Bethnahrin Kadın Savunma Birlikleri kuruluşunu ilan etti
Bethnahrin Kadın Savunma Birlikleri, “YJA STAR ve YPJ, IŞİD’e ve bölgedeki egemen diktatör güçlere karşı verdikleri mücadele ile bizlere ve diğer bütün kadınlara örnek ve moral oldular.
Bethnahrin Kadın Savunma Birlikleri, “YJA STAR ve YPJ, IŞİD’e ve bölgedeki egemen diktatör güçlere karşı verdikleri mücadele ile bizlere ve diğer bütün kadınlara örnek ve moral oldular.
Bethnahrin Kadın Savunma Birlikleri, “YJA STAR ve YPJ, IŞİD’e ve bölgedeki egemen diktatör güçlere karşı verdikleri mücadele ile bizlere ve diğer bütün kadınlara örnek ve moral oldular. Kadın birlikleri olarak omuz omuza vererek varlığımızı daha da güçlendireceğiz” dedi.
Yazılı bir açıklama yapan Bethnahrin Kadın Savunma Birlikleri, bilindiği gibi egemen güçlerin ve bölgede iktidar olan diktatörlerin, Ortadoğu’da kirli bir savaşı sürdürdüğünü belirtti. İnsanlık değerlerinin ayaklar altına alındığı ve ezilen halkların yeniden soykırımdan geçirildiği vurgulanan açıklamada, “Yok edici ve tahrip edici savaşın yarattığı barbar örgüt IŞİD, halkların yüreklerine yeni bir yara açtı. En çok kadınlar IŞİD terör örgütünün hedefi olmakta. Çünkü IŞİD vahşet örgütü, halklara ve özellikle Hıristiyan, Êzîdi ve Alevilere, demokrasiyi savunan, yenilikçilere karşı etnik, kültürel ve mezhepsel bir savaş başlatmış durumda. Bu kirli zihniyetin temsili Musul’da, Şengal’de, Ninova Ovası, Kobanê, Khabur, Al Karyatayn ve daha birçok yerde kendini göstermiştir. IŞİD, El Kaide, Buko Haram, El Şabab, El Nusra ve bunlara benzer insanlık dışı örgütler, kadın cinsini sonsuza kadar köle yapmayı, demokrasi mücadelesini yok etmeyi ve toplumların ruhunu çürütmeyi hedeflemektedirler. Bu nedenle, içinde insanlık olan herkes ve özellikle kadınlar, IŞİD terör örgütüne ve onu destekleyen güçlere karşı duruşlarını göstererek mücadele vermelidir.
Anavatanımız Bethnahrin’de (Mezopotamya), bölgemiz Ortadoğu’da, tarihi eserler ve Süryani halkının kimliği temelinden yok edilmeye çalışılmaktadır. Irak’ta, kültürel zenginliklerimiz, tarihi eserlerimiz ve evlerimizin nasıl yakılıp yıkıldığına ve Kraliçe Zennubya’nın şehri olan Palmira antik kentinin nasıl barbarca tahrip edildiğine bütün dünya şahit oldu. Süryani, Êzîdî ve diğer halklardan esir alınan kadınların köleler gibi pazarlarda satılıp, ahlak dışı her harekete maruz kaldılar. Bu barbarlığa sessiz kalmak, IŞİD terör örgütü ve aynı zihniyetteki örgütlerin yaptığı barbarlığa ortak olmak demektir” dedi.
Süryani halkı anavatanında kimliğine, mevcudiyetine, zenginliklerine sahip çıkması için kendini koruması gerektiği ve diğer halklarla dayanışma içerisinde harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Bethnahrin Kadın Savunma Birlikleri açıklamasında şunlara yer verdi: “Biz, Asuri-Arami-Keldani-Süryani kadınları olarak, vatanımızı, geleceğimizi ve namusumuzu korumak ve IŞİD’in barbarlığını vatanımızdan yok etmek maksadıyla askeri bir örgütlenme kurduk. Bu kararımızı, silahlanarak, cephelerde ön safhalarda çarpışarak halkımızın canı ve malına sahip çıkarak hayata geçireceğiz.
Süryani kadınları olarak, Bethnahrin Ulusal Konseyi (MUB) öncülüğünde, milli ve toplumsal mücadelemizin tarihinde var olan değerlerden güç alarak, insanlığın desteğini kazanacağımıza ve doğru olan davamızda başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz. YJA STAR ve YPJ, IŞİD’e ve bölgedeki egemen diktatör güçlere karşı verdikleri mücadele ile bizlere ve diğer bütün kadınlara örnek ve moral oldular. Kadın birlikleri olarak omuz omuza vererek varlığımızı daha da güçlendireceğiz. Çünkü Ortadoğu’da menfaatlere karşı verilen savaşın yanı sıra, sistem ve zihniyete karşı da mücadele verilmektedir. Ortadoğu’da, demokratik güçler karanlık güçleri mağlup etmeyinceye kadar özgürlükten bahsedilemez. Demokratik bir yaşamın inşasında, kadınların kölelik zincirlerini kırıp özgürlük mücadelesinde silahlı olarak yer almaları hayati bir önem taşımaktadır.
Süryani kadınları olarak 90’lı yıllardan bu yana politik, örgütsel ve askeri olarak attığımız adımlar Suriye’deki gelişmelerde ve IŞİD terör örgütünün yaptığı barbarca saldırılara karşı verilen mücadelede asıl önemini kazanmıştır. Suriye’deki savaşın şekli, halkımızı yok etmek amacıyla yapılan saldırılar, bizleri böyle bir karar almaya yönlendirmiştir. Süryani Askeri Meclisi (MFS) ve Sutoro’nun yanı sıra kadınlara özgü birlik güçlerinin oluşması toplumsal asayişi sağlamakta temel bir ihtiyaç haline gelmiştir. Süryani kadını, toplumsal bir temsiliyete sahip olması için politik ve askeri dahil olmak üzere hayattaki her alanda kendini temsil etmesi gerekmektedir.
Süryani Kadın Savunma Birlikleri olarak, 30 Ağustos 2015 tarihini örgütümüzün kuruluş tarihi olarak belirliyor ve bunu bütün dünyaya ilan ediyoruz. Hedefimiz; halkımızın değerlerini, kadın haklarını, diğer halklardan kadınlarla dayanışmayı geliştirmek ve gerici zihniyetlere karşı birlikte mücadele vermektir. Bu nedenle, insanlık değerlerine ve demokrasiye bağlı kalacak ve zafere ulaşana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Halkımızın kadınlarını, barbarlara karşı verdiğimiz savaşta bizimle birlikte yer alarak tarihi bir rol oynamaya davet ediyoruz. Ayrıca halkımızı ve dünyadaki demokratik kamuoyunu mücadelemize maddi ve manevi desteklerini sunmaya çağırıyoruz.”