Kendini örgütlemek öz savunmanın temel ilkesidir

PAJK Koordinasyon Üyesi Ayten Dersim Devrimci Halk Savaşı stratejisinde halkın öz örgütlülüğüne dikkat çekti. Ayten Dersim devletlerin toplumlar için çözüm üretmekten ziyade sorun teşkil ettiğini söyledi.

Jin TV’de yayınlanan Arjin Baysal'ın sunduğu Xwebun programına katılan PAJK Koordinasyon Üyesi Ayten Dersim Devrimci Halk Savaşı stratejisi temelinde toplumların kendisini örgütlemesi ve demokratik ulus çerçevesinde oluşturulacak 9 boyutu değerlendirdi.

PAJK Koordinasyon üyesi Ayten Dersim’in Xwebun programında yapmış olduğu değerlendirme şöyle:

Önder Apo neden böylesi bir stratejiye ihtiyaç duydu ve neden Devrimci Halk Savaşı stratejisini geliştirdiniz?

Önder Apo Kürt sorununun çözümünde birçok stratejiyi devlet alternatifi olarak geliştirdi.

Gerilla mücadelesi uzun erimli bir mücadele süreci ve savaşıdır. Paradigma değişimi sonrasında Önder Apo “dört parça Kürdistan’da halkımız özelde de kadınlar öz savunma çizgisinin esas almalıdırlar” dedi. Genel olarak paradigmasal değişimle birlikte savaş tarzında da yenilikler ve stratejik gelişmeler gündeme geldi. Devrimci Halk Savaşı da bu arayışların sonucunda ve on yılların devrimci mücadelesi sonucunda gelişti.

DEVLET HALKLARIN DÜŞMANIDIR

Gelişen mücadele ve savaş süreçlerinde devletle yapılan görüşmelerde biz hareket olarak birçok defa ateşkes ilan ettik. Bunlar bizim geliştirdiğimiz tek taraflı ateşkeslerdi. Devletle görüşmelerde Kürt sorunu, toplumsal sorunlar ve kadın sorununu çözümünde bu sorunların nasıl çözülebilineceğini önderlik hem savunmalarında hem de yapılan ateşkesler ve görüşmelerde dile getirdi. Kürt sorununun çözümü mücadelesinde uzun süreli kıran kırana mücadele yürütüldü. Devlet ve demokrasiyi savunanlar aynı kulvarlarda sistem olarak kendisini devam ettiriyor. Özgürlük hareketi olarak demokrasiyi geliştirdiğimiz sürece devletin etkisi azalacaktır. Devlet uzun bir süre sistemini devam ettirebilir. Devletin tarihi Sümerlerden buyana kendisini sürdürmektedir. Önder Apo genel olarak yazmış olduğu savunmalarda devletin halklar düşmanı oluğunu dile getirmektedir. Devlet halklar açısından çözüm üretmede adım atmamaktadır. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinin gelişiminde Özgürlük hareketi olarak üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Ateşkeslerle, devletle yapılan görüşmelerde gördük ve ikna olduk ki devlet çözüm üretemez. Özgürlük hareketi olarak kendimize olan güvenle Devrimci halk savaşı stratejisi çerçevesinde öz savunmayı geliştirme temelinde önder Apo’nun talimatıyla kuzey gerilla güçlerimiz bu çerçevede geri çekildiler. Bu gerçekleştirilen geri çekile stratejik bir adımdı. Devletin Kürtlere karşı hem toplumsal hem de askeri alanda gerçekleştirmek istediği soykırım ve inkârdır.

