24 Haziran seçimlerinde yüzde 11.7 oy alarak Meclis’te üçüncü parti olan Halkların Demokratik Partisi (HDP), Amed’den meclise dokuz milletvekili gönderdi. Amed’deki milletvekili adaylarının çeşitli mesleklerden ve aidiyetlerden olması HDP’nin siyasi kimliğine uyum sağlayan durum olarak görülmüştü.
Amed’den Meclis’e gönderilen dokuz milletvekilinden biri olan Semra Güzel, KHK ile işinden ihraç edilmiş bir hekim. Son zamanlarda Amed Tabipler Odası Eşbaşkanlık görevini de yürüten Güzel, artık Meclis çatısı altında mücadelesine devam edecek. Güzel, Meclis’te kadınlar, ihraçların ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılıp, özgürlüğüne kavuşması için mücadele edeceğini söyledi.
HALKIN ÖNCELİKLİ TALEBİ TECRİDİN KALDIRILMASI
Kısa bir sürede iyi bir çalışmayla dokuz milletvekili adaylarını Meclis’e gönderdiklerini belirten Güzel, şunları kaydetti: “10. sıradaki arkadaşımız için de hala tutanaklar üzerinden itirazlarımızı devam ettiriyoruz. Baraj altında bırakma çabalarına rağmen HDP olarak güzel bir sonuç aldık. Ben de Semra Güzel olarak değil de aslında halkı temsil eden biri olarak Meclis’e gitmiş olacağım. Meclis’teki çalışmalarımız da halkın talepleri doğrultusunda olacaktır. En öncelikli taleplerinden biri de geçtiğimiz üç yıl içerisinde Sur’da özyönetim direnişleri esnasında ciddi bir yıkım gerçekleşti. Halkın büyük bir kısmı da bundan etkilendi. Tabii özelinden Sur halkı çok etkilendi ve bir tarih yıkıldı. Halkın da barış ve demokrasi yönünde önemli talepleri var. Bizim de öncelikli çalışmalarımız halkımızın bu talepleri üzerinden şekillenecek.
Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması konusu halkımızın en başat gündemi ve talebidir. Sayın Öcalan şahsında Kürt halkına yönelik bir tecrit söz konusu. Barış ve demokrasinin yolu da İmralı’dan geçiyor. Bunu istemeyenler de tecridi derinleştirmekteler.”
ANADİLDE SAĞLIK POLİTİKASI
Bir sağlıkçı ve hekim olarak meclis gittiğinin altını çizen Güzel, meclise gittikten sonra kendi alanında da yürüteceği çalışmalar hakkında şunları paylaştı: “Sağlık politikalarında belirleyici olan siyasettir. Sağlık politikalarında ciddi bir gerileme var. Halkımız bu meselede çok büyük sıkıntılar yaşamaktalar. ‘Şehir hastaneleri’ efsanesi var. Halk olarak halkta koruyucu sağlık bazında çalışmalar yapılması gerekirken, şehir hastaneleri efsanesiyle halka bir nevi ‘hastalanın ve hastaneye gidin’ denilmektedir. Bunlarla birlikte ayrıca bu hastaneler halkın ulaşımda sorun yaşadıkları şehir dışındaki arazilere ve ekolojik tahribata neden olan bir biçimde yapılıyor. Sağlık bir sosyal haktır ve eşit, ücretsiz, anadilde olması gerekmektedir. Fakat mevcut sağlık politikası bu şekilde ilerlemiyor. Maalesef ciddi bir külfete neden olmaktadır.”
‘İNSANLARIN HASTALANMASINI ENGELLEMEK GEREKİYOR’
Halk sağlığını geliştirmek için bir talebin olduğunu ve partilerinin de buna göre bir politika belirlediğini söyleyen Güzel, konuşmasına şöyle devam etti: “Her mahallede halkın ulaşabileceği bir sağlık ortamının oluşması gerekiyor. Şu andaki sağlık kurumları halktan uzak yerlerde inşa edilmektedir. Tam tersi, halkın çabucak ulaşabileceği sağlık kurumlarının olması lazım. Bunların da koruyucu sağlık hizmetleri vermesi gerekiyor. Halkın hastalanmasının önü alınmalı. Yani insanların hastalanıp hastaneye gitmesi değil de hastalanmasının engellenmesi noktasında yapılacak çalışmaları önceleyeceğiz. Sağlık politikamız da bu yönüyle olacak.”
KADIN POLİTİKALARI
HDP’nin Meclis’e en çok kadın milletvekili gönderen parti olduğunu dile getiren Güzel, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Partimiz 25 kadın vekili meclise gönderdi. HDP kadın partisidir söylemimizi de sonuçlarımızla gösterdik. Kadın politikaları üzerinden den çalışmalarımız olacak. Kadın bakanlığının oluşturulması gibi adımlarımız olacak. Kadınlar, kendileri ile ilgili verilen kararlar da irade sahibi olacak. Yine şiddete maruz kalmış veya katledilmiş kadınların temsiliyetinin olduğu kadın adalet divanları oluşturulacak. Bunların yanı sıra kadın meclisimiz çalışmalarına devam edecek. AKP’nin 16 yıllık iktidarı boyunca kadına yönelik şiddet ve katliamların artışının önü alınmaya çalışılacak. Her iş yerine kreş gibi bir uygulamayla da kadına eve bağlayan değil de sosyal hayata akışını sağlayacak politikalarımız olacaktır.”