kadın kazanımlarının hedef alındığına dikkat çekildi.

Devamla şunlar vurgulandı: “Bu gaspçı, rantçı kayyumlar kadınları kamusal alandan silmeye, tüm dünyada kadın mücadelesi ve dayanışmasının sloganı olan Jin Jiyan Azadi'yi yasaklamaya çalışıyor. Biz kadınlar kayyumlara ve savaşa karşı da buradayız. Kürtçe'ye ve kadın özgürlüğü fikrine katlanamayanlara inat sokakları Jin Jiyan Azadi sloganlarıyla dolduruyoruz. Filistin halkı bir seneyi aşkın zamandır soykırım altında. İsrail ile ticareti kesmeyip soykırıma suç ortaklığını sürdüren iktidarın yalanlarına karnımız tok. Bütün kadınlar özgürleşmeden hiçbirimiz özgür olmayacağız. Kadın dayanışmasının sınırları aşan gücünü savaşlarla yok etmeye çalışanlara karşı mücadelemiz birbirimiz için. Bir kişi daha eksilmemek için, birbirimizi mutlu, umutlu bulabilmek için, kendi hayatlarımızın sahibi olabilmek için; mücadelemiz birbirimiz için. Mücadelemiz eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam için.”

Kadınlar “Jin, jiyan, azadî” sloganları ve zılgıtlar eşliğinde eylemlerini sonlandırdı.