Kadın devriminin direniş sembolü: Sakine Cansız

Dağ dağ gezen Sakine Cansız ya da Sara... Savaşçı oldu, komutan oldu, öğretmen ve yoldaş oldu. Düşmanına karşı gururla direnen şehit Sara, kadın devriminin direniş sembolü ve adı oldu.

Ocak ayı yaklaştıkça kara gün olan 9 Ocak 2013 yılı geliyor insanın aklına. Üç özgürlük sevdalısı o gün Fransa'nın başkenti Paris'te katledildi. Yoldaşları, Kürt halkı ve üç devrimci kadının ailesi Paris'e akın etti. Özgürlük ve aşıklar şehri olarak bilinen Paris, o günden itibaren Kürtler için bir karanlıklar şehri, bir ölüm şehri oldu. Hakikatin peşine düşen 3 devrimci kadın düşmanın hedefi oldu. 9 Ocak 2013 yılında üç kadın devrimci Sakine, Fidan ve Leyla, Fransa'da kalleşçe katledildi.

Şehit Sara, (Sakine Cansız) PKK kurucusuydu. 12 Şubat 1958'de Dersim'in Tahti köyünde doğdu. Şehit Sara doğduğu günü bir şans olarak görüyor ve şöyle diyor: "Dünyaya geldiğimde babam askerdeydi. Şubat ayında doğmuş ve nüfusa bu şekilde kaydedilmiştim. Yani benim resmi doğum günüm 12 Şubat 1958. Soğukta ve karda doğmak şans mıdır? Bunun bir şans olduğuna ikna oldum. Bence karlı bir coğrafyada doğmak bence bir şanstır."

Fabrikada çalışan şehit Sara, işçi ve emekçilerin hakkını savunmak için Türkiye solu hareketleri ile birlikte çalışmalar yürütüyordu. Fakat Türkiye sol hareketlerinde umduğunu bulamayan şehit Sara, Dersim'den Ankara'ya giderek Apocularla ilişkiye geçer. 27 Kasım 1978 yılında Amed'in Lice ilçesine bağlı Fis köyünde gerçekleşen PKK'nin kuruluş kongresinde yer alır. Sara PKK'nin kuruluşunda yer alan iki kadından biridir. PKK'de kadın özgürlük mücadelesinin ilk tohumlarını atar.

ÖZGÜRLÜK YOLCUSU

Şehit Sara, Ankara, Bingöl ve Elazığ'da çalışma yürütür. 1979'da Elazığ-Bingöl hattında tutuklanır. Diyarbakır Cezaevi'nde çok büyük işkencelere maruz kalır. “Teslimiyet ihanete, direniş zafere götürür” şiarıyla işkencelere karşı büyük bir direniş sergiler. İşkenceci Esat Oktay Yıldıran'a karşı onurlu bir duruş sergileyen Sara, hayatı boyunca korkusuz bir şekilde yaşadı. Esat Oktay Yıldıran ve düşmanın işkencelerine karşı verdiği mücadele ile tüm arkadaşlarına örnek oldu.

Cezaevindeyken arkadaşlarına ve akrabalarına mektup veya resimler gönderir ve bu resimlerin arkasına notlar yazar. Bu resimlerle arkadaşlarına moral verir.

Hayatı hep bir mücadele ve savaştı. Mücadelesi özgür bir yaşam, özgür bir kadın ve özgür bir toplum içindi. Sara bir özgürlük ve barış yolcusuydu. Bugün binlerce Kürt kadını onun izinden yürüyor ve davasını sürdürüyor.

1980'li ve 1990'lı nesiller Sara'nın direnişi ve kahramanlığıyla büyüdü. Cezaevinden çıktıktan sonra Ortadoğu'ya ve ardından Kürdistan dağlarına giden şehit Sara, dağ dağa dolaştı. Savaşçı oldu, komutan oldu, öğretmen ve yoldaş oldu. Düşmanına karşı gururla mücadele eden Dersimli kadın devrimci direnişin adı ve sembolü oldu.

'HEP KAVGAYDI YAŞAMIM'

'Hep kavgaydı yaşamım' diyen şehit Sara, sistemle sürekli bir çatışma halindeydi.

