AKP iktidarında kadına şiddet ve kadın cinayetleri her yıl artıyor

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Sözcüsü Fidan Ataselim, AKP’nin iktidarında kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin, her yıl artarak devam ettiğini söyledi.

Bu dönemin en büyük sorumluluğunun, mevcut siyasi iktidarı göndermek, bu kadın düşmanı ittifakı yenilgiye uğratmak olduğunu vurgulayan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Sözcüsü Fidan Ataselim, seçimden sonra da mücadelenin devam edeceğini belirtti.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre; son 15 yıllık süreçte 4 bin 300 kadın, erkekler tarafından katledildi. Bu sayıya 2023’ün ilk üç ayında katledilen kadınlar ve kayıtlara ‘şüpheli kadın ölümü’ olarak geçen kadın cinayetleri dahil değil. Cumhur İttifakı, seçimler öncesi kadın mücadelesinin kazanımlarından olan 6284 sayılı kanunun kaldırılmasını isteyen Yeniden Refah Partisi ve kadın cinayetleriyle de anılan Hizbullah’ın (Hüda-Par) katılmasıyla kadın düşmanlığını teyit eden bir ittifak haline geldi. ANF’ye konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Sözcüsü Fidan Ataselim, Adalet Bakanlığının 2009’da yaptığı “Kadın cinayetleri son 7 yılda yüzde 1400 arttı” açıklamasının, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Plaftormu’nun kuruluş sürecini de hızlandırdığını hatırlattı. Ataselim, “Platformu 2010’da kurduk ve her ay kadın cinayetlerini raporluyoruz. Kadın cinayetlerinin arttığını söylemek mümkün. Şüpheli kadın ölümlerinin de çarpıcı bir şekilde arttığını gözlemliyoruz. 6284 sayılı kadınları şiddetten koruyan kanun, bütün kadınların mücadelesiyle çıkmış olan bir kanun. Yakın zamanda İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi, şimdi de seçimin öncesinden 6284 sayılı yasayı hedefe koymuş durumdalar” dedi. 

KADINLAR İÇİN TABLO GİTTİKÇE KÖTÜLEŞİYOR

Kadınların kazanılmış haklarını yıllar içerisinde sınırlamaya ve daraltmaya yönelik adım atıldığını kaydeden Ataselim, şöyle devam etti: “Nafaka hakkını tartışmaya açtılar, kadının beyanını sorgulamaya başladılar, kürtaj hakkını yine aynı şekilde ortadan kaldırmaya çalıştılar, biz engelledik fakat şu anda fiilen kürtaj hakkının kısıtlanmasıyla karşı karşıyayız. Kadınların istihdama katılımıyla ilgili engelleri ortadan kaldırmak bir yana bütün çalışanlarla ilgili olarak, sömürü ilişkilerini sürdürmekle ilgili politikaları ortada. Ekonomik kriz dönemlerinde patronlarla kol kola yürüyen bir siyasi iktidar ile karşı karşıyayız. Bunun içerisinde kadınların aldığı pay ise neredeyse hiç yok. Hatta ilk gözden çıkartılacak kesim olarak görülüyor durumda. Yani AKP hükümetinin ilk iktidara geldiği andan bu zamana kadar baktığımızda; kadınlar için gittikçe kötüleşen bir tabloyla karşı karşıyayız. En son durum artık yani seçimin pazarlığı haline getiriyor olmaları kadınların yaşam hakkını, 6284 sayılı kanunu, bu artık gidişlerinin bir tescilidir. Cumhur İttifakı, kadın düşmanı olarak bilinen iki partiyi bünyesine almasıyla AKP’li kadınların da kabul etmeyeceği bir ittifak haline geldi.”

MİLLET İTTİFAKI’NIN PROGRAMINDA DA YOK

Bu dönemin en büyük sorumluluğunun, mevcut siyasi iktidarı göndermek, bu kadın düşmanı ittifakı yenilgiye uğratmak olduğunu vurgulayan Ataselim, şunları ifade etti: “Birincil olarak bunları göndermeliyiz ama gönderdikten sonra ne yapacağız, bu da önemli. Millet İttifakı’nın hükümet programına bakıyoruz; İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı kanunun geçmediğini görüyoruz. Politik programlar önemlidir, çünkü bütün insanlar, kadınlar seçimlerden sonra ne yapılacağına bakarak oy verecek.”

KADINLARIN SEÇİMİ 6284 OLACAKTIR

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın politik programında hem 6284 sayılı kanunun hem de İstanbul Sözleşmesi’nin yer aldığını, bunlar için teminat verildiğini kaydeden Ataselim, şöyle konuştu: “Bizim açımızdan, bu düzeyde kadınların hayatının pazarlık konusu edildiği bir dönemde, mevcut siyasi iktidarı gönderecek olan en önemli öznelerden birinin de kadınlar olduğunu ortaya koyuyor. Safları netleşiyor. Bu anlamda kadınların seçimi 6284 olacak diyebiliriz. Bu anlamıyla bizler kadınların seçimi 6284 diyerek çalışacağız.“ 

SONUÇ NE OLURSA OLSUN MÜCADELE DEVAM

Seçimin sonucu ne olursa olsun, mücadele etmeye devam edeceklerini vurgulayan Ataselim, şunları ekledi: “Biz yine kadın cinayetlerini durdurmaya devam edeceğiz. Zaten 15 Mayıs’ta ‘hani İstanbul Sözleşmemiz’ ‘6284’ü nasıl uyguluyoruz’ ‘Uygulanmayan şeyler neler, bütün belediyeler kadınlar için sığınaklar açtı mı, kadınlar için telefon hattı açıldı mı’dan başlayarak kadınların ekonomik özgürlüğü ve bağımsızlığı için ne tür politikalar peşinde olacağız. Bu anlamıyla Türkiye’deki kadın hareketi, feminist hareket çok deneyimli. Çok birikimlerimiz var, A’dan Z’ye bütün yapılabilecekleri sıralayabiliriz, bu konuda da her durumda anlaşamayabiliriz ama en tartışmalı olduğumuz zamanda da tartışma olabileceğinin güvencesini en azından yaratmak için bu mevcut siyasi iktidarı göndermek zorundayız.”