Nüfusun yarısından fazlası kadın ancak, sokak isimlerinin sadece yüzde 6’sında kadın ismi var. Ülkenin birçok kentinde kadın hareketleri, çeşitli eylemlerle sokak isimlerini değiştiriyor. Onlara göre, kadın erkek eşitliği, sokak isimlerinin “kadınlaştırılmasından” da geçiyor.
20 minutes gazetesine konuşan Copines Strasbourg kolektifinin başkanı Maureen Morlet, “Bu bir gerçektir, her gün görüyoruz. Tanınmış çok sayıda kadın şahsiyet olmasına rağmen kamusal alanda kadına çok az yer veriliyor” diyor. Strasbourg’da aynı zamanda üniversite öğrencisi olan Morlet, arkadaşları ile birlikte sokak isimlerini değiştirmek için afiş kampanyası yürütüyor.
Strasbourg’daki ünlü Kléber meydanına Simone Veil, Saint Etienne köprüsüne Sainte Mère Teresa gibi isimler konuldu. Kadınları öne çıkarmak için 70 duvara afişleme yapıldı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, seçim kampanyasında kadın erkek eşitliğini öne çıkarmıştı. Ancak diğer birçok alanda olduğu gibi Macron’a bu konuda da güven kalmadı. Morlet, “Başlangıçta, bir şeyleri değiştirebileceğinden umutluyduk ama hükümetin son girişimleri bu davanın öncelikleri arasında olmadığını gösteriyor” diye belirtti.
Kamusal alanda kadınların öne çıkması için girişimler birçok kente yayıldı. Paris’in içinde yer aldığı “Ile-de-France” bölgesinde iki metro istasyonunun isimlerinin değiştirilmesi için yapılan oylamada 30 bin kişi “evet” dedi. Bagneux istasyonuna direnişçi “Lucie Aubrac”ın adı, Montrouge istasyonuna da şarkıcı “Barbara”nın adı verildi. Ancak bu girişim de halen sembolik düzeyde kalmaya devam ediyor, zira Paris’te sadece dört metro istasyonu kadın ismini taşıyor.
“Osez le féminisme” (feminizme cesaret edin) adlı derneğin sözcüsü Raphaelle Rémy-Leleul, kamusal alanın feminize edilmesinin doğru yolda olduğunu söylüyor. Sözcü, 2015 yılında başlattıkları “FémiCité” kampanyası ile yolların isimlerini sahte levhalarla değiştirdiklerini hatırlatırken, “O zamandan beri, Montpellier ve Nantes’ta bu operasyon geriledi, ancak bugün bu girişimlerin giderek daha fazla kente yayıldığını görüyoruz” dedi
Sosyalist Parti’nin elindeki Nantes Belediyesi, sokaklara kadın isimlerinin verilmesi için çok sayıda telefon aldıklarını bildirdi. Belediyenin ortak yaşam ve ayrımcılıklar mücadele delegasyonundan sorumlu başkan yardımcısı Aicha Bassal, “Harekete geçmek için kadın-erkek eşitliğinin büyük bir ulusal davaya dönüşmesini beklemedik” dedi. Bassal, 2016’da sokaklarımızda 1.000 erkek ve sadece 100 kadın isimi olduğunu fark ettiklerinde, gerçek eşitlik için bir yurttaş atölyesi başlattıklarını belirtti. Belediyeye bu çalışma kapsamında 500 büyük kadın figürünün adı önerildi. Bunlardan 380’i kabul edildi. Bassal, bugün bir okula, bir meydana veya başka bir yere isim verilmesi gerektiğinde atölyeye danıştıklarını söylerken, “Sadece bu yıl içerisinde 38 yeni kadın ismi kabul ettik” dedi.
“Les noms de rue disent les villes” kitabının yazarı Aix-Marseille üniversitesi profesörü Jean-Claude Bouvier, sokak isimlerinin “kadınlaştırılmasına” ilişkin girişimlerin ulusal bir boyut kazandığını söylerken, “2007 yılında kadın isimleri Fransa’da gerçekten çok az temsil ediliyordu. Her 10 erkeğe karşın bir kadın ismi vardı. Genel olarak, son 5 ila on yılda bir feminizasyon politikası gözlemleniyor” şeklinde konuştu. Profesör, Val de Loire bölgesindeki La-Ville-aux-Dames örneğini gösterdi. Bu kentte kadın isimleri sokakların yüzde 75’ini temsil ediyor. Diğer bir ifadeyle, 112 sokaktan 84’ü kadın ismi taşıyor.
Paris’te ise bu gelişme daha yavaş işliyor. Başkentte sokak isimlerinin sadece yüzde 5’i kadın ismi taşıyor. 2015’te bu oran yüzde 2.5’ti. “Osez le féminisme” derneği, 2019’da daha eşitlikçi bir tablo bekliyor.