DEMOKRATİK KONFEDERAL SİSTEMİ ÖZ SAVUNMA ÇİZGİSİNDE GELİŞTİRECEĞİZ

Önder Apo Kürt sorununun çözümünde birçok stratejiyi devletin alternatifi olarak geliştirdi. Demokratik konfederal sistemi öz savunma çizgisinde geliştireceğiz. Rojava 2011- 2012- Kuzey alanında 2015, Şengal ve Maxmur’da adım adım önderlik projesi yaşama geçirildi. Devlet olsa da biz kendi sistemimizi kuruyoruz. Kendi sistemini kurma sadece ilan etmeyle yeterli değildir. Bunun için örgütlülük, savunma sisteminin oluşturulması tüm boyutların alanlarda kendini yapılandırması gerekiyor. 50 yıllık savaş sürecinde kıran kırana yürütülen bir özgürlük savaşı mevcut.  Buna karşı devletin imha ve inkâr saldırıları devam etmektedir. Devrimci halk savaşı stratejisi geliştirilen mücadele sonucu oluşan birikim ve tecrübelerdir.

HALKIMIZIN DEVRİMCİ HALK SAVAŞI TEMELİNDE KENDİSİNİ ÖRGÜTLEMESİ GEREKİYOR

İlk olarak gerilla savaşını biz halk içerisinde geliştirdik. İlk olarak savaş Şehirde ajan ve işbirlikçi kesimlere karşı geliştirildi. 15 Ağustos’la birlikte gerilla mücadelesine başlandı. ARGK ilk olarak dağda geliştirildi. Gerilla Kürt halkının çocuklarıdırlar. Halk da gerillayla birliktedir. Bu oluşum iç içe geçmiştir. Halk gerillasız gerilla da halksız olamaz. Türk devleti yaptığı tüm operasyonlarda denizi kurutup balıkları susuz bırakacağız. Halk gerillanın etrafında yer aldı. Gerilla bu halkın çocuklarıdır. 2015 yılında özerk yönetim ilanında Cizre, Nusaybin, Amed serhildanların da halk fiili olarak bu savaşın içerisinde yer aldı. Bu serildanlar da binlerce kadın, yaşlı, genç insanları öldürüldüler. Halk artık Türk devletine inanmıyordu. Bu yüzden halkın kendi yönetimini oluşturması gerekiyor. Biz savaş ilanı yapmadık. Biz kendi yönetimimizi oluşturarak kendimizi yönetmek istiyoruz dedik. Halk bu çerçevede kendisini örgütledi. Türk devleti halka saldırdı. Ortadoğu siyasetinde yaşanan değişimler oldu. Bu değişimler üzerinden psikolojik savaş yürütülmektedir.  Türk devleti ve dünya devletleri PKK ve gerilla var bunlar teröristtirler ve biz bunları yok etmek istiyoruz üzerinden siyaset yürütüyor. Toplum içerisinde tecavüz, taciz ve kadın katliamları çok üst aşamada gerçekleştirilmektedir. Artık savaş sadece gerillaya karşı yürütülmemektedir. Savaş tüm topluma ve gerillaya karşı gerçekleştirilmektedir. Devletin tüm stratejilerini devrimci halk savaşı stratejisi ve perspektifiyle boşa çıkartmamız ve kendimizi örgütlememiz gerekiyor. Halkın genel sloganı gerilla gelip bizi kurtarmalıdır. Bu slogan yerini tutmuyor. Şehir, mahalle o topluma aittir. Devlet her zaman saldırı içerisindedir, o zaman toplum da bu saldırılara karşı kendisini korumak zorundadır.

TOPLUM DOĞANIN KENDİNİ İFADE EDİŞ TARZI OLUYOR 

Önder Apo Öz savunmayı dile getirdiğinde Gül teorisinden bahsetti. Bir gül nasıl ki kendisini dikenleriyle koruyorsa tüm canlılarda kendilerini korumalıdır bu doğal bir haktır diye ifade etti. Doğanın kendisi canlıdır ve her zaman doğanın refleksi vardır. Evrende ve Doğa içerisinde toplumun aklı, refleksleri, dili var. Fakat diğer canlılarda topluluk halinde yaşıyorlar. Biz bu topluluklara ya da bu canlılara toplum diyemeyiz. Güller, ağaçlar topluluğu diyebiliriz. Toplum canlı bir oluşum olarak kendisini örgütlemesiyle, çoğalmasıyla, yaşamını örgütlemesiyle, kültürü ve diliyle toplum oluyor.  Toplum doğanın kendini ifade ediş tarzı oluyor. 

