Sendikal haklarını istedikleri için işten çıkartılan Farplas işçilerinin direnişi sürüyor. Kocaeli Dilovası Farplas fabrikası önünde yağmur, soğuk demeden 29 gündür nöbet tutan işçilere destek de giderek büyüyor.
Diğer işkollarında da olduğu gibi özellikle kadınların büyük bir sömürüye maruz kaldığı fabrikada, regl, kreş, hamilelik dönemlerinde dahi izin verilmiyor, üstelik tuvalete gittiklerinde bile sorun çıkarılıyor.
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın yetki almasına rağmen kendilerine dayatılan kölelik koşullarına, taşeron sistemine ve sarı sendikaya karşı direnişin öncülüğünü çeken Farplas kadın işçileri ANF’ye konuştu.
‘TUVALETE GİTMEK İÇİN BİLE İZİN ALIYORUZ’
Direnen Farplas işçilerinden Betül Oral, 1.5 yıldır çalıştığı fabrikada plastik enjeksiyon bölümünde takım liderliği yapıyordu. Birçok iş yerinde olduğu gibi fabrikada da özellikle kadın işçilerin çok zor ve baskıcı koşullarda çalıştığını anlatan Oral, tuvalete gitmenin bile izne tabi olduğuna dikkat çekti.
Farplas’ın Mercedes, Ford, Toyota, Renault gibi dünya devlerine parça üreten bir fabrika olduğunu anlatan Oral, 2 bin çalışandan yarısının kadın işçilerden oluştuğunu belirtti.
Kadın işçilerin çoğunun üretim elemanı olarak plastik enjeksiyon bölümünde makine başı operatör olarak çalıştığını aktaran Oral, “Normalde vardiyalar 8 saatlik ama yoğun olduğunda 12 saat zorunlu tutuluyor. Biz plastik enjeksiyon bölümünde makine başı operatör olarak çalışıyoruz ve makineler de gün içinde hiç durmadığı için molaya ancak değişim elemanıyla çıkabiliyoruz. Makineyi bırakıp gitmek gibi bir durumumuz yok. Tuvalete bile izin alıp gidiyoruz” dedi.
‘MOBBİNG KADIN AMİR TARAFINDAN KADIN İŞÇİLERE YAPILIYOR’
Baskının vardığı noktayı, “Sırf regl iken tuvalete gitmek istediğim için makineyi bıraktım diye tutanak yemiş bir insanım” diyerek özetleyen Oral, regl izni olmadığına, hamile kadın işçilerin dahi doktora gitmek için izin almakta zorlandığına dikkat çekti.
Amirleri tarafından sürekli hakarete maruz kaldıklarını, aşağılandıklarını anlatan Oral, mobbingin üstelik kadın amir tarafından kadın işçilere yapıldığına işaret ederek, “Erkek amirleri siz düşünün” dedi. Fabrikada işçiye hiçbir şekilde saygı gösterilmediğini vurgulayan Oral, 30 yaşındaki bir amirin 40 yaşındaki bir işçiyi azarlayabildiğini söyledi.
YETER Kİ SENDİKA GİRMESİN…
55 yıldır üretim yapılan Farplas’ta en büyük sorunların taşeron ve sendikasızlık olduğunu belirten Oral, fabrikaya sendika girmemesi için değişik oyunlarla şirketlerin taşeronlara bölündüğünü, bu nedenle Farplas bünyesinde 8 farklı alt taşeron şirkete bağlı çalıştıklarını anlattı.
Tek bir sendikanın yetkili olmaması için 5 senede bir bu taşeron şirketlerin değiştirildiğine işaret eden Oral, işçilerin haberi dahi olmadan başka taşeron şirketlerine taşındığına dikkat çekti. Hatta sendika için yetki aldıkları tüm şirketlerin kapatıldığına işaret eden Oral, “5 şirkete DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş, bir şirkete Lastik-İş, bir diğer şirkete ise Limter-İş yetki aldı. Ancak biz çoğunlukları tamamladıktan sonra 150 arkadaşımızı işten attılar. Ve sonrası da şirket değişikliği yaparak işçileri farklı bir işkoluna, sanat koluna taşındılar. Şu anda fabrikada çalışan arkadaşlarımızın hepsinin Metal-İş kolunda olması gerekirken, büro elemanı olarak gözüküyor” diye konuştu.
‘HAMİLE ARKADAŞLARIMIZA BİLE VURDULAR’
Oral, 25 Ocak’ta işine son verildiği gibi, iş durdurma eylemi gerekçe gösterilerek haklarında 20 bin TL’ye yakın tazminat davası açıldığını belirtti.
