Dengbêj Xalîde: Bir dengbêjin ağzı mühürlenemez!
Konser yasaklarıyla halka gözdağı vermenin amaçlandığını vurgulayan Dengbêj Xalîde, “Nasıl sanata zincir vurulamazsa, bir dengbêjin de ne eline kelepçe vurulabilir ne ağzı mühürlenebilir” dedi.
Konser yasaklarıyla halka gözdağı vermenin amaçlandığını vurgulayan Dengbêj Xalîde, “Nasıl sanata zincir vurulamazsa, bir dengbêjin de ne eline kelepçe vurulabilir ne ağzı mühürlenebilir” dedi.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul, Amed, Siirt ve Erzincan’da eşzamanlı yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçılarından ve eğitmenlerinden Halime Kırık, diğer namıyla Dengbêj Xalîde serbest bırakılmasının üzerinden 5 gün geçmesine rağmen, hala polis baskınının etkisinden kurtulamadı. Kapı her çaldığında irkilen Xalîde, ifadeye çağrılsa gidebilecekken bu şekilde gözaltına alınmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı.
Yaşadığı travma ve 8 günlük gözaltı eziyeti nedeniyle sırtı ve karın bölgesi ağrıyan Xalîde, yaşadıklarını ANF’ye anlattı.
‘YAPTIKLARININ EŞİMİN MEZARINI TAHRİP ETMEKTEN FARKI YOKTU’
12 Mayıs sabahı saat 06.30 civarlarında Nurtepe’deki evi polisler tarafından basılan Xalîde, “Büyük bir gürültüyle kapı çalındı. Hiç durmaksızın ‘Kapıyı aç’ diye bağırıyorlardı. Ben de güvenlik kilidini açıp, kapıyı araladım. Silahın namlusunu kapıya dayadıklarını görünce, bu şekilde kaba davranmalarını gerektirecek bir şey olmadığını ve beni korkuttuklarını ifade ettim. ‘Çabuk aç, çabuk aç, sen teröristsin, hakkında ifade var’ diye bağırmaya başladıklarında tekrar kaba davranmamalarını isteyerek kapıyı açtım. Ve kapıyı açtığım gibi içeriye giren özel harekatçılardan biri silahın namlusunu boynuma doğrulttu, saçımı arkadan tutarak zorla yüzüstü yere yatırdı, tekmeleyerek bacaklarımı açmamı istedi. Sonra da telefonumu aldılar” dedi.
Baskın sırasında yapılan aramada evinin darmadağın edildiğini, kanser hastalığından hayatını kaybeden eşinin kitaplarının yere fırlatılıp çiğnendiğini, eşinden miras kalan sazı kırdıklarını belirten Xalîde, en çok bunun ağırına gittiğini söyledi.
Yaşananları düşündükçe içinin acıdığını ifade eden Xalîde, “Eşim hep derdi; bu dünyada sana bir şey bırakamadım ama kitaplarımın ve sazımın manevi bir değeri var, onlara iyi bak. Ben onun eşyalarına her dokunduğumda çok ağladığım için elime bile almaya kıyamıyordum. Hatta misafirler eve geldiğinde kitaplarına, notlarına dokunmamaları için evde özel bir bölüm yapmıştım ama polisler baskına geldiğinde bütün eşyaları dağıttılar, yere atıp üzerine bastılar. Eşimin mezarını tahrip etmekten bir farkı yoktu yaptıklarının, bunu onlara da söyledim” diye konuştu.
‘SORULARIN ÇOĞU ESERLERİMLE İLGİLİYDİ’
Hamidiye Devlet Hastanesi’ndeki muayenesinden sonra İstanbul İl Jandarma Maslak Terörle Mücadele Şubesi’ne (TEM) götürüldüğünü anlatan Xalîde, çok dar bir nezarethanede 5 kişi tutulduklarını, sabun, tuvalet kağıdı dahi verilmediğini, yemeklerin ise şaplı olduğunu belirtti. 8 gün boyunca tutulduğu gözaltında en son kendisinin ifadesinin alındığını söyleyen Xalîde, “Avukat eşliğinde alınan ifadem sırasında bir kişinin benim hakkımda ifade verdiğini öğrendim. Soruların çoğu eserlerimle alakalı yaptığım paylaşımlar, bestelediğim şarkıların sözleri, verdiğim konserlerle ilgiliydi. 2012 yılında okuduğum Zîlan isimli eserimi sordular mesela. Dengbêj olduğumu ve Kürt kültürünün en üst seviyesi olan Dengbêj kültürünün sürdürücüsü olduğumu söyledim ve hiçbir baskının beni severek yaptığım işimden koparamayacağını vurguladım” dedi.
