Katledilen ve rehin tutulan kadınlar için buluştular

İzmir ve Ankara'da katledilen ve rehin tutulan kadınlar için bir araya gelindi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi'nin iki haftada bir düzenlediği "Kayıplar bulunsun, failleri yargılansın" eylemi, bu hafta 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Kadın Komisyonu tarafından yapıldı. Eski Sümerbank önünde yapılan eylemde, kaybedilen 21 kadının akıbeti soruldu.

 İHD Kadın Komisyonu üyesi Ayşenur Kizaroğlu, zorla kaybedilmenin insanlık suçu olduğunu belirterek, "Kayıplar bulunsun, failleri bulunsun, yargı önünde hesap versin diyoruz. Çünkü kayıplar gerçeğimizdir. Bu gerçek ile yüzleşmek, sorumluları bulup yargı önüne çıkarmak devletlerin görevidir" dedi.

 Kirazoğlu, şu isimlere dikkat çekti:

"1991’de Cizre’de gözaltına alındıktan sonra cenazesi bulunan Makbule Ökdem; 1992’de Dersim’de gözaltına alındıktan sonra cenazesi Elazığ Karşıyaka Kartepe mevkiinde bulunan Ayten Öztürk; 1992’de Mardin’in Derik ilçesinde katıldığı mitingde gözaltına alınan ve haber alınamayan 24 yaşındaki Rıdda Yavuz; 1993’te Nusaybin ilçesi Duruca (Kortven) köyünde Hizbullah tarafından kaçırılan ve kendisinden haber alınamayan HEP çalışanı 22 yaşındaki Sedika Dal; 1993’te Bitlis-Tatvan-Wanik köyünde gözaltına alınan ve haber alınamayan Hamide Şarlı; 1994’te Dersim-Mirik’teki askeri operasyon sonrası haber alınamayan Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, Gülizar Serin ve 3 yaşındaki kızı Dilek Serin; 1994’te İstanbul’da gözaltına alınan ve haber alınamayan Lütfiye Kaçar; 1994’te Muş’un Hasköy ilçesine bağlı Ortaç Köyü’ndeki askeri operasyon sırasında kendilerinden bir daha haber alınamayan Gülnaz Tatu ve Kadriye Tatu; 1995’te Ankara’da gözaltına alındıktan sonra cenazesi Kırıkkale kimsesizler mezarlığında bulunan Ayşenur Şimşek; 1995’te Diyarbakır-Bismil’de gözaltına alındıktan sonra haber alınamayan Hatice Şimşek; 1996’da Diyarbakır-Bağlar’da gözaltına alınan ve haber alınamayan Şükran Daş; 1996’da Diyarbakır’da gözaltına alınan ve 2 yıl sonra Cizre Asri Mezarlığı’na cenazesi tespit edilen Fahriye Mordeniz; 1997’de Kulp-Diyarbakır yolunda Beyaz Toros ile kaçırılan ve haber alınamayan Zozan Eren; 1998’de İzmir-Çeşme-Alaçatı’da gözaltına alınan ve haber alınamayan Neslihan Uslu; 1998’de Mersin’de Hizbullah tarafından kaçırıldıktan 18 ay sonra Konya’da cenazesi bulunan Konca Kuriş; Dersim’de 5  Ocak 2020’de kaybedilen Gülistan Doku..."
Açıklamadan sonra kadınlar, tutsak kadınlara 8 Mart dolayısıyla Konak PTT'sinde kart gönderdi.

 
ANKARA
Ankara'da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 391’inci haftasında 8 Mart kapsamında hasta tutsak kadınların sağlığa erişim durumuna dikkat çekti. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde yapılan açıklamada, “Tedavi haktır engellenemez, hasta mahpuslara serbest bırakılsın” pankartı taşındı. Ankara Kadın Platformu üyelerinin de katıldığı eylemde İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut konuştu.
Turgut, “Hasta tutuklular sağlık hakkına yeterince erişemiyor. Üçlü protokolden kaynaklı olarak birçok aksaklık, sağlığı tehdit eder nitelikte uygulamalara neden olmaktadır. Kelepçeli muayene, sağlıksız tek kişilik ring araçlarıyla sevkler, yapılmayan ya da aksatılan hastane sevkleri ve daha birçok etkenin yanı sıra 24 saat acil tıp hizmeti zorunlu olan hapishanelerin bunlardan yoksun olması gibi nedenler sağlığa erişimin önündeki engellerdir. Hasta ve ağır hasta tutuklular, infazları ertelenmediği için tahliye olamıyor. Hasta tutukluların haklarının korunmasını, garanti altına alan yasalara ve uluslararası sözleşmelere de uyulmuyor” dedi.
Hakları ihlal eden devlet görevlileri hakkında da cezasızlık politikası izlendiğine vurgu yapan Turgut, iktidarın hak ihlallerini süreklileştirdiğini söyledi. Turgut, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde 17, Kayseri Kadın Kapalı Cezaevi’nde 18, Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi’nde 1, Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde üzere tespit ettikleri kadarıyla İç Anadolu Bölgesi’nde 37 kadın hasta tutsağın bulunduğunu söyledi.
Ankara Kadın Platformu adına konuşan Özlem Ateş ve İlmek Kadın Dayanışması üyesi Zarife Çamalan ise başta Aysel Tuğluk olmak üzere kadın hasta tutsakların özgürlüğünü istedi.