Êlih'te eylemler sürüyor: Sömürge hukukuna karşı direniş kazanacak

Kayyum darbesi ile gasp edilen Êlih Belediyesi önündeki eylemde konuşan kadın siyasetçiler, Kürt halkına sömürgeci hukukun uygulandığını belirtti, direnişin zafer getireceğini vurguladı.

DİRENİŞ SÜRÜYOR

Gasp edilen Êlih Belediyesi önünde protestolar ikinci gününde devam ediyor. Siyasetçi Ayla Akat Ata ile Feminist Kadınlar Grubu üyeleri de bugünkü eyleme katıldı. Eyleme katılanlar, halaya çekerek, sık sık “Jin, jiyan, azadî” sloganı attı.  

Feminist Kadın Hareketi'nden Berfin Atlı, "Êlih’te savaş varmış gibi sokakların kuşatıldığını görüyoruz. İşte kayyum budur. AKP iktidarı bu uygulamaların devam edeceğini söyledi" dedi. Kayyumların seçme ve seçilme hakkını tanımamak olduğunu vurgulayan Berfin Atlı, "Kadınların kamusal alandan çıkarılması anlamına geliyor. Kayyum, kadınların şiddet durumunda başvurabileceği mekanizmaların kapatılması demek. Kadın yoksulluğuna ilişkin çalışma yapan kurumların kapatılması demek. Jinkart uygulamasının hedef alınması demek" dedi.

Berfin Atlı, "Êlih, kadınlara ‘çarşaf rengini seçme özgürlüğünü’ vereceğiz diyen pişkin açıklamaya karşı, bu zihniyeti ezici şekilde sandığa gömdüğü yerdir. Bugün kadınlar, gençler, yaşlılar, herkes, kayyıma karşı iradelerini savunuyor. Kayyum dayatmasına boyun eğmiyor. Biz, eşitlik, demokrasi ve özgürlük olmadan barışın olmayacağını biliyoruz. Dün olduğu gibi bugün de barıştan yanayız" diye kaydetti.

'BİZİ DURDURAMAYACAĞINIZI GÖRECEKSİNİZ'

Tecrit İçin Adalet Girişimi üyesi Ayla Akat Ata, "yeni süreç" tartışmalarına işaret ederek, belediye etrafındaki ablukaya tepki gösterdi. Ayla Akat Ata, "Biz demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yerel yönetim dedik. Êlih’te rekor oyla kazanan bir kadın eşbaşkanla bu fikir yaşadı, yaşayacak. Bu fikrin arkasında 1980 darbesinden önce mevcut sisteme ‘hayır’ diyen Edip Solmaz’ın geleneği vardır. Bu fikriyatın arkasında 1990’ların faili meçhul cinayetlerine kurban edilmiş yurttaşlarımızın gerçekliği, emeği vardır. 1999’lardan bu yana ‘ben varım’ diyen halk gerçekliği vardır. Dün vardık, bugün de varız, yarın da var olacağız. O nedenle bu bentler o fikriyatı; demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü fikriyatın önünde set olamaz. Bu halk her sandığa gittiğinde verdiği oylarla bu bentleri yok eder, ezer. 3 defa böyle oldu. Hiç merak etmeyin 4’üncüsünde de bu bentler yıkılacak. Bu halk bu bentleri anlamsız hale getirecek” ifadelerini kullandı.
Ayla Akat Ata, kadınların verdiği özgürlük mücadelesine işaret ederek, "Bu mücadelenin imhayla, inkarla, asimilasyonla asla yok sayılamyacağını, durdurulamayacağını bir kez daha ifade ediyoruz. Gülistan başkan hepimizin, Êlih halkının iradesidir. Sizin kayyumunuz gücü, çıkarı, talanı sembol eder. Ama bizim eşbaşkanlarımız halk belediyeciliğini, halk olmayı ifade eder" dedi.

