Jinên Komunîst ên Şoreşger (JKŞ-Devrimci Komünist Kadınlar), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle açıklama yaptı.
JKŞ’nin açıklaması şöyle:
“Yine geniş kapsamlı işgal saldırıları altında bir 25 Kasım’ı daha karşılıyoruz. Bütün dünyada işçi, emekçi, ezilen kadınlar Mirabel kardeşlerin izinde kadına yönelik şiddete, baskıya, sömürüye karşı alanlara çıkıyor. Bizler Komünist Devrimci Kadınlar olarak başta Rojhilat Kürdistan’da erkek egemen faşist Molla rejimine karşı direnen Kürt, Fars, Beluci kadınları ve bütün dünyada erkek egemen şiddete, savaşa ve işgallere karşı direnen kadınları Rojava devriminin direniş ruhu ile selamlıyoruz. Bugün tüm dünyada emperyalist güçler arasında ki çelişkiler giderek derinleşmekte ve paylaşım savaşına dönmektedir. Rusya ve Ukrayna arasında ki savaş bir Rusya-NATO savaşı olarak devam etmektedir. Geldiğimiz koşullar içerisinde erkek egemen kapitalist sistemin varoluşsal krizi derinleşmekte ve bunun sonucu olarak dünyanın her yerinde ekonomik, siyasi savaşlar patlak vermektedir.
Emperyalistler ve sömürgeciler kendi politik, ekonomik, askeri çıkarları doğrultusunda dünyayı savaş alanına çevirmektedirler. Bunun sonucu ise işçilere, emekçilere, ezilen halklara, kadınlara, gençlere açlık, yoksulluk, işsizlik ve ölüm olarak dönmektedir. Kapitalizmin kendisini üzerinde inşa ettiği erkek egemen zihniyet ise dünyanın dört bir yanında kadınlara ve tüm ezilen cinslere şiddet, baskı ve katliam olarak dönmektedir. Her gün dünyanın 4 bir yanından yüzlerce, binlerce kadın erkek egemen şiddete baskıya uğramakta ve katledilmektedir. Siyasi, ekonomik, toplumsal hakları için eşitlik mücadelesi yürüten kadınlar ise erkek egemen devlet baskısının cenderesinde tutulmaktadır.
Erkek egemen kadın düşmanı zihniyetine karşı dünyanın her yerinde kadınların mücadelesi devam etmekle birlikte kadınların bu isyanı Rojhilatê Kürdistan ve Îran’da Jîna Emînî’nin saçları ile buluşarak faşist rejimleri yakmaya devam etmektedir. Rojava kadın devrimimizin erkek egemen kodları yerle bir eden özü, bugün Jîna Emînî’nin saçlarında bayraklaşmıştır. Her bir saçımızın teli erkek egemen faşizminin temellerini bütün dünyada “Jin Jiyan Azadî” sloganları ile sarsmaya devam ediyor.
Biz Rojava, Kuzey-Doğu’lu kadınlar bu 25 Kasım’ı yine işgalci Türk devletinin bütün Rojava’ya yayılan işgalci ve sömürgeci saldırıları ile karşılıyoruz. Bu saldırıların birinci hedeflerinden birisi her zaman olduğu gibi bugün de kadın devrimi durmaktadır. Bütün kentlerimiz, sokaklarımız, köylerimiz, sivil yerleşim alanları, ekonomi, sağlık, eğitim alanlarımız işgalci Türk devletinin bombardımanı altında. Devrimimiz ABD, Rusya gibi emperyalist güçlerin desteği ile yok edilmeye çalışılıyor. Bizler bu gün Efrîn, Serêaniyê, Girê Spî gibi Türk devleti ve çetelerinin işgali altında ki alanlarda tacizden, tecavüze, kaçırmadan, işkence ve katletmeye kadar kadınların ne yaşadığını gayet iyi biliyoruz. Bugüne kadar bu alanlarda binlerce kadın kaçırılarak işkencelerden geçirilerek ya tecavüze uğradılar, ya katledildiler ya da hapishanelerde tutulmaktadır. Bu işgal saldırıları kadın devrimimizin iradesini kırmayı hedefleyerek aynı zamanda erkek egemen kadın düşmanı DAİŞ’in intikamını alma saldırılarıdır. Bu gün terör bahanesi ile topraklarımıza ve devrimimize saldıran işgalci Türk devleti sivil yerleşim alanlarını yakıp yıkmaktan, fosfor gazı kullanımına kadar, onlarca sivil, savaşçı ve gazeteciyi katlederek en büyük terörü uygulamaktadır. Bu gün bu saldırıların talimatını veren faşist şef Erdoğan Hitler’den sonra, dikdatör Trujilo’dan sonra en büyük terörist olarak tarihe geçecektir. Faşist AKP-MHP saray rejimi en büyük terör yuvası olarak tarihe geçmiştir, tüm bu saldırılara her türlü onayı ve desteği sunan emperyalist güçler, Amerika ve Rusya bu terörün Ortadoğu’da ki baş aktörleri olarak bir kez daha tarihe geçmişlerdir. Bu gün burada işlenen bütün insanlık dışı suçların tek sorumlusu yine bu güçlerdir. Fakat bunun karşısında bu gün Kobanê direniş ruhu ile Rojava devrimini savunan kadınlar, halklar, devrimciler, komünistler, gençler Kobanê’de, Efrîn’de, Serê Kaniyê de olduğu gibi halkların devrimci direniş tarihine geçeceklerdir. Bu gün bütün alanlarımızı bombardıman altına alan işgalci, faşist Türk devletinin saldırılarının hedeflerinden biri DAİŞ karanlığını yenilgiye uğratan kadın devrimi ve öncü gücüdür. Bu gün Rojava kadın devrimi erkek egemenliğini yenilgiye uğratan ve kadınları iktidara taşıyan en ileri direniş kalesidir. Bu nedenle bu denli işgal saldırılarının hedefi olmaktadır. Bugün işgale ve şiddete karşı tüm kadınları bütün alanları direniş mevzisine çevirmeye çağırıyoruz. Bütün sokaklar “Jin Jiyan Azadî” sloganları ile kadınların şiddete ve erkek egemen devlet şiddetine karşı tutuşmalıdır.
Bütün kadınlar erkek egemen şiddete ve işgale karşı özsavunma zırhını kuşanmalıdır. Devrimimizin 11 yıllık deneyim ve öğrettiklerinden biliyoruz ki örgütlü bir halkı hiç kimse yenemez. Binlerce Êzidî kadını kaçıran, köle pazarlarında satan, taciz ve tecavüz eden DAİŞ karanlığını yenilgiye uğratan muzaffer gerçek kadınların örgütlü özsavunma gücüdür. Bu gün bir kez daha dünyayı DAİŞ belasından kurtaran Rojava devrimini Kobanê direniş ruhu savunmak bütün insanlığın görevidir. Rojava kadın devrimi ruhundan özünü alan Rojhilat kadın isyanını bütün kadınların isyanı yapmanın tam zamanı.
Bizler Komünist Devrimci Kadınlar (JKŞ) olarak bir kez da “Kadın Direnişi İşgali ve Şiddeti Yenecek” şiarı ile topraklarımızı, ülkemizi, kentlerimizi Arinlerin, Saryaların, Avesta, Barîn, Hevrîn, Zîlan ve Raperînlerin direniş ve kararlılık çizgisi devrimimizi sonuna kadar savunacağımızı haykırıyoruz. Bu gün bütün kadınlar Rojava Devrimi etrafında bir kez daha kenetlenmelidir.”