Başaran: Halkımız Gemlik'e yürüyecek
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, İstanbul Sözleşmesi'ni savunmaya devam edeceklerini söyledi. Gemlik Yürüyüşü'ne dikkat çeken Başaran, "Yasakları tanımıyoruz, halkımız Gemlik’e yürüyecek" dedi.
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, İstanbul Sözleşmesi'ni savunmaya devam edeceklerini söyledi. Gemlik Yürüyüşü'ne dikkat çeken Başaran, "Yasakları tanımıyoruz, halkımız Gemlik’e yürüyecek" dedi.
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, genel merkez binasında basın toplantısı düzenleyerek kadın gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başaran'ın konuşmasının satır başları şöyle:
"Bildiğiniz gibi 20 Mart 2021 tarihinde bir gece yarısı AKP Genel Başkanı şahsına verdiği yetkiyle, tek bir imza ile İstanbul Sözleşmesinden geri çekildiğini ilan etmişti. Buna karşı uzun süre biz kadınlar sokakta, alanda, meydanda büyük bir mücadele yürütüyoruz. Bir de bunun hukuki mücadelesini yürüterek Danıştay’a dava açtık. Danıştay’daki davanın 2’nci duruşması geçtiğimiz hafta görüldü. Onlarca kadın örgütü ve siyasi partilerin başvurusuyla açılan bu davanın duruşmasında biz de HDP Kadın Meclisi olarak bulunduk. HDP adına Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan bir savunma yaptı. Orada kendisinin de ifade ettiği gibi bu savunmayı sadece HDP ve kendi şahsı adına değil, Türkiye’deki bütün kadınlar adına; Türkü, Kürdü, Alevisi, Lazı, Çerkezi adına bu savunmayı yaptığımızı ifade etti. Orada tabii ki yine yetkililer, özellikle saray yetkililerinin yaptığı savunma uzun süre yaptıkları manipülasyonun bir tekrarıydı. İstanbul Sözleşmesinin aslında kadın mücadelesine bir etkisi olmadığını ifade ettiler, kadına yönelik şiddeti artırdığına yönelik ifadelerde bulundular.
'SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLDİLER, 495 KADIN KATLEDİLDİ!'
Israrla ifade ediyoruz ki İstanbul Sözleşmesinden geri çekildiğinden bugüne kadar kadına yönelik şiddet vakaları daha da arttı. Belki resmi olarak yetkililer bir veri sunmasalar da sadece İstanbul Sözleşmesinin geri çekildiği tarihten bu yana en az 495 kadın katledilmiş. En az diyoruz, çünkü uzun süredir bakanlıklar kadına yönelik şiddet verilerini ısrarlı bir şekilde açıklamıyor. Çünkü topluma, kadına yönelik şiddet vakaları azalmış gibi yansıtmaya çalışıyorlar. Sadece son bir ay içinde, Mayıs ayı içerisinde en az 32 kadın katledilmiş. Bütün bu iddialar ortadayken biz iktidarın neden İstanbul Sözleşmesinden geri çekildiğini ve kadına yönelik şiddetle ilgili bir adım atmadığını çok iyi biliyoruz. Çünkü iktidarın kadına yönelik şiddeti çözme gibi bir derdi yok, mümkünse kadınlar daha çok şiddete uğrasın, daha çok yoksullukla yüz yüze kalsın, özgürlük mücadelesi yürütmesin istiyorlar. Tam da bu yüzden karşılarında mücadele eden bütün kadınları da hedef gösteriyorlar, yetmiyor iktidar kadına yönelik şiddeti teşvik ediyor.
Yaşamları ellerinden alınan kadınlar için İstanbul Sözleşmesini biz uygulayacağız.
Erkek adalet değil gerçek adalet için İstanbul Sözleşmesi’ni biz uygulayacağız.
Bütün kadınları da İstanbul Sözleşmesini savunmaya ve ortak mücadeleye katılmaya çağırıyoruz.
Kadınlar hâlâ 21’inci Yüzyılda eşit işe eşit ücret mücadelesi veriyor.
Genç kadınlar işsizler, umutsuz ve karamsarlar, geleceklerini göremiyorlar.
GEMLİK YÜRÜYÜŞÜ
İktidar ülkedeki problemin esas nedenini türlü yöntemlerle perdeliyor ama biz biliyoruz ki bugün Türkiye’deki ekonomik krizin de, kadına yönelik şiddetin her gün biraz daha artmasının da, cinsiyetçiliğin militarizm ile beraber örgütlenmesinin bir sonucu olarak karşımızda duruyor. Yani, AKP-MHP ittifakının ısrarlı bir şekilde Kürt sorununun demokratik çözümünü bir kenara bırakarak şiddet ve zorla, savaş ve işgalle çözme yöntemindeki ısrarının faturasını bütün topluma ödetiyor. Aslında bu meselenin en esaslı noktalarından biri de İmralı'da Sayın Öcalan üzerine başlatılan tecrittir. Tam da bu nedenle bizler 12 Haziran’da tecride ve savaş politikalarına karşı DTK, siyasi partiler ve kadınlar olarak Gemlik’e yürüyeceğiz ve tecridin kırılması için mücadele edeceğimizi ifade edeceğiz.
