Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri öncülüğünde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne kısa süre kala Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda kitlesel eylem düzenlendi. 7’den 70’e binlerce kadının akın ettiği meydanda, “Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız; İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız” mesajı verildi. Eylem öncesi meydanın çevresini bariyerlerle abluka altında alan ve gelenlere üst arama yapan polisin, LGBTİQ+’ların pankartını alana almaması büyük tepkilere neden oldu.
KATLEDİLEN KADINLARIN AİLELERİ ÖN SAFLARDAYDI
Erkek şiddetiyle katledilen kadınların aileleri ve şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Rabia Naz’ın babasının ön saflarda yerini aldığı eylemde, katledilen kadınların resimleri taşındı; “Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız” yazılı pankart açıldı. Sık sık, “Kadın cinayetlerini durduracağız”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganlarını atan kadınlar adına bir konuşma Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Türkiye Temsilcisi Gülsüm Kav tarafından yapıldı.
‘KADIN CİNAYETLERİ GİBİ LGBTİQ+’LAR İÇİN DE RAPOR YAYINLATACAĞIZ’
LGBTİQ+ bireylerine selam söyleyerek sözlerine başlayan Kav, “Hani diyorlar ya LGBTİQ+’lar yok diye; bir zamanlar da kadın cinayetleri yok diyorlardı. Biz 2010 yılında ilk kurulduğumuzda bize resmi makamlardan yazılar geliyordu. Ama bu 10 senelik mücadelemiz sonuncunda bu aynı resmi makamlar nasıl ki kadın cinayetleri raporu yayınlıyorsa, LGBTİQ+ arkadaşlarımızın da Türkiye’de ve dünyada neler yaşadığını anlatan raporları yayınlatacağız” dedi.
HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ DİYENLERE İNANMAYIN
“Hiçbir şey değişmedi” diyenlere inanmamak gerektiğini vurgulayan Kav, kadınların yıllardır süren mücadelesi sonuncunda çok şeyin değiştiğini kaydetti. Birçok kadın cinayetinin engellendiğini belirten Kav, işte bu mücadelenin en büyük kazanımının da bu olduğunun altını çizdi. Gelinen noktada tüm kadın cinayetlerini durdurmak için mücadeleyi büyütmek gerektiğini vurgulayan Kav, “Tek bir cinayet daha çok fazla. Bize hiçbir şey değişmedi diyenler bu alanda ne kadar çoğaldığımızı görsünler. Daha da çok çoğalacağız. Şu anda bir tanesini bile fazla bulduğumuz kadın cinayetlerini durduracağız, şüpheli olan ölümleri de açığa çıkartacağız. Biz her zaman etkin kovuşturma ve soruşturma diyoruz” dedi.
KADINLARIN MÜCADELESİ SONUCU…
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise, İnsan hakları planını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etkin soruşturma büroları kuracaklarına yönelik söylemini hatırlatarak, “Dikkat ettiyseniz Erdoğan İstanbul Sözleşmesi’ni ağızına almadı. Ama etkin soruşturma bürolarını açacağını söylemesi kadınlar mücadelesi sonucu. Biz bu söylemlerin takipçisi olacağız ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız” vurgusunda bulundu.
ŞUBAT AYINDA 28 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Erkek şiddetiyle katledilen kadınların ailelerinin söz alıp adalet istediği eylemde, ortak açıklama Ebru Batur tarafından okundu. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün kadınlar için tarihsel bir önem taşıdığını hatırlatan Batur, “Şimdi de asla yalnız yürümeyeceksin diyen tüm kadınlarla birlikte Dünya Kadınlar Günü için bir aradayız. Kadın cinayetlerini durdurmak, kadın cinayetleri şüpheli kalmasın diye meydanlardayız. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatmak için buradayız” dedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak, 2010 yılından bu yana her ay verileri açıkladıklarını anımsatan Batur şöyle konuştu: “Şubat ayında, 28 günde 28 kadın öldürüldü. 12 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Geçtiğimiz 5 Mart'tan bu 5 Mart'a kadar, 303 kadın öldürüldü; 181 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Bu rakamlara kimse alışmasın. Bu rakamları kimse normalleştirmesin. Her ay açıkladığımız bu veriler birer sayı değil, kadınların mücadele dolu yaşamı. Bizler artık kadın cinayeti verilerini açıklamak zorunda kalmak istemiyoruz. Bizler hiçbir kadının öldürülmediği günlerde buluşmak istiyoruz.”
KADINLARI YAŞATMAK MÜMKÜN
Kadın cinayetlerini durdurmak için yıllardır verdikleri mücadele sonucunda Erdoğan’ın kadına yönelik şiddet ile ilgili açıklamalar yaparak, adımları açıkladığını belirten Batur, “Mücadelemiz sayesinde İçişleri Bakanlığı kadın cinayeti verilerini açıklıyor. Bakanlıklar kadın cinayetlerini gündeme getirmek, eylem planı açıklamak zorunda kalıyor. Kadın cinayetlerini durdurmak için yıllardır verdiğimiz mücadeleyle artık mahkemeler şiddeti meşrulaştıran indirimleri kolay kolay uygulayamıyor. Sadece açıklamalarla değil; atılacak adımlarla, izlenecek somut politikalarla kadınları yaşatmak mümkün” dedi.
KADIN CİNAYETLERİ ŞÜPHELİ BIRAKILIYOR
İstanbul Sözleşmesi uygulanmadığı için, etkin soruşturma ve kovuşturma yapılmadığı için, katiller kadın cinayetlerinin üstünü kapatmaya çalışıldığına işaret eden Batur şunları dile getirdi: “Şüpheli kadın ölümlerinde gerçek açığa çıkarılmıyor. Ancak aylar sonra 11 yıl süren davada Aslı Baş’ın ölüm sebebi açıklanmadan sanıklara delil yetersizliğinden beraat kararı verildi. Sadece biz mücadele ettiğimizde soruşturma ve kovuşturma süreçleri ilerliyor. Pınar Gültekin’in katili yakalanacağını düşünmediğini, Aylin Sözer’in katili delilleri karartmak için yaktığını söyledi. Katil itiraf etmeden Arzu Aygün’ün cansız bedeni 42 gün boyunca bulunamadı. Fail ancak suçunu itiraf ettiğinde gerçek açığa çıktı.”
EŞİTLİĞİ VE ÖZGÜRLÜĞÜ KAZANACAĞIZ
Gülistan Doku’nun akıbetini, Rabia Naz’a ne olduğunu sormaya devam edeceklerini vurgulayan Batur, şunları kaydetti: “Aleyna Çakır, Nadira Kadirova, Duygu Delen için yılmadan mücadele ettiğimiz gibi üstü kapatılmaya çalışılan hiçbir kadın cinayetini şüpheli bırakmayacağız, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız. İstanbul Sözleşmesi uygulanırsa, soruşturma süreçleri etkin işletilirse, katiller cinayeti saklayabileceklerini akıllarından dahi geçiremezler. Kendi hayatını seçmek isteyen kadınlar, şiddetin yaşı yoksa mücadelenin de yaşı yok diyen liseli kadınlar, rektörü de geleceğimizi de biz seçeceğiz diyen üniversiteli kadınlar, eşit yaşayacağız haklarımızı alacağız diyen işçi kadınla, ayrımcılığa karşı mücadele veren LGBTİQ+’lar için mücadelemizi büyütüyoruz. Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayacağız. Topyekûn mücadele edecek, eşitliği ve özgürlüğü kazanacağız.”
Eylem, “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganlarıyla sona erdi.