ÖZEL SAVAŞ ARGÜMANLARIYLA BEYAZ ASİMİLASYONU GELİŞTİRDİLER

AKP-MHP faşist devleti her gün Kürt halkına saldırmaktadır. Fakat bunun yanı sırada bizim sorunumuz Kürt halkıyla değil PKK ile yani teröristlerledir diyorlar.  Terörist dedikleri bu halkın çocuklarıdırlar. Bu yaşanan saldırı yüzyıllardır sürmektedir. Toplumları baskı ve sömürüyle bastırdılar ama daha sonra asimilasyondan geçirdiler. Bu kendi kendini inkârı getirdi. Bu temelde beyaz asimilasyonu geliştirdiler.  Ağrı dağında söylendiği gibi ‘Kürt burada meftundur’ aynı argümanı günümüzde de kullanmaktadırlar. Genel anlamda Rojava’ya, Şengal’e, Maxmur’a saldırıyorlar. Benim Kürt halkıyla, Êzidilerle sorunum yok diyor. Başurê Kürdistan de her gün işgal saldırıları yapılıyor ama bölgesel yönetimin iradesini tanıyorum diyor. Aynı saldırıyı her yerde geliştiriyor saldırılar toplum üzerine gerçekleştiriliyor. Bu özel savaş argümanını ortadan kaldırmamız gerekiyor. Özel savaş yarattığı argümanlarla halkın kendisini, tarihini, kültürünü tanıması engellemektedir.

ÖZEL SAVAŞ STRATEJİSİ KAPİTALİST MODERNİTENİN TEMELİNİ OLUŞTURMAKTADIR

Türk devleti karakter olarak derin ve kirli bir yapılanmaya sahiptir.  Kazanmak için özel savaşı esas alıyorlar. Gerilla bu topluma aittir. Birinci olarak PKK neden ortaya çıktı? Gerilla nasıl gerilla oldu? Kürt halkının kimliği tanınsaydı ve inkâr edilmeseydi PKK’nin çıkışı gerçekleşmezdi ve PKK’ye gerek olmazdı.  İkinci olarak toplum nerede ve ne zaman kendisini korumalıdır? Devrimci halk savaşı stratejisi çerçevesinde halk kendisini örgütleyip öz savunmasını yapmalıdır. Devrimcilik dağa çıkmak, kadro olmakla sınırlı değildir. Devrimci kültür Demokratik konfederalizm çerçevesinde kendini eğitme ve geliştirmekle olur. Demokratik ulus çizgisi ve öz savunma çizgisi temelinde kendini yeniden yapılandırmayla olur. Devrimci halk savaşı stratejisi Öz savunmayla aynı değildir. İkisi iç içe olmakla birlikte devrimci halk savaşı stratejisi uzun erimlidir. Türk devletinin saldırılarına karşı mücadele de sadece askeri saldırılar değildir. Bizim değerlerimiz üzerinden yaratılan toplum gerçeğini, sosyolojik anlamda özgürlük felsefesi çerçevesinde ahlaki ve politik toplumu dağıtmak istiyorlar. Toplum dil, kültür, ahlak ve politika, demokrasi üzerinden kendisini yapılandırmak istiyor.

KÜRT TOPLUMU KENDİ KADERİNİ BELİRLEYEBİLİR

AKP- MHP Faşist iktidar rejimi Kürtlerin sosyolojilerini değiştireceğiz diyorlar. Onlarda biliyorlar ki PKK ve Gerilla Kürtlerin sosyolojisini değiştirdi. Kürt eski Kürt değildir artık. Halk diyor ki artık devletin her dediğini uygulamak zorunda değiliz. Kürt toplumu artık kendisini tanıyor. Öncesinde Kürtlerin birikimleri, tecrübeleri, örgütlülükleri bu şekilde gelişmiş değildi. Kürtlerin direnişleri hep bastırıldılar. PKK 50. yılına girdi. Bu 50 yıllık süre içerisinde toplum içerisinde çok ciddi değişimler oldu.  Önder Apo; ‘toplum içerisinde bir şahıs tarih ve kültürel bilgiye ulaşamazsa o toplum cahildir.’dedi Cahil insan nasıldır? Çok rahat kandırılabilen, yürütülebilen, kandırılabilendir. Kürt toplumu tarihi hafızasını tanıyor. Tarihte neler yaşandı, neler kaybedildi. Bugün neler gerekmektedir biliyor. Kürt toplumu tarihi bilincini geliştirerek kendi kaderini belirleyebilir.