Şehit Sara, 'Hep kavgaydı yaşamım' kitabında cezaevinden çıktığı sürece ilişkin şunları belirtiyor: "Tarih 26 Aralık 1990 idi. 17 Mayıs 1979 yılında bir şafak vakti tutuklandım. Şu anda Çanakkale cezaevinden tahliye oluyorum. Geldiğimiz yerden denizin rengi çok güzel. Denize vuran güneş ışınları denizi daha da güzelleştiriyor. Hava güzel. Basra'yı tanıyan bir kaç arkadaşla görüştük ve ardından İstanbul'a gittik. Gün boyunca arkadaşlarımla geçirdiğim o son günü düşündüm. O dönemki yoldaşlarıma doyamadım."

1991 YILINDAKİ NEWROZ'A KATILARAK HALK İLE BİRLİKTE ÇALIŞTI

Sara, cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul'daki Yurtsever Kadınlar Derneği'nin (YDK) tüzüğünü yazar ve derneğin kurucularından biri olur. Kürt aydın ve sanatçılarla birlikte Mezopotamya Kültür Merkezi'ni (MKM) kurar. Özgür Ülke gazetesi ve Özgür Halk Dergisi'ni yayınlar.

1991 yılında İstanbul'da Newroz'a katılarak binlerce kişiye hitap eder. 5 ay Türkiye'de kalan Sara, devletin baskılarına rağmen çalışmalarına devam eder. Devlet faaliyetlerini sürekli denetler ve çalışma yapılmasına engel olur.

Sara o günleri şu sözlerle anlatıyor: "Çalışmalara katılmak için gözümü karartmıştım. Büyük bir açlık hissediyordum. Çok dikkat ediyordum ama düşman durmuyordu. En rahat anlarda beni yakalayabilirlerdi ama bu konuda özgüvenim çok yüksekti. İnatçı bir mücadele vardı."

Sara, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a ilişkin düşüncelerini ise şöyle dile getiriyor: Benim için Önderlik başlı başına bir devrim, davam ve savaşımdır."

Sara, hapisten çıktıktan beş ay sonra 1 Mayıs 1991'de Yunanistan'a gitti ve Şam'a gitmeden önce kısa bir süre Avrupa'da yaşadı.

Şehit Sara Şam'a gitme sürecine ilişkin şunları anlatıyor: "Şam havaalanına indik. Kalbim durmadan çarpıyordu. Çok heyecanlıydım, yeter ki önderliği göreyim diyordum." Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın isteği üzerine Şam havaalanında 4 kişi Sara'yı bir buket çiçekle karşıladı. Abdullah Öcalan, 13 yıl sonra Şam'da Sara ile görüştü. Sara o görüşmeyi şöyle anlatıyor: "Başkanı en son Fis kongresinde gördüm. Ertesi gün ayrıldık. 13 yıl geçti. Yıllarca hapis yattıktan sonra kefeni yırttım ve yaşam kaynağımın en güzel anına ulaştım. Bu süreçte çok şey değişmişti ama başkan hiç değişmemişti."

DİRENİŞ ÇİZGİSİNİN SEMBOLÜ OLDU

Mahsum Korkmaz Akademisi'nde 6 ay eğitim gören Sara için ayrılık vakti gelmişti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, "Hadi Sara, sen dağları seversin. Sizden başarılı haberler bekliyorum" derken, Sara da ayrılık sürecine ilişkin şunları belirtiyor: "Önderliğe, Başkanım seni her zaman mutlu edeceğim dedim ve Şam'ın sokaklarına doğru gittim. Bana el sallayan Önderliğin eli uzun süre havada kaldı. Bir kez daha Apocu olmanın gururunu yaşadım."

Dolu dolu bir yaşam sürdüren Sakine Cansız (Sara), 9 Ocak 2013 yılında KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan (Rojbin) ve Leyla Şaylemez (Ronah) ile birlikte Paris'te bir suikaste uğradı. Paris Katliamı’nın üzerinden 9 yıl geçti. 9 yıldır tüm delillere rağmen sanıklar yargılanmadı. Son 9 yıldır Kürt kadınları, Kürt toplumu, Kürt dostları ve aileleri, üç devrimci kadına yönelik katliamın aydınlatılması için mücadele ediyor.

Hayatı hep bir mücadele ve savaştı. Mücadelesi özgür bir yaşam, özgür bir kadın ve özgür bir toplum içindi. Sara, bir özgürlük ve barış yolcusuydu. Bugün binlerce Kürt kadını onun izinde yürüyor ve davasını sürdürüyor. Sara, ev yaşamından, özgürlük mücadelesine kadar her alanda direniş çizgisinin sembolü olmuştur. Herkes onu cesareti ve zalimlere karşı duruşu ile tanır.