Başaran: Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmedi!
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "İstanbul Sözleşmesi’nden AKP-MHP iktidarı çekildi, kadınlar çekilmedi" dedi.
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "İstanbul Sözleşmesi’nden AKP-MHP iktidarı çekildi, kadınlar çekilmedi" dedi.
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, milletvekilleri ile İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline ilişkin Meclis’te açıklama yaptı.
Başaran'ın konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:
"AKP kadın düşmanı politikalarına devam ediyor. Uzun bir süre bunu üstü örtülü bir biçimde gerçekleştirdi. Ama özellikle 2016’dan bu yana her gün sistematik bir biçimde kadın kazanımlarına, kadınların geleceğine, iradesine saldırarak ayakta durmaya çalışan; kadın düşmanlığı ile varlığını sürdürmeye çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Tabi ki bunun en son halkası İstanbul Sözleşmesi ama İstanbul Sözleşmesi’ne gelene kadar neler yaşadık? Belki biraz dönüp bakmak lazım. Bir anda gelişmedi İstanbul Sözleşmesi tartışmaları. Bir anda bu mesele ülkenin gündemine gelmedi. AKP iktidarı ince ince dokuyarak süreci bugünlere getirdi.
OHAL kadınlara saldırının gerekçesi haline getirildi.
Yine 2017’de Müftülük Yasası Meclis’ten geçirildi. Bir darbeyi de bu biçimde gerçekleştirdiler. En son geçen yıl bütün dünya pandemi ile uğraşırken, bütün dünya “Halkı, toplumu, kadınları, yoksulları pandemiden nasıl koruruz?” tartışması yürütürken Türkiye’deki tartışma “Çeteleri nasıl salarız, kadına ve çocuğa karşı suç işleyenleri cezaevlerinden nasıl dışarı taşırız?” oldu. Tüm dünya açısından bir kriz süreciydi. Biliyoruz ki krizlerden en fazla etkilenenler kadınlar oluyor. Savaş ve kriz dönemlerinde kadınlara yönelik şiddet, cinsiyetçilik, militarizm ile paralel bir biçimde artıyor ve kadınlar bu şiddetle yüz yüze kalıyor.
Kadınların boşanmasının engellenmesi için hamleler yapıldı.
'EN BÜYÜK HEDEFLERİ TJA OLDU'
Eğitimde birçok problem varken yine cinsiyetçi bir bakış açısıyla kadın üniversiteleri açıldı. Bu süreç içinde kadın örgütlülüğü ve mücadelesi en büyük hedefti. Birkaç örneğini vereceğim. Geçen Mayıs ayında, yine pandemi en yüksek seviyedeyken Roza Kadın Derneği’ne baskın yapıldı ve birçok kadın gözaltına alındı, kurucu üyelerinden Ayla Akat Ata da şu an cezaevinde. TJA’da yıllardır kadın mücadelesi yürütenler bu sürecin en büyük hedefi oldu. TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan kadın mücadelesi yürüttüğü için şu anda cezaevinde.
'EN AZ 300 KADIN KATLEDİLDİ'
Peki, iktidar kadınlarla uğraşırken, kadınlara saldırı geliştirirken kadınlar ne yaşadı? Resmi olmayan veriler var. Çünkü uzun süredir iktidar, veriler üzerinde oynayarak kadına yönelik şiddet azalmış gibi gösteriyor, ısrarlı bir biçimde açıklamıyor. Ancak, elde edilen resmi olmayan verilere göre; 2020 yılında en az 300 kadın erkekler tarafından katledildi.
'GECE YARISI DARBESİ!'
Kadınlar bu şiddetle yüz yüze kalırken, iktidar İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açtı ve ısrarla uygulamadı. En son bir gece yarısı darbesiyle 20 Mart günü tek adam rejiminin sonuçlarından biri olarak İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekildiği ifade edildi. Bunun hukuksal olarak kabul edilir bir yanı yok. Yasa, Anayasa çok açık. Usulüne göre imzalanan bir uluslararası sözleşmenin usulü de bellidir, kabulü ile paraleldir.
İstanbul Sözleşmesi’nden sadece AKP Genel Başkanı çekildi, kadınlar sözleşmeden geri çekilmedi .
İstanbul Sözleşmesi’nin üzerinde bu kadar tepinerek kadınları şiddetle yüz yüze bırakıyorsunuz.
'SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMEK ÇOCUK İSTİSMARIDIR'
Bakın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, cinsiyetler arası eşitsizliği gidermek için adım atmamak demektir. İktidar tam da bunu yapmak istiyor. Önleyici programlar geliştirmenin önünü tıkamaktır. İktidarın tam da amacı bu. Zaten her defasında yargı erkek yargı. Çocukların evlilik yolu ile istismarını kabul etmek demektir İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek. Şiddete uğrayan çocuklara, tecavüze uğrayan kadınlara destek sunmamak demektir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek bugün bahane ettikleri LGBTİ+’lere yönelik nefret söylemini teşvik etmek, hatta LGBTİ+lere saldırının önünü açmak demektir.
Kadınlara şiddetle yüz yüze ama aile içinde kalın mesaj veriliyor.
'ERKEKLER BU SÖZLEŞMEYİ KALDIRAMAZ'
Biz kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ni bitirmeden bir erkek bu sözleşmeyi ortadan kaldıramaz.
İktidara bir kez daha sesleniyoruz. Bu yürüttüğünüz politikaların sonucu, bütün topluma büyük bir fatura olarak çıkacaktır. HDP Kadın Meclisi olarak bütün muhalefet partilerinin kadın milletvekillerine bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Hatta iktidar partisinin kadın milletvekillerine de çağrıda bulunuyoruz. Bu sözleşme hepimizin ortak mücadelesi ile kazanıldı, bir taraftan da hepimizin güvencesi. Gelin hep birlikte İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyelim diyelim. Gelin hep birlikte erkek ittifakına karşı kadın dayanışmamızı örelim, kadınların katledilmesine göz yuman erkek egemen kadın düşmanı politikalara ortak ortak ses çıkaralım.
İktidara da sesleniyoruz; bu hukuksuz, gayrimeşru, yasa dışı işleri yapmaktan vazgeçin. Sizin yapmanız gereken İstanbul Sözleşmesi’nin size yüklediği sorumlulukları yerine getirmektir, sizin yapmanız gereken kadınları erkek şiddetinden korumaktır. Sizin yapmanız gereken kadınların kazanımlarına saldırmaktan vazgeçmektir."