PKK’nin kurucularından olan Kürt Özgürlük Hareketi öncülerinden Sakine Cansız (Sara) 9 Ocak 2013'te yoldaşları Fidan Doğan (Rojbin) ve Leyla Şaylemez (Ronahi) ile birlikte Fransa’nın Başkenti Paris’te Türk devleti tarafından katledildi. Binlerce Kürt genci Sara'nın özgür yaşam mücadelesinin takipçisi oldu. Özgürlük için savaşan ve bu uğurda şehit düşen birçok kahraman gerilla, şehit Sara’ya olan bağlılıklarını günlüklerine yazdı.
Özgürlük hareketine farklı zamanlarda katılan ve farklı alanlarda şehit olan HPG ve YJA-Star gerillaları, geride bıraktıkları günlüklerinde büyük komutanları Sara'yı anlatıyorlar. Sara onlar için büyük bir isyan ve eşi benzeri bulunmayan bir mücadele demekti.
ŞEHİT AMARA RONAHÎ’NİN KALEMİNDEN
2022 yılında Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırısında şehit düşen Amara Ronahî günlüğünde şehit Sara’dan şu şekilde bahsediyor: “Sizi tanıdıkça, Munzur'un asiliğini, Dersim'in heybetini tanıyoruz, sizi tanıdıkça Besê ve Zerifeleri görüyor ve hissediyoruz. Önderlik mücadeleyi kazanmanın için en önemli noktalardan birinin ‘Kurdistanî’ bir olmak olduğunu söylüyor. Yaşamınızda ve kişiliğinizde bu gerçeği görmemek mümkün değil.
Sizinle yüz yüze karşılaşmamayı çok büyük bir kayıp olarak görüyorum ama Önderliği görerek bunu telafi edeceğime inanıyorum. Önderliği tanıdıkça, anladıkça size kendimi daha yakın hissedeceğim. Heval Sara sizi tanımak yaşamı tanımaktır. Sizin gibi, Besê ve Zerifeler gibi savaşmak yaşamın hakikatini anlamaktır. İşgalcilere izin vermeyen Munzurlulara kalkan, mücadelenin diğer adı ve kadınların çığlığı oldunuz.”
ŞEHİT KOÇER DEVRİM’İN KALEMİNDEN
Şehit Koçer Devrim, 2017 yılında Bakur’da yaralı bir şekilde işgalci Türk devletine esir düştü. Düşmanın vahşi işkenceleri sonucu şehit oldu. Devrim, günlüğünde şehit Sara hakkında şunları söylüyor: “Bazı zamanlar seçilmiştir, iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin. İnsanlıktan nasibini almamış olanlar her zaman ağaçtaki kurt olmuştur. Ağaç gövdesindeki bir Kurt ne kadar süre çalışabilir? Yani ağaç gövdesindeki Kurt ne zaman duracak? Bugün, büyük komutanımız ve öncümüz Sara yoldaş ve yoldaşları Rojbin ile Ronahi'nin şehadet yıl dönümü. Lanet saldırının üzerinden bir yıl daha geçti. Bu katliam sıradan bir katliam değildir. Bu katliam bilerek ve planlı bir şekilde yapılmıştır. Devletlerin eliyle yapıldı. Sara yoldaş ve arkadaşlarının şahsında Kürt halkına, özgürlük mücadelesine ve kadın hareketine karşı büyük bir saldırıdır.
Bugün insanlığın son günü. 2013'te insanlık adına utanma, duygu, vicdan ve ahlak kalmadı. Kadınların özgürleşmesi bir halkın, bir toplumun özgürleşmesi demektir. Bundan dolayı heval Sara, Rojbin ve Ronahi şahsında düşmanlarımız toplumumuza ve halkımıza saldırmıştır. Bu asla unutulmayacak. Bu halkın çocukları, yoldaşları Sara ve arkadaşlarının intikamını alacaktır. Heval Sara ve yoldaşları iradeleriyle, duruşlarıyla, direnişleriyle zaferin yürüyüşçüleri, özgürlüğün meşalesi oldu. Heval Sara sen özgür kadın abidesisin, son nefesimize kadar tereddütsüz bir şekilde takipçin olacağız.”
ŞEHİT DİREN WAN’IN KALEMİNDEN
YJA Star komutanlarından Diren Wan, 2022'de Amed'de iki arkadaşıyla birlikte faşist Türk devletinin vahşi saldırısında şehitler kervanına katıldı. Komutan Diren Wan, günlüğünde şehit Sara’dan şu sözlerle bahsediyor: “Ataerkil ve kapitalist sistem kadın özgürlüğü önündeki en büyük engeldir. Kapitalist sistem, mevcut toplumu ve insanlığı çelik kafeslere koymuştur. Kadınların köleliğe karşı özgürlük mücadelesi bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Ama kana susamış güçler, özgürlükten, eşitlikten, kardeşlikten ve demokrasiden nasibini almamış egemen devletler bu kez özgür kadın hakikatine saldırdılar. Hem de namertçe, korkakça saldırdılar.
Kendilerini demokratik ve sosyalist bir toplum olarak adlandıran Fransa'nın başkenti Paris'te büyük komutanımız Sara ve arkadaşları katledildi. Heval Sara, Rojbin ve Ronahi şahsında kadın hareketimize saldırdılar. Bu vahşi saldırıyla kadın hareketine sempati duyanları ve destek verenleri korkutmak, bastırmak istediler. Ama planlandıkları gibi olmadı. Özgürlük çizgisinde kararlı olan yoldaşlarımız hedef alındı. Yüce tanrıçamız ve bilgili komutanımız bizim için her zaman büyük ve başarılı bir savaşın sebebi olacaktır. Bu saldırı ile irademizi kıramazlar, ruhumuzu köleleştiremezler. Bizden bir Sara aldılar ama binlerce Sara karşılarına çıkacaktır.'
ŞEHİT HÜSEYİN MAHİR’İN KALEMİNDEN
Şehit Hüseyin Mahîr, Türk devletinin hava saldırıları sonucu 2 arkadaşıyla birlikte Şubat 2016'da Garê bölgesinde şehitler kervanına katıldı. Şehit Hüseyin Mahir, başkomutanı Sara için günlüğüne şu sözleri yazıyor: “Gecenin sessizliğinde gözlerime uyku girmiyordu. Nefes alamıyordum, o gece nefes almakta zorlandım. Zindan soğuk ve karanlıktı ama Önder Apo'nun fikirleriyle bir eğitim sahasına dönüştürüldü, partinin en iyi okulları oldu. Önder Apo'nun düşünceleriyle gecenin tüm karanlığı aydınlanacaktır.
Benim ve arkadaşlarımın hayali zindandan çıktığımızda gerilla saflarına katılmaktı. O gece hep düşünmekle geçti. Kalp ağrımın sebebi neydi, yani nefes alamıyorum? Kalbimi ve zihnimi bu kadar rahatsız eden şey neydi? Bir şey olduğunu biliyordum ama adını koyamıyordum. O gece yer ve haykırdı. Kalp durdu, beyin durdu, kollar ve ayaklar güçsüz düştü. Bu sıradan bir şey değildi, açıkça planlandı ve uygulandı.
Sizin şahsında özgürlük hareketinin ilerleyişini durdurmak istediler, sizin şahsınızda Kürt halkını ve Kürt halkının mücadelesini bastırmak istediler. Ama bilmiyorlardı ki sizden sonra yüzlerce Sara, Rojbin ve Ronahi özgür dağlara gidecek. Onlarca, yüzlerce özgürlük tutsağı Amed zindanındaki direnişinizin peşine düşecek. Bilmiyorlardı ki gün gelecek ateşin ve güneşin çocukları intikamınızı alacak. En önemlisi de sizden sonra bu halkın evlatlarının kalbinin intikam için atacağını bilmiyorlardı. O zaman kendime söz verdim; bir gün zindandan çıkarsam komutanımın ve yoldaşlarımın intikamını alacağım. Sizin şehadetinizi duyduğumda saflara katılacağıma dair kendime söz verdim.”
ŞEHİT NUDA KARKER’İN KALEMİNDEN
Gerilla Nûda Karker 5 Aralık 2021'de Dersim'de şehit düştü. Şehit Nuda, geride bıraktığı günlüğünde Sara, Rojbin ve Ronahi’ye ilişkin duygularını şu şekilde dile getiriyor: “Dersim gibi asisiniz, Munzur suları gibi devrimcisiniz, Mezopotamya'nın bağrında yükselen öncülersiniz, tanrıça kültürünü yaşatan devrimcilersiniz, milyonların gözünün nurusunuz. Güzelliğinizi kelimelerle nasıl tarif edebilirim? Hakikati dile getirmek için hangi kelimeleri kullanmalıyım?
Kelimeler hayatınızın akışında yeni anlamlar kazanıyor. Belki de bu yüzden, ‘Hep Kavgaydı Yaşamım’ sözü her şeyi içinde barındırır. Onunla Dersim'den çıkıyoruz, onunla zindandan kaçıyoruz, özgürlük halayını onunla çekiyoruz, Kürdistan dağlarına onunla geliyoruz. Çünkü biz devrimciyiz ve PKK'liyiz. Farklı yerlerde, farklı şehirlerde, farklı zamanlarda acılar yaşadık ve isyan ettik. Çözümü ortak bir yaşamda bulduk. Heval Sara'nın yaşamı ve mücadelesi bitmeyen bir destan gibidir. Her şafakta güneşin doğuşu gibidir, sonsuz bir ışık gibidir. Yüzü aya, inancı güneşe, izinden giden yoldaşları ise hakikatine benzer.