‘BASKIN NEDENİYLE EVDEN ÇIKMAM İSTENDİ’
Çıkartıldığı savcılık tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Xalîde, bu gözaltıyla hem maddi hem de manevi zarar gördüğünü kaydetti. Gözaltı sürecinin üstünden günler geçmesine rağmen hala evini toparlayamadığına işaret eden Xalîde, vereceği konsere de gidemediğini anlattı. Bu yetmiyormuş gibi dün de kendisini arayan ev sahibinin evden çıkmasını istediğine dikkat çeken Xalîde, şöyle tepki gösterdi: “Baskın nedeniyle ev sahibi de tedirgin oldu herhalde ve evden çıkmamı istedi. Üstelik adam hep bana, ‘80 kiracım var, en düzgünü sensin’ diyordu. İnsanların hayatıyla oynamaya hakları yok. Evsiz kaldığım zaman onlar mı bana ev tahsis edecekler? Baskın sonrası bir de bende fobi oluştu; her kapı çaldığında irkiliyorum. Resmen travmaya girdim. Serbest bırakıldıktan sonra ağrılardan iki gün yürüyemedim. En azından evimde huzurlu yatıyordum, bir daha bu huzuru bulabilecek miyim? Bunu yapmaya kimsenin hakkı yok. Gün gibi ortadayım, adresim belli, gelirsin ifadeye çağırırsın o kadar. Bunu hazmedemiyorum. Benim kitlem zaten belli. Ben HDP’ye oy vermiş ve HDP’nin konserlerine giden bir sanatçıyım. Bunu onlara da söyledim. Yani hiçbir alakam olmayan birisi benim üzerime ifade verdiği için hayatımda bu kadar tahribat yaratmaya hakları yok. Maddi ve manevi zarara uğratıldım resmen.”
‘SANAT ÜZERİNDEN HALKA GÖZDAĞI VERMEK İSTİYORLAR’
Grup Yorum ile başlayıp son günlerde art arda yayılan keyfi konser yasaklarını değerlendiren Xalîde, bu yasaklarla kitlelere gözdağı vermenin amaçlandığını vurguladı. “Sanat üzerinden kitleyi kırmak, korkutmak istiyorlar” diyen Xalîde, bu yasaklarda özellikle Kürt ve sosyalist sanatçıların tercih edilmesinin bunun açık göstergesi olduğunu söyledi.
Bunun açıkça bir sindirme operasyonu olduğunu kaydeden Xalîde, şöyle konuştu: “Beni nasıl keyfi biçimde gözaltına aldılarsa, aynı şekilde de konserleri yasaklıyorlar. Ben veya konserleri yasaklanan diğer sanatçı arkadaşlarımız kim için tehdit ki bu uygulamaya maruz kalıyoruz? Bu açıkça sanatçılar ve sanat üzerinden kitlelere gözdağı vermektir. Ben böyle okuyorum bu durumu. Bugün Kürt sanatçılara, Kürt sanatçıların yanında duranlara, onları sevenlere dönük büyük bir hazımsızlık ve tahammülsüzlük var. Siyasete yönelik baskılar yerini sanat yasaklarına bıraktı. Genel olarak Kürt kültürüne saldırıyorlar; bu anlamda kültürel soykırım devam ediyor. Ortada giderek garipleşen bir durum var ve nereye doğru gideceği belli değil. Ama şu bilinsin ki nasıl sanata zincir vurulamazsa, bir dengbêjin de ne eline kelepçe vurulabilir ne ağzı mühürlenebilir. Ben yaşadığım sürece dengbêjlik yapacağım. Şiddet ve baskı zaten zayıfların işidir. Ben güçlüyüm, çünkü dengbêjim.”