HDP Kadın Konferansı: Savaşa ve sömürüye karşı mücadeleyi büyütüyoruz

HDP Kadın Konferansının sonuç bildirgesinde, kadın sömürüsüne, savaş, işgal ve özel savaş politikalarına karşı mücadelenin büyütülmesi kararı alındı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, "Özgürlükte ısrarlı, mücadelede kararlıyız” sloganıyla 21-22 Mayıs tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirdiği 4’üncü Olağan Kadın Konferansının sonuç bildirgesini açıkladı.

Bildirgede, "Suruç Katliamında yaşamını yitiren Ferdane Kılıç’ın anısını mücadelemizde yaşatarak; sürgün ve soykırımın 158’nci yılında Çerkes halkının acılarını yürekten paylaşıyoruz. Farklılıklarımızın ve renkliliğimizin bizi bir araya getirdiği konferansımıza erkek-devlet şiddeti sonucu katledilen kadınları anarak başladık. Konferansımızı Deniz Poyraz ve Aysel Doğan şahsında yaşamlarını mücadeleye adayan tüm kadınlara atfediyoruz" denildi.

'YENİ YAŞAMA SALDIRI'

Bildirgede şu hususlara dikkat çekildi:

"Bugün dünya genelinde erkek egemen kapitalist sistemin yarattığı siyasal, ekonomik, ekolojik ve toplumsal krizler derinleşmektedir. Ortadoğu ve Kürdistan merkezli yürüyen savaş Rusya’nın Ukrayna işgaliyle yeni bir boyut kazanmıştır. Küresel bir boyut kazanan bu savaş aynı zamanda egemen güçlerle birlikte bunun bir parçası olan bölgesel iktidarların topyekûn kadınlar öncülüğündeki yeni yaşamın inşasına ve özgürlük fikriyatına da saldırıdır.

Yaşadığımız coğrafyada da, AKP-MHP faşist ittifakı bir bütün olarak muhalefeti ve ezilenleri yok sayan, toplum karşıtı ve kadın düşmanı bir siyasette, mevcut sorunların çözümsüzlüğünde ısrar ederek kendi bekası için ülkeyi çoklu krizlere sürüklemeye devam etmektedir. Kürt sorununun demokratik çözümü yerine bir kez daha imha, inkâr ve asimilasyon politikalarına sarılarak çözümün muhatabı olan Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecridi ağırlaştırmakta ve işgal hareketiyle savaşı tırmandırmakta, Kürt sorununu çözümsüz bırakmaktadır.

'KADIN KAZANIMLARI HEDEFTE'

Gezi ve Kobanî Kumpas davalarında ve partimize yönelik kapatma davasında başta kadınları yargılayarak toplumsal mücadeleyi bastırmayı amaçlamaktadır. Bu toplumsal mücadelenin öncüsü olan kadın mücadelesine, doğaya, emeğe ve tüm mücadele dinamiklerine yönelik saldırılar iktidarın meşruiyet krizi yaşadığını açıkça göstermektedir.
Dini araçsallaştıran tekçi, cinsiyetçi ve militarist iktidar yeni bir rejimi aynı zamanda kadın kazanımlarını ortadan kaldırarak inşa etmeye çalışmaktadır. Erkek şiddetini körükleyerek kadınları yaşam hakları üzerinden tehdit etmekte ve doğrudan devlet şiddetinin hedefi haline getirerek yaşamın her alanında susturmaya çalışmaktadır. Kadınlara “makbul” olmayı dayatan, yaşam tarzına müdahale eden iktidar, kadın bedeni ve varlığı üzerinden kadınların tüm yaşamını kuşatma altına almaya çalışmaktadır.

'HER ALANDA DİRENİYOR VE ÖRGÜTLENİYORUZ'

Bu saldırılara, tehditlere ve şiddete rağmen biliyoruz ki iktidarın yaşadığı meşruiyet krizini açığa çıkaran güç, aynı zamanda doğrudan biz kadınların tarihsel isyanı, direnişi ve öz gücüdür.  Haklarımızı gasp eden otoriter rejime karşı her alanda direniyor, örgütleniyor ve isyanımızı büyütüyoruz.

⦁ Erkek-devlet şiddeti sonucu katledilen kadınların sesi olmaya çalışarak mahkeme salonlarında, alanlarda, sokakta 'erkek adalet değil, gerçek adalet' talebimizden vazgeçmiyoruz.

