2021 yılında YJA Star güçlerinin direniş performansı ve öncülüğünün sürece damgasını vurduğunu, kadın ordulaşmasının farklı bir evresine geçiş yaptıklarını kaydeden Besê Erzincan, “Özgür kadın hareketinin birinci gündemi ve görevi Önderliğimizin fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır. Bu temelde eylemsellik ve etkinliklerimiz Önderliğimizin fiziki özgürlüğü sağlanıncaya kadar devam edecektir” dedi.
Ağır hasta olan siyasetçi Aysel Tuğluk’a yapılanların Türk devletinin direnen Kürt kadınlarından bir intikam alma biçimi olduğuna da işaret eden Erzincan, Türkiye'de gelişen kadın birliğinin AKP-MHP faşist iktidarının sonunu getireceğini ekledi.
KJK Koordinasyon Üyesi Besê Erzincan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle sorularımızı yanıtladı.
Söyleşinin ilk bölümü şöyle:
Bu yıl Kuzey’den Rojava’ya, Başûr’dan Avrupa’ya kadınlar her yerde planlı ve örgütlü bir biçimde 8 Mart’ı kutladı ve kutlamalar devam ediyor. Siz bu yılki 8 Mart’a nasıl bir anlam yüklüyorsunuz?
8 Mart 2O22 yılı kadın özgürlük bayramı başta kadınlar olmak üzere halkımıza, halklarımıza tüm insanlığa kutlu olsun. 8 Mart kadınların köleliğe, eşitsizliğe, haksızlıklara karşı bir başkaldırı günüdür. Bu temelde tüm kadınlara, insanlığa mal olmuştur. Bu bağlamda 8 Mart’ı bir kez daha kutlarken özgürlük için direnen tüm kadınların, anaların, gençlerin, tüm insanlığın direnişini saygı ile selamlıyoruz.
2021 yılı Kürt kadınları ve halkı açısından zorlu bir direniş yılı oldu. Halkımız ve kadınlar, Türk devletinin tüm baskı, yoksullaştırma, göçertme, tutuklama, özetle savaş politikalarına karşı büyük bir direniş gösterdi. Kendi kimliğine, diline ülkesine sahip çıktı.
Kürt gerillaları yıl itibarıyla insanüstü bir irade ile Türk devletinin ve işbirlikçi güçlerin saldırılarına karşı olağanüstü direniş ile karşılık verdi. 21’inci yüzyılın kahramanlık biçimi görkemli bir şekilde temsil edildi. Bu bağlamda HPG-YJA STAR güçlerimizin 8 Mart’ını kutluyorum. 2021 özgürlük şehitlerini Şilan Goyî, Nûjîn Ers, Nûjîn Koçer, Nûda Sason, Sosin Birhat, Hilal Goran, Hira Gabar, Canda, Delila, Sozdar Qamişlo, Zinarin Welat, Tolhildan Raman arkadaşlar şahsında sürece fedaice öncülük eden Kürt kadınlarını saygı ile selamlıyorum. Son olarak Hesekê’de DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı direnen ve şehit düşen başta Şehit Awaz Gul olmak üzere QSD, YPG, YPJ şehitlerini de saygı ile anıyorum.
8 Mart vesilesi ile özgürlük günlerinin oluşması için harcadığı emek, fedakarlık ve olağanüstü yaratıcı direnişi ile bize yaşamı ve perspektifleri ile yol gösteren önderimiz Rêber Apo’yu saygı, sevgi, özlem ve minnetle selamlıyorum.