'KAYYUMU SOKAKLARDA DİRENEREK GÖNDERECEĞİZ'

Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Satiye Ok, "8 yıldır AKP-MHP faşist iktidarı, Kürdistan’ı kayyımla yönetmeye çalışıyor. Direnişi yükselten kadınlar olarak, teslim olmayan kadınlar olarak kayyum siyasetine karşı susmadığımızı, korkmadığımızı ifade ediyoruz. Sokaklarda direneceğiz, sokaklarda kayyumu göndereceğiz” dedi.

'SÖMÜRGECİ HUKUK UYGULANIYOR'

Siyasetçi Sabahat Tuncel, 8 yıl önce kendilerine dönük siyasi darbeyi hatırlatarak, "Devlet aklı değişmiyor. Onların yaptığı şey öyle yasal madde değil. Bunlar hikaye. Asıl Kürtlere uygulanan bir tane hukuk var. O da sömürgeci hukuk. Biz bunu reddediyoruz. Bizlere ‘Kimliğinizden, dilinizden vazgeçin. Gelin bize biat edin. Hakkınızı talep etmeyin. Bizim verdiğimiz sınırlar içinde yaşayın’ deniliyor. Bunu bugüne kadar kabul etmedik, bundan sonra da kabul etmeyeceğiz. Belediyeler şahsında halkımıza dayatılan kültürel soykırımdır" dedi.

 Sababat Tuncel, güncel gelişmelere işaret ederek, "Ankara’dakiler konuşuyor. Durdukları yerden bize bir gelecek çizmeye çalışıyorlar. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan gelsin, Meclis'te konuşsun, diye ifade ediyorlar. Ardından kayyımı devreye koydular. Sayın Öcalan, Ömer Öcalan’la görüşmesinde ‘Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa çatışmalı süreci siyasi ve hukuki zemine çekebilecek güce sahibim’ diyor. Bu zaten biliniyor ama iktidar hala İmralı işkence rejiminde ısrar ediyor. Bir yandan tecridi sürdürüyor, bir yandan kayyum atıyor. Böylesi bir ortamda özgürlükten, demokrasiden, barıştan bahsetmek mümkün değil. Ama bu bizim özgürlük ve barışta ısrar etmeyeceğimiz anlamına gelmez. Biz bunun için yılardır mücadele ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Sabahat Tuncel, şöyle devam etti: "Kürtler belediye eşbaşkanı seçiyor, bu halka hizmet etmeye çalışıyor. İktidardakiler bu halkın iradesini gasp ediyor, her birimizin iradesini gasp ediyor. Bunu kabul edemeyiz. Kabul etsek insanlığımızdan vazgeçeriz. Biz bu ülkeyi yönetenlere şunu söylüyoruz; kayyım politikalarınız bizi değil, sizi çürütüyor. Biz direneceğiz ama iktidar bu politikaları nedeniyle kaybediyor, kaybetmeye devam edecek. Kayyım atayanlar kaybedecek, kayyuma karşı direnenler kazanacak.”

'KAYYUMLARIN BARİKATLARINI HEP BİRLİKTE YIKACAĞIZ!'

DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, "Tek adam rejimiyle halkı, kadınları inkar eden bir rejim inşa etmek istiyorlar. Bu rejim ruhunu kayyumdan alıyor. Faşizmin ruhu kayyımın ruhudur. Halkın direnişinin olduğu yerde hiçbir barikat önümüzde duramaz. Kayyumların barikatlarını hep birlikte yıkacağız. Onlar sanıyor ki kayyum atayınca mücadeleden vazgeçeceğiz. Mücadele eden Kürt halkı, her türlü baskıya rağmen hiçbir zaman bundan vazgeçmedi. Tam tersine fikriyatı daha da büyüdü. Bu fikriyat demokratik çözümün fikriyatıdır” şeklinde konuştu.

Görevi gasp edilen Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, "4 duvara kayyum atadılar. Ama bizi bu sokaklardan, meydanlardan çıkaramazlar. Bu alanları hiçbir zaman bırakmayacağız. Kürdü tanımayanların bu sokaklara çıkmasına izin vermeyeceğiz. Yüzlerce polisle etraflarını kapatıp, o duvarlar arkasında saklanmışlar. Bu karar geri alınmadığı sürece sokaktaki mücadeleyi bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.

Belediye önündeki direniş sürüyor.