⦁ Feshedilmek istenen İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulanması için mücadelemizi büyütüyoruz.

⦁ Kadın mücadelesinin en önemli kazanımlarından biri olan eşbaşkanlık sistemine, eşit temsiliyet ilkemize saldırılmasına ve kayyım zihniyetiyle irademizin yok sayılmasına karşı örgütlenmeye devam ediyoruz.

⦁ Doğamıza, deremize, ormanımıza, tarihimize kepçe vuranlara karşı ekoloji mücadelesini sürdürerek sesimizi yükseltiyoruz.

⦁ Emeğimizi evde, işyerinde ve her yerde sömürenlere, bizleri yoksullaştıranlara, mülksüzleştirenlere ve geleceksizleştirmeye çalışanlara “emek bizim, gelecek bizim” diyerek yeni yaşamı örüyoruz.

⦁ Kimliklerimiz, bedenlerimiz, farklılıklarımız, yaşam tarzlarımız üzerinden bizleri ayrıştıranlara karşı bir araya gelip mücadelemizi yükseltiyoruz.

⦁ Yaşamlarımızı kuşatan göç ve zorla yerinden edilmelere, savaş ve işgale karşı barış mücadelemizi yükselterek enternasyonal kadın dayanışmamızı güçlendiriyoruz.

⦁ Gezi ve Kobanî davalarında tutsak edilen kadınların, Gülistan Doku, Emine Şenyaşar ve yakınları için Adalet Nöbetinde olan tüm kadınların sesi oluyoruz.

⦁ Mezarlarımızı tahrip ederek, cenazelerimize saldırarak bizleri belleksizleştirmeye çalışan devlet aklına karşı değerlerimize sahip çıkıyoruz.

Tüm bu mücadele deneyimlerinden aldığımız güç ile 2 gün süren konferansımızda; eleştiri, özeleştiri yaparak ve örgütsel durumumuzu da kapsamlı bir şekilde değerlendirdik. Kadın cephesinden yükseltilen mücadelenin önemi ve yöntemleri üzerine etkili tartışmalar yürüttük. Kadın özgürlük yürüyüşümüzü büyütme ve kadın örgütlülüğünü güçlendirme kararlılığımızı bir kez daha vurguladık.

'ÜÇÜNCÜ YOL SİYASETİMİZİ BÜYÜTECEĞİZ'

Bu bağlamda 4’üncü Büyük Kadın Konferansımızda yaptığımız tartışmalar sonucunda:
Savaş, kriz ve şiddetten beslenen kapitalist erkek egemen iktidarlara karşı örgütlenmenin ve mücadelenin toplumsallaşmasını esas almaya devam edeceğiz. Halklara savaşın, krizin, ırkçılığın, erkek egemenliğinin benzer biçimlerini farklı gibi sunan “iki yolun” da bizlere demokrasi, özgürlük, barış, adalet ve eşitlik getirmeyeceğinin bilinciyle 3’üncü Yol Siyasetimizi büyüteceğiz, kadınlar olarak faşizme karşı ortak mücadeleyi güçlendireceğiz, Demokrasi İttifakını hep birlikte öreceğiz.  

 SAVAŞA KARŞI MÜCADELE

Savaş, çatışma, işgal, tecrit ve sömürü politikalarına karşı mücadelemizi dünya kadınlarıyla ortaklaştıracağız, güçlü bir barış mücadelesinde ısrarcı olacağız. Savunmasız değiliz. Gücümüzü örgütlülüğümüzden, dayanışmamızdan ve mücadelemizden alıyoruz.
İktidarın da faili olduğu erkek şiddetine, İstanbul Sözleşmesi’ne saldırılmasına, nafaka hakkımıza el konulmak istenmesine, erkek yargının kurumsallaştırmak ve çocuk istismarını yasallaştırmak isteyenlere “dur” demeyi, kadınların mücadelesine dönük saldırılara karşı en güçlü seslerden biri olmayı sürdüreceğiz.  
Kadınların yoksullaştırılmasına, sömürülmesine, açlık ve işsizliğin dayatılmasına karşı örgütlü emeğimizi savunmaya devam edeceğiz. Yerellerde işçi direnişlerinin özneleri olan kadınlarla dayanışma içinde olacağız.