‘ÖNDERLİĞİMİZİN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANINCAYA KADAR MÜCADELE’
Önderliğimiz 24 yıldır çok ağır koşullar altında büyük bir direniş sergilemektedir. Son 11 aydır ise hiçbir şekilde haber alınamıyor, sağlık, güvenlik, yaşam koşullarını ve durumunu bilemiyoruz. Dünya tarihinde bir insana yapılabilecek en büyük haksızlık, işkenceler Önder Apo’ya yapılmaktadır. En ağır tecrit, izolasyon, işkence koşulları Önderliğimiz için oluşturulmuştur. Dünyada koşulları en ağır diye bilinen Guantanamo cezaevi modeli bile Önderliğimizin İmralı’ya getirilmesinden sonra, İmralı’dan esinlenilerek oluşturulmuştur. İmralı koşullarının Guantanamo zindan koşullarından çok daha ağır olduğu ise herkesçe bilinmektedir. Önderliğimize 24 yıldır uygulanan ağırlaştırılmış mutlak tecrit sürekli ve sistematik hale getirilerek alternatif yaşam tarzı ve sisteminin oluşmasının önü kapatılmaya çalışılıyor. Kapitalist modernist sistem güçleri, özgür insan ve özgür yaşam yolunu gösteren Önderliğimizden bu biçimde intikam almaya çalışıyor.
Bunun karşısında Önderliğimiz savunmalar ve görüşme notları ile tecridi kırmış ve insanlığın 21. yüzyıl kurtuluş ideolojisini insanlığa ulaştırmayı başarmıştır. Önderliğimizin ideolojisinin dünyada yayılması, evrenselleşmesi gelişmiştir. Kadınların, halkımızın, halklarımızın, dünyadaki tüm özgürlük ve demokrasi güçlerinin özgürlük mücadelesi ve direnişi egemen erkek sistemin amaçlarını boşa çıkarmaktadır. Bu bağlamda önderliğimizin özgürlüğü için dünyanın dört bir yanında geliştirilen “Dem Dema Azadiyê ye” hamlesi çerçevesinde yapılan tüm eylemlilikleri selamlıyoruz. Özgür kadın hareketinin birinci gündemi ve görevi de Önderliğimizin fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır. Bu temelde eylemsellik ve etkinliklerimiz Önderliğimizin fiziki özgürlüğü sağlanıncaya kadar devam edecektir.
2021 yılının 8 Mart’ından bu yana yaşanan gelişmeleri nasıl ele alıyorsunuz?
Bu süreçte insanlığın özgürleşmesinde kadın özgürlük mücadelelerinin stratejik rolü, misyonu ve tarihsel önemi çok daha yakıcı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Tarihin ilk ve en eski sömürgesi olarak kadınlar büyük bir bilinçlenme, iradeleşme, özgürleşme hamlesi içindedir. Bizim mücadelemiz sadece kadınların özgürleşmesi, eşit ve insanca yaşam koşulları için değil aynı zamanda tüm ezilenler, ötekileştirilenler içindir. Bu temelde kadınlar hiçbir engeli, bendi tanımamaktadır.
Son iki yıldır korona virüsü hastalığı gerekçe gösterilerek kadınlar evlere kapatıldı. Şiddet ve tecavüz sistemi içine alındı. Egemen erkek sistemi, kadınların sistem karşıtı duruşlarını, potansiyellerini bu temelde bastırmayı hedefledi. Kadınların yaşadığı toplumsal sorunlar ağırlaştı, krize dönüştü. Genç kadınlar devletlerin özel savaş politikalarının temel hedefi oldu. Ancak kadınlar, yaşanan bu süreçten cins çelişkisini daha derinlikli kavrayarak, mücadeleyi keskinleştirerek çıktı. Kadın özgürlük mücadeleleri tüm özgürlük ve demokrasi mücadelelerinin radikal, başat ve belirleyici gücü olmaya devam etmektedir.
KADIN BİRLİĞİ FAŞİZMİN SONUNU GETİRECEK
2021 yılında YJA STAR güçlerimizin Medya Savunma Alanları’nda gösterdikleri direniş performansı ve öncülüğü sürece damgasını vurmuştur. 2021 yılında YJA STAR, Ortadoğu ve dünyada özgürlüğün ana kaynağı olarak olağanüstü bir direniş içinde demokratik modernite gerillasının öncülüğünü büyük bir cesaret ve fedai bir ruhla temsil etmiştir. Kadın ordulaşmasının, özgürlük mücadelemizin farklı bir evresine geçiş yaptık. Özgürlükte büyük bir kararlılık ve iddia düzeyi ortaya çıktı.