Her şeyin 18 Ocak’ta zamların açıklanmasıyla başladığını söyleyen Oral, yaşananları şöyle anlattı: “Ocak ayının 18’inde zamlarımız açıklandı. Zam, asgari ücretin sınırındaydı. Çoğu arkadaşımızın net ücreti, asgari ücretin altında kalıyordu ve ikramiyelerle bunu tamamladıklarını söylediler. Fabrikada 15 senedir çalışan işçi bile asgari ücretten 100 TL fazla alıyordu. İlk tepkimiz, bu açıklanan zamlaraydı. 19 Ocak’ta her lokasyonda 2 saat iş durdurmalar başladı. 20 Ocak sabahı CEO açıklama yapacak diye burada 800 kadar işçi toplandık. Açıklama yapıldı ve 4-5 saat makineler kapatıldı. CEO bize isteklerimizi değerlendireceğine, kimsenin işten çıkartılmayacağına dair söz verdi, dördüncü ikramiyeyi de kabul ettiğini söyleyerek 1 hafta müddet istedi. Her defasında bu sözlere inanıp yarı yolda bırakıldığımız için bu sefer inanmadık ve sendikayla masaya oturmalarını istedik. CEO bu konuda da söz verdi. Ama bu söz tutulmadı. Farplas’ın bağlı olduğu FarPlus Grup Holding’in CEO’su Ömer Burhanoğlu sendikayı tanımadığını ve eğer bizi tekrar içeriye alacaksa taşeron işçi olarak alacağını söyledi. Biz de zaten taşeronla çalıştığımız için sendika istediğimizi hatırlatarak bunu kabul etmedik. Sendikayla görüşmedikleri takdirde hiçbir yere gitmeyeceğimizi söylediğimizde ise arkasını dönüp giden CEO, ‘Bundan sonra polisle karşı karşıya kalacaksınız’ dedi ve 1.5 saate kalmadan polis içeriye girdi. Üzerimize biber gazı atarak, darp ve ters kelepçe yaparak bizi gözaltına aldılar. Hamile arkadaşlarımıza bile vurdular, diğer kadın arkadaşlarımızı yerlerde sürüklediler. Bir arkadaşımızın bacağını, diğerinin burnunu kırdılar. Küfürleri saymıyorum bile. Hatta emniyet müdürü bize, ‘10 kişi de kalsanız, hepiniz aşağı da atlasanız, sizi yine de gözaltına alacağız’ dedi. Çayırova İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldük. Bu yetmezmiş gibi bir de iş durdurma eylemi yaptığımız için bize tazminat davası açtılar.”
SUS PAYI
İşten çıkartıldıktan sonra içeride çalışan işçilere sus payı olarak vardiya ücretlerinin dahi artırıldığına dikkat çeken Oral, “Fazla mesailerimiz için bize yüzde 50 veriyorlardı. Hafta içi yaptığımız mesai için yüzde 50, pazar günü için yüzde 100 olarak ödeniyordu. Ama şu anda bizi kovduktan sonra içeridekilere sus payı olarak fazla mesaileri hafta içi yüzde 100, hafta sonları ise yüzde 200 yaptılar. Ama bunun hiçbir kalıcılığı yok, çünkü Türk Metal-İş’i içeriye sokmaya çalışıyorlar ve eğer Türk-Metal fabrikaya girerse ellerindekileri de alacaklar” diye konuştu.
Haklarını alana ve işe iade edilinceye kadar direnmeye kararlı olduklarını vurgulayan Oral, “Biz Migros depo işçileri gibi kazanmak istiyoruz. Onlar direne direne kazandı, biz de direne direne kazanacağız” vurgusunda bulundu.
‘MAKİNEYİ BIRAKIP SU ALMAK BİLE YASAK’
Rojbin Polat, fabrikada 5 yıldır plastik enjeksiyon bölümünde çalışan ve sendikal haklarını istediği için işten çıkartılan direnen işçilerden. Kadın, erkek beraber çalıştıklarına ancak eski çalışan kadınlar ile yeni gelen erkek işçilerin aynı ücreti aldığına dikkat çeken Polat, “Patronumuz Ahu Büyükkuşoğlu Serter kadın dayanışması diyor, kadın haklarından bahsediyor ama pratikte hiç de öyle değil. Bir de ödül almış bir insan. Ama kadın işçiler olarak ona hiç sesimizi duyuramadık. Biz tuvalete giderken bile izin istemek zorunda kalıyoruz. Suyu bile yasaklamışlardı bize. Makineyi bırakıp su almak yasak. Covid döneminde bile suyu takım liderlerinin elinden almak zorunda kalıyorduk” dedi.
‘SARI SENDİKA DAYATMASINI KESİNLİKLE KABUL ETMEYECEĞİZ’
Ücretlere yapılan zamlarda şahsi muamele yapıldığını, kimine 20 TL, kimine ise 100 TL zam yapıldığını belirten Polat, süregelen sömürüye ve sefalet zammı dayatmasına karşı zaten iş bırakma eylemi yaptıklarını hatırlattı.
Ekonomik durumlarının çok kötü olduğunu, geçinemediklerini vurgulayan Polat, gelinen noktada asgari ücretin yetmediğini, insanların ne faturalarını ne kiralarını ödeyebildiğini kaydetti.
CEO’nun koşulları düzelteceğine ve kimsenin işten çıkartılmayacağına dair söz vermesine rağmen 150 işçiyi işten çıkarttığını belirten Rojbin Polat, bu yetmiyormuş gibi bir de hırsızlıktan işten çıkartıldıklarına dikkat çekti. Polat, “Sendika istemedikleri için bizi iş kanununa göre hırsızlık ve mala zararı kapsayan Madde 25’ten çıkarttılar, şu anda iş bulmak istesek de bulamayız. Bir de üstüne üstlük makineleri 4 saat durdurduğumuz için hakkımızda 20 bin TL’lik tazminat davası açmışlar” diye konuştu.
Haklarını istediklerini vurgulayan Polat, sarı sendika dayatmasını kesinlikle kabul etmeyeceklerini ve kendi seçtikleri sendikayla fabrikaya geri dönene kadar mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.