 KADIN SİYASETİ VE ÖZEL SAVAŞA KARŞI MÜCADELE

Siyaseti erilleştirmeye, kadınları siyasetin dışına itmeye dönük sistematik gözaltı, tutuklama ve baskı politikalarına karşı kadın siyasetimizi güçlendireceğiz. Kadın tutsakların özgürlüğünü bulunduğumuz her yerde savunacağız.
Kadınların bedenine, emeğine ve iradesine karşı uygulanan özel savaş politikalarına karşı biz kadınlar ve genç kadınlar olarak mücadelemizi güçlendirerek devam ettireceğiz.
Partimize yönelik Kapatma Davasına karşı bu topraklara kök salmış HDP’nin rengarenk yapraklarını çoğaltarak yanıt vereceğiz. HDP fikriyatını sahiplenmeye, savunmaya ve büyütmeye devam edeceğiz.  Çözümsüz değiliz, çözüm biziz.
Doğanın talanına ve türcülüğe karşı ekoloji mücadelesinde varlığımız ve direnişimizle önde olmaya devam edeceğiz. Yaşam alanlarımızı rantçılara, talancılara teslim etmeyeceğiz.
İktidarın sağlamcılık ideolojisine karşı engelli kadınların yaşadıkları sorunları sözümüzün ve siyasetimizin gündemi haline getireceğiz ve birlikte güçleneceğiz.
Göçmen ve mülteci kadınların yaşadığı tüm sorunların demokratik ve etik çözümünde ısrarcı olacak; halklara, kadınlara dayatılan nefret ve ayrımcılık karşısında mücadele edeceğiz.

'KADINLAR DEĞİŞTİRECEK!'

Haklılığımızdan, tarihimizden ve tüm kadınlardan aldığımız güçle eşit ve özgür yaşamı; dayanışmanın dünyasını kurmak için örgütlülüğümüzü büyüteceğiz. Dünyanın dört bir yanındaki kadın mücadelelerinin verdiği umutla ve dayanışma duygusuyla buradayız, bir aradayız.
Kadın mücadele tarihi zor, meşakkatli olmuştur. Bu zorluğu birlikte aşabilmemizin gücünü partimizin varlığına da kaynaklık eden paradigmamızdan alıyoruz. Her adımımız, her kazanımımız büyük bedeller ödenerek gerçekleşmiştir ve gerçekleşmeye devam etmektedir. Biz kadınlar bunun farkındalığıyla özgür ve eşit bir yaşamı mutlaka hep birlikte inşa edeceğiz. HDP’yi asıl güçlü kılan dinamik, halkların umududur ve halklar var olduğu ve mücadele ettiği sürece HDP fikriyatı özgürlük mücadelemizde var olmaya devam edecektir.
HDP Kadın Meclisi olarak İddiamız büyük, mücadelemiz büyük, direnişimiz de büyük! Ezilen halklar, kadınlar olarak güçlü bir perspektifle, iktidarın kuşatmasını durduracak güçteyiz. Kadınların direnişi var, değiştirecek gücümüz var. Biz değiştireceğiz, kadınlar değiştirecek!"

KONFERANS KARARLARI

Bildirgede, konferansta alınan kararlar da şöyle açıklandı:

⦁ "HDP Kadın Meclisi bünyesinde Kadın Ekoloji Komisyonu oluşturulması,  

⦁ Kadın yoksulluğu, kadın emeğinin sömürüsüne karşı mücadele edilmesi,  

⦁ Savaş, işgal ve özel savaş politikalarına karşı mücadelenin büyütülmesi,  

⦁ Göçmen ve mülteci kadınlarla dayanışmanın büyütülmesi,  

⦁ Genç Kadın Meclislerinin kurulması,  

⦁ Kadın siyaset akademisi oluşturulması,  

⦁ Adil ve özgün bir engellilik politikasının geliştirilmesi,  

⦁ Eşbaşkanlık ile eşit ve özgür bir yaşamı alternatif sistemle örme kararlılığı,

⦁ Faşizme karşı ortak mücadele için kadın mücadelesinin büyütülmesi,

⦁ Kadına yönelik şiddetle mücadele ve kazanımlarımızın korunması,  

⦁ Kadın siyasi tutsaklar özsavunma yapan kadınların özgürlüğü için mücadele edilmesi."