Zindanlarda büyük bir kadın direnişi, 2021 yılı içinde yaşandı. Şehit Garibe Gezer başta olmak üzere zindanların tümü direniş kalesi haline getirildi. Türkiye’de ve İran'da kadın siyasetçiler, militanlar, özgürlük tutkunu kadınlar teslim alınmak istendi. Değerli Aysel Tuğluk arkadaşımızın şahsında yapılanlar, çok ağır hasta olmasına rağmen serbest bırakılmaması Kürt kadınlarından, halkımızdan bir intikam alma biçimidir. Ancak buna karşı direniş tavrı ortaya konuldu. Zindanlarda bulunan Leyla Güven, Ayşe Gökhan, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Nurhayat Altun, Leyla Akat ve diğer tüm tutukluları selamlıyoruz.
Türkiye’de faşist AKP-MHP iktidarına karşı en cesaretli ve radikal muhalefeti yapan kadınlardır. Türk devleti, AKP-MHP iktidarı her anlamda siyasi, ekonomik bir kriz yaşamaktadır. Bu krizden faşizmi derinleştirerek çıkmak istemektedir. Bunun için her türlü muhalefete büyük saldırılar düzenlemektedir. Sezen Aksu, Tarkan gibi demokrat ve özgürlükçü sanatçılara en olmadık sözlü saldırıların gelişmesi bu nedenledir. Türkiye'de en büyük zulüm, işkence, özel savaş Kürt halkına karşı geliştirilmektedir. Buna karşı en önde kadınlar direnmektedir. Türkiye'de gelişen kadın birliği faşizmin sonunu getirecektir. Kürt kadınları faşizmin yıkılmasında öncülük etmektedir. Emine Şenyaşar Ana’nın şahsında gelişen adalet mücadelesi, direnişi de bunlardan biridir. Bu direnişi de selamlıyoruz.
İRAN’DA GÜÇLÜ BİR KADIN DEVRİMİ ŞEKİLLENİYOR’
İran zindanlarında bulunan Zeynep Celaliyan, Nesrin Sududiyi vb. tutsak tüm İranlı kadınları direnişçi duruşlarından dolayı selamlıyoruz. İran devleti kadın direnişinden ve ayaklanmasından korkmaktadır. Zeynep Celaliyan, Şirin Elemhuli çizgisinden vazgeçmeyerek, bugüne kadar büyük bir direniş göstermiştir. Kadın olarak müebbet hapis cezası alan ilk kişidir. Bu yönüyle “Zeynep Celaliyan’a özgürlük” kampanyası önemlidir. Ve tüm kadınları bu kampanyaya katılmaya çağırıyoruz. İran'da yaşayan halklardan kadınlar çeşitli biçimlerde direnmektedir. İran devleti 8 Mart’ı yasaklamıştır. Kadını sadece bir anne olarak görmek isteyen bir devlet zihniyeti söz konusudur. Kadın bağımsız ve özerk bir insan olarak görülmemektedir. İran devrimi de güçlü bir kadın devrimi olarak şekillenmektedir. Ortadoğu'da demokratik devrimlerin öncülüğünü kadınlar yapmaktadır.
GÜNEY’DE ÖNDERLİK SEVGİSİ GİDEREK GELİŞİYOR
Irak’ta Güney Kürdistan’da kadınlar ağır sorunlarla karşı karşıyadır. Kadınlar, demokrasinin, eşitliğin ve özgürlüklerin gelişmesi için yıl içinde gelişen ayaklanmalarda önemli bir rol oynamışlardır. 2021 yılında yapılan seçimlere katılım, yüzde 30’ları bile bulmamıştır. Mevcut iktidar aslında meşru değildir. Güney Kürdistan hükümetinin siyasette, sosyal yaşamda kadınlara biçtiği rol kabul edilmemektedir. Diğer yandan kadınların siyasete ve toplumsal mücadeleye katılmaması için medya, sanal medya etkin kullanılmakta ve kadınlar yönlendirilmektedir. Güney Kürdistan'da kadınlar özgün örgütlülüklerini ve birliklerini geliştirdikçe, Önder Apo’nun özgürlük çizgisi ile bütünleştikçe özgürleşme yolunda güçlü adımları atmaktadır. Bu anlamda Irak-Güney Kürdistan’da başta kadınlar olmak üzere önderlik sevgisi ve bağlılığının giderek geliştiğini görmekteyiz. Güney Kürdistan'da kadınlar Kürt kadınlarının ulusal birliğine, Ortadoğu ve dünya kadınlarının ortak mücadelesine katıldıkça özgürlüklerini ve haklarını elde edebilir. Bu anlamda özellikle Kürt kadınları ulusal birliğin oluşturulmasında kendi rol ve misyonlarını anlamalı ve güçlü bir katılım göstermeliler.
Şengal kadınları, Başkan Apo’nun kadın özgürlük çizgisi ile buluşmuştur. Bugün Şengal’in özerkliğinin garantisi Şengalli kadınlardır. Êzidî kadınlar en hızlı biçimde bir gelişme sağladı, topraklarına, özgürlüklerine sahip çıktı. 2022 itibarıyla bu radikal duruşlarını göstermeye devam edeceklerdir. Kadınlar, Êzidî kültürünü direniş ve mücadeleleri ile sürekli kılacaklardır.
ROJAVA KADIN DEVRİMİ ORTADOĞU’NUN YÜKSELEN GÜNEŞİ
Suriye'de, Rojava'da kadın devrimi bir yandan öz savunma, diğer yandan demokratik ulusun inşası temelinde gelişmektedir. En son Hesekê zindanında kaçma girişiminde bulunan DAİŞ çetelerine karşı YPJ savaşçısı Awaz Gul arkadaşın şahsında görülen fedai ruh, Rojava Devrimi’nde kadının oynadığı rolü bir kez daha ortaya çıkardı. Rojava Devrimi’nin garantisi, koruyucusu ve inşacısı olan kadınlar öncü rolünü oynamaktadır. Rojava Kadın Devrimimiz Ortadoğu’nun yükselen güneşidir. Kürt, Arap, Ermeni, Çerkez, Asuri, Türkmen ve Süryani halklarının ortak yaşam modelidir. Bu haliyle tüm dünyayı ısıtmakta ve aydınlatmaktadır. Rojava Devriminde Kürt kadınları bu rol ve misyonlarını bilerek yeni yaşamı ilmek ilmek örmektedirler.
Kürt kadınları dünyanın her köşesinde Avrupa başta olmak üzere çalışmaları, duruş ve mücadeleleri ile öncülük misyonlarını oynamakta ve tüm dünyaya öncülük etmektedir. Kürt kadınları olarak, 2022 yılı itibarıyla Kürt, Ortadoğu ve dünyadaki kadınların birlikte mücadelesini geliştirme amaçlı çalışmalarımızı çok daha güçlü ve etkili sürdüreceğiz.
Kadınlar olarak dünyadaki mevcut hegemonik siyaset anlayışına baktığımızda her zamankinden fazla kadın özgürlük mücadelelerinin yükseltilmesi, büyütülmesinin gerekliliği ve zorunluluğunu anlamaktayız. Dünyada gelişen ekolojik kırımlar, kadın kırımları, savaşlar, ekonomik buhranlar hegemonik sistemin nasıl bir kriz içinde olduğunun somut göstergeleridir.
YARIN: Kadınlar küresel barış hareketi örgütlemeli