Aralarında Kürt, Alevi, sosyalist ve devrimci kadın örgütlerinin oluşturduğu Londra Kadın Dayanışma Platformu, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla “İran’da kadın isyanı ve çıkarılacak dersler” başlıklı bir panel düzenledi. Cemevi’nde düzenlenen panelin moderatörlüğünü Sibel Özçelik yaparken, sosyalist yazar Hatice Güden ve İranlı kadın aktivist Aso Kawali panelist olarak yer aldı.
Panel de Şah Pehlevi’nin yıkılması ardından gelen İran islam devriminin nasıl baskıcı otoriter bir rejim halinde dönüştüğünü anlatan Yazar Güden, “İran’daki İslam devrimine ilk baktığınız da kooperatifler kuruluyor, işçi sınıfının öncülüğünde konseyler fabrikaları yönetiyor. Yani işin rengine baktığınızda ilk zamanlar da sol bir devrim varmış görüntüsü var.
Fakat aynı zaman diliminde Humeyni’nin istemiyle, devrimden bir ay sonra kadınların baş örtüsüz kamu sektöründe çalıştırılmaları yasaklanıyor. Yani rejim ilk baskı ve şiddetini kadın üzerinden gerçekleştiriyor. Ardından gazeteler, kapatılıyor, idam sehpaları kuruluyor, muhalifler katledilmeye başlanıyor. Kendisini sol olarak nitelendiren yapılar ise ilk kadına dönük ‘başörtüsü’ ile yapılan saldırıya sessiz kalınca bir süre sonra bu şiddet rejiminden paylarını alıyorlar.
İran ile AKP-MHP rejimlerinin birbirine benzediğini ifade eden Güden, “İran’ın sürecine baktığınızda Türkiye’deki AKP rejimi, İslami faşizmin nasıl inşa edildiğinin bağını kurabiliriz. İlk zamanlar bir yandan refah düzeyi yükseliyor, diğer yandan cezaevlerindeki binlerce devrimci tutsak idam ediliyor. 90’lı yıllarda İslami neo liberal politikalar devreye giriyor. Eğitim paralı hale getiriliyor, işletmeler özelleştiriliyor. Türkiye ile süreçler birbirine benziyor. Yani İran’ı anladığınızda AKP-MHP iktidarının Alman faşizminin ayak izlerine basarak yürüdüğünü anlıyorsunuz” diye kaydetti.
‘DEVRİMCİ DİNAMİZMİ KÜRT KADINI SAĞLIYOR’
İran’da bugün yaşanan sürecinin, 2000’li yıllarda gelişen farklı kesimlerin geliştirdiği direnişlerin toplamı olduğunu söyleyen Hatice Güden, “İran’da kadın, gençlik ve işçiler, Kürtler bu süreçleri deneyimlemiştir. Bugünkü kadın devriminin öncülüğünü yapanlar, bu süreçlerin içinden çıkmış kadınlardır. Bu, ne ekonomi ne de reformudur. İran’da hareketin devrimci dinamizmi sağlayan, kadınlar ve Kürt ulusal direniş hareketidir. Jin jiyan azadî; yani kadın yaşam ve özgürlüktür. Bugün İran’da bu kavganın temel sloganı jin jiyan azadî olmuşsa, bu Kürt direniş hareketinin Kürt kadınların bu kavgadaki gücünü ve etkisini gösteriyor. Bugünü diğerlerinden ayıran bir başka nokta, hemen her kesimden insanların dalga hareketinin parçası haline gelmesidir” diye kaydetti.
Güden’in ardından söz alan İranlı aktivist Aso Kawali ise, İran’da jin jiyan azadî şiarı ile kadın öncülüğünde aylardır süren direniş ve olası sonuçları üzerine bir konuşma yaptı.
Panelde kadınlar sık sık, “Jin jiyan azadî” şeklinde slogan attı.