ÖZGÜR BASINA SALDIRILAR
Savaş saldırı ve zor politikalarının sonucu olarak hergün siyasi soykırım operasyonları ile uyanıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Batman'da kadın örgütlülüğümüze ve mücadelemize yapılan saldırı ile 19 kadın arkadaşımız gözaltına alındı, 3’ü tutuklandı. İstanbul ve Tekirdağ merkezli iki ayrı operasyonla HDK ve Göç İzleme Derneğine bir operasyon gerçekleştirildi, bu operasyon sonucunda 19 arkadaşımız tutuklandı ve hala gözaltılar devam ediyor. Yine Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Jinnews, Mezopotamya Ajansı’nın editör ve muhabirlerinin aralarında bulunduğu 21 gazeteci gözaltına alındı. İktidar sıkıştıkça, çözümsüzlükle yüz yüze kaldıkça zor aygıtlarını devreye sokuyor saldırı ile savaşla işgalle ve en nihayetinde yargıyı sopa haline getirerek kendi tahakkümünü oluşturmaya çalışıyor. Biz Kürt gazetecilere yöneilk bu saldırıların nedenlerini çok iyi biliyoruz. Çünkü iktidar bir algı oluşturuyor. Özgür basını susturarak bu algıyı perçilemeye çalışıyor. Bunun karşısında hakikati savunan bütün kesimleri gözaltına alıyor. Gözaltına alınanlar içinde Jinnews muhabirleri de var. Jinnews dünyanın tek kadın ajansı ve bir sabah baskınıyla tek kadın ajansına yapılan baskınla birçok gazeteci gözaltına alındı. Peki bu saldırılar karşısında özgür basın hakikati topluma ulaştırmaktan vaz mı geçecek? Tabii ki hayır! Öncesinde tarihte de gördüğümüz gibi sadece gözaltı ve tutuklamalarla değil, aslında katliamlar da gerçekleştirildi ama özgür basın mensupları hiçbir zaman geri adım atmadı, hakikati topluma ulaştırmaya devam etti. Bir kez daha özgür basının yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Bütün bu saldırıların karşısında 12 Haziran’da Gemlik’e yürüyoruz. Yürütülen savaş, saldırı, imha, inkar politikalarına karşı daha büyük bir ses yükselteceğiz.
'EN GÖRKEMLİ KONGRELERİMİZDEN BİRİ OLACAK'
Geçtiğimiz haftalarda konferanslarımızı gerçekleştirdik. Öncelikle Kadın Konferansımızı, ardından Büyük Konferansımızı gerçekleştirdik. 3 Temmuz’da 5’inci Olağan Büyük Kongremizi gerçekleştirmenin hazırlıklarını yapıyoruz. Bizim açımızdan büyük bir heyecan var, çünkü bütün bu saldırılara karşı ülkenin, Kürtlerin, kadınların, gençlerin, işçilerin, emekçilerin umudu olmaya devam ediyoruz. Bütün bu saldırılara karşı bugün bize dayatılan rejimin karşısında alternatif ve çözüm olan tek yol 3’üncü yol ve HDP’dir. Bu alternatifin öncüsü olan biz kadınlar, büyük bir heyecanla kongremizin hazırlığını yapıyoruz. Hem niteliksel hem de niceliksel olarak olarak tarihimizin en görkemli kongrelerinden birini gerçekleştirerek bu saldırılara karşı geri adım atmadığımızı göstermiş olacağız."
'YASAKLARI TANIMIYORUZ'
Başaran, "Gemlik Yürüyüşüne ilişkin 15 Haziran’a kadar etkinlik yasağı geldi, buna ilişkin yorumunuz nedir" sorusu üzerine şöyle dedi:
"Maalesef Türkiye yasaklar ülkesi haline geldi. Bugüne kadar ne kadar demokratik bir tepki ortaya koysak benzer yasaklarla karşı karşıya kaldık, ama hiçbir yasak yürüyüşümüzü engelleyemedi. Biz bu yasağı tanımadığımızı buradan ifade ediyoruz. Bu yasaklar mücadelemizi ve yürüyüşümüzü hiçbir zaman durduramayacak. Planlamımızda hiçbir değişiklik olmayacak. Bu konuda hazırlıklar var. Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanından halkımız Gemlik’e yürüyecek, bu konuda planlamımızda değişiklik yok."