HERKESİN DEVRİMCİ HALK SAVAŞINA GÖRE ÖRGÜTLENMESİ ŞART

Devrimci halk savaşı stratejisinde gerilla her yerdedir. Gerilla toplumun içindedir. Gerilla toplumun kendisidir.  Genel anketlerde günlük olarak 10’larca kadın katledilmektedir. Bu kadınları kim koruyacaktır. Tabi ki gerilla ve toplum koruyacaktır. Devletler Arap, Fars ve Türk kültürünü esas alıyor ve dayatıyor. Kürt tarihini, dilini ve kültürünü tanımıyor. Devrimci halk savaşı stratejisi bu temel de önemlidir. Devrimci halk savaşı stratejisi içerisinde tüm toplum yer almalıdır. Herkesin kendisini devrimci halk savaşına göre örgütlemesi şarttır. Bu savaş içerinde kadınlar da yer alıyor. Kadın toplumun kurucusu ve esasıdır yani toplumun annesidir. Kadının gerillaya katılmasıyla halk nasıl etkilendi. İlk kadın eylemliliğinde nasıl etki yarattı. Aynı şekilde toplum içerisinde de etki sahibidir. Kadınlar AKP- MHP faşist iktidarına, Suriye, Irak, İran devletlerine karşı nerede olurlarsa olsunlar kendilerini örgütlemeleri gerekmektedir. Her şeyi gerilladan beklemek doğru değildir. Rojava, Şengal öz savunma çerçevesinde kendisini örgütlemiştir. Kendini örgütlemek de öz savunmanın temel ilkesidir. Her toplum yaşadığı yerden sorumludur. Her evden, her mahalleden kendini sorumlu görmelidir.  Ahlaki duruş o toplumu ifade eder. Ahlak nedir? Ahlak kendini doğru ölçüler çerçevesinde kendisini yaşatabilmektir.  Her toplum ahlakıyla ve politikasıyla vardır. Ahlaksız ve politikasız toplum ölü toplumdur.

Önder Apo ‘bir toplumu ne kadar örgütleyebilirsen o toplum o kadar sana aittir’ diyordu.

Önder Apo ‘ne eskisi gibi yaşanır ne de eskisi gibi savaşılır’ dedi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

