Kadınlar özgürlüğü kazanmak için alanlara çağırıyor
Kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde yoksullaştırılan, emeği çalınan, tecride, iktidara ve devlet şiddetine karşı direnen tüm kadınları mücadeleye çağırıyor.
Kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde yoksullaştırılan, emeği çalınan, tecride, iktidara ve devlet şiddetine karşı direnen tüm kadınları mücadeleye çağırıyor.
Her yıl oluğu gibi 8 Mart’ta kadınlar alanlara çıkacak. Bu durum bazı illere göre değişiklik gösteriyor. Örneğin İstanbul’daki kadınlar 5 Mart, saat 18.00’de Kadıköy’deki Beşiktaş İskelesi önünde buluşacak. 8 Mart Kadın Platformu bu yıl kadınları “Özgürlüğümüzü Kazanacağız” sloganı ile alanlara çağırıyor. Kadınlar iktidarın kadınlara karşı tüm dayatmalarına karşı bir mücadele yükseltmek için: İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya, iktidarın kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarına, yaygınlaşan kayyumlara karşı mücadeleye; açlık grevlerine ses olmaya, DAİŞ’ten Saray Rejimine tüm erkek tetikçiliğine karşı dayanışmaya çağrı yapıyor.
BİZLER KADIKÖY’DE OLACAĞIZ
8 Mart Kadın Platformu adına ANF’ye konuşan Sevgi Özlem Gülmez özellikle salgın ve ekonomik krizle birlikte hak ihlaline uğrayan, yoksullaştırılan, ilk işten atılan ya da izne karşı çıktığı için Migros işçilerinde de olduğu gibi kod 29 ile işten çıkarılan bütün kadınları direnmeye çağırdıklarını söylüyor ve ekliyor: “Pandemi ile birlikte bu artık dünyada gözle görülür bir hale geldi, evlerde tüm yük kadınların oldu. Bir yandan da uzaktan çalışma sisteminden kendilerinden yüksek performans beklenirken diğer yandan ev içi işlere de yetişmek zorunda kaldılar. Ama erkekler kendilerini bundan sıyırdı. Çünkü ev içi emek tamamen kadınların yapması gereken bir iş olarak görüldü. Bu yıl özellikle bu anlamda ev içi emeği altında ezilen kadınlara da çağrı yapıyoruz. 5 Mart’ta ev işlerini Marslılar mı yapacak bilmiyoruz ama bizler Kadıköy’de olacağız.”
BİRÇOK KİŞİ EKMEĞİNDEN OLDU
Kadınların iş yerlerinde de emeğinin sömürüldüğünü, salgından kaynaklı birçok kişinin ekmeğinden olduğunu ve kendisinin de hizmet sektöründe aşçılık yaptığını söyleyen Gülmez: “Benim de iş yerim Kasım ayından beri kapatıldı ve kısa çalışma ödeneği ile aylardır yaşamaya çalışıyor. Şu an çalışabileceğim her yer kapalı ve başka bir işte de çalışabileceğim bir meslek değil aşçılık. Öte yandan hizmet sektöründe çok fazla kadın çalışan var. Özellikle yeme içme sektöründe öğrenciler ve yarı zamanlı çalışanlar da var. Bunlar sigortalı olmadıkları için herhangi bir ödenek de alamadı. Çoğu çalışanın belki normalleşme de olsa iş yerleri bir daha açılmayacak” şeklinde konuşuyor.
KADIN MÜCADELESİ FARKINDALIK YARATTI
Birlikte mücadele etmenin farkındalık yarattığını ifade eden Sevgi Özlem Gülmez: “Bugün birçok kişi İstanbul Sözleşmesi ve 6284’ü biliyorsa kadınların örgütlü mücadelesinden kaynaklı. Zira düne kadar sözleşmenin adını ya da bu maddeyi duymayanlar, bilmeyenler mücadele sayesinde haberdar oldu. Kadınlar canları nereden acıyorsa bugün onun mücadelesini veriyor. Ben bir hizmet sektörü çalışanı olarak pandemide giden haklarımı, Kürt kadınları bugün tecride karşı açlık grevlerini, ev içi emeği sömürülenler haklarını savunuyor. Bizler iktidar ve erkek şiddetine karşı hep beraber karşı duruyoruz. Bu mücadelelerimiz ortak bir alanda buluşuyor ve bugün o taleplerle alanlara gidiyoruz. İktidarın tüm baskısına karşı kadınları ‘Özgürlüğümüzü Kazanacağız’ diyerek alanlara bekliyoruz.”