Her parça özgülünde gelişmeler oluyor. Rojava'da yaşanan gelişmeler ayrı kuzey’de yaşanan gelişmeler ayrıdır. Devrimci halk savaşı stratejisi denildiğinde her yer de aynı taktik yürütülemez. Gerilla örgütlenmesi de her eyalette farklıdır bu konu da bir kalıp söz konusu değildir. Gerillanın yaşamını yürütebilmesi için düzen ve disiplininin olması gerekiyor. Toplum içerisine tüm renkler vardır bu yüzden daha farklı yaklaşılmalıdır. Rojava devrimini geliştirdik. Toplum kendisini savaşa göre örgütlüyor ve kendisini yeniden inşa ediyor. 2015 yılı sonrası toplum kuzey alanında da adım attı. Türk devleti yüzlerce insanımızı şehit düşürdü. Binlerce insanımızı da zindanlara attı. Kuzey de her zaman olağan üstü bir durum söz konusudur ama buna rağmen halkımız her zaman ayaktadır. Tüm eylemlilikleri, basın açıklamaları, yürüyüşlerinin anlamı gerilla etrafında bir çember oluşturuyor ve gerillanın yanında yer alıyorlar. Bu eylemlilikler istenilen düzeyde olmasa da Türk devleti de halkın üzerine çok fazla baskı ve işkence uyguluyor. Her zaman Türk devleti Kürtlere saldırdı biz de bu saldırılara karşı cevapsız kalmadık ve cevap verdik. Süreç karşısında ne kadar mücadele ettiğimizi belirtsek de bu her zaman yetersiz kalıyor. Biz hiçbir zaman kendimizi yeterli görmedik. Kendimizi yeterli görürsek kendimizi eylemsiz bırakmış oluruz bu doğru değildir. Toplum olduğu sürece mücadele çok yönlü bir şekilde devam etmektedir. Biz öncesinde devrim sonrasını değerlendirirdik. Fakat devrim anda yaşandığı için her günümüz devrim niteliğindedir. Toplumu öyle bir düzeye getirmek gerekiyor ki her gün mücadele günü olmalıdır.  Eğer biz özgür bir toplum yaratabilirsek ya da toplumun özünü yaratabilirsek özgürlük ve demokrasi kavramlarına gerek kalmayacaktır. Çünkü Doğal toplumda olduğu gibi toplum özgür ve demokrat bir şekilde yaşamını sürdürebilecektir. Ortadoğu da bizler Kürt halkı olarak güvenliğimizi güvenceye almak için mücadelemizi devam ettirmek zorundayız. Afrin saldırısında 56 gün halkımız direndi ve savaştı bu bizim için direnişin temeli olmaktadır. Önder Apo bir toplumu ne kadar örgütleyebilirsen o toplum o kadar sana aittir diyor. Topluma düz yaklaşmamak gerekir. Toplum zaten bizi tanıyor bizi anlıyor diyerek örgütlenme çalışmalarımızı zayıflatamayız. Toplumlar 5000 yıl sömürü ve baskı altında bırakılmıştır. Tüm toplumlar kapitalist modernitenin etkileri altında kalmış ve etkilemiştir. Kapitalist modernite zihni, kültürel ve teknik kullanarak toplumları etkisi altına almıştır.

TOPLUMLAR KENDİ TARİHİYLE TOPLUMDURLAR

Demokratik ulusun 9 boyutu toplumların ihtiyaçları temelinde uygulanmalıdır. Her toplumda bir kural olarak aynı şekilde yürütülecek diye bir kural yoktur. Önderlik Demokratik Konfederalizm için belki bugün için ihtiyaçları tam olarak karşılayamayabilir diyordu. Fakat önümüzde ki süreçte bu tanım değişebilir. Bizler toplum mühendisi değiliz. Mücadele ya da devrim belirlenen çerçevede yürütülemez. Formüller üzerinden yaklaştığında o toplum seni tanımaz. Önder Apo toplumlar kendi tarihiyle toplumdurlar diyordu. Toplumlar yok edilemezler. Toplumlar canlı ve değişkendirler. Bunun için toplum mühendisliği yapılmamalıdır.

TÜM BOYUTLAR TOPLUMUN İHTİYAÇLARINI TEMELİNDE ÖRGÜTLENMELİDİR

Önderliğin belirtmiş olduğu tüm boyutlar devrimci halk savaşı çerçevesinde kendisini örgütlemelidir.  Örneğin ekonomi boyutu toplum için çok önemli ve devrimci halk savaşında geliştirilecek ekonomi boyutu da çok önemlidir. Hem genel hem de kadın ekonomisi kolektif ekonomi anlayışı çerçevesinde örgütlendirilmelidir. Ekonomi toplumun kendi yaşamını yürütebilmesi için geçerlidir. Kolektif ekonomi toplumun kendi ekonomisini belirlemesi ve yürütebilmesidir. Örneğin toprağın komünal bir şekilde ekilmesi ve ürünlerinin komünal bir şekilde dağıtılması gerekiyor. Binlerce yıldır geliştirilen ekonomi iktidar ve tekel denetimindedir. Devlet halkların emeğini sömürerek ekonomisini geliştiriyor. Toplumlar bu şekilde aç bırakılarak her zaman devlette muhtaç hale getiriliyor. Devlet hiçbir şekilde toplumlara hiçbir şey vermez. Devlet küçük bir zümreyi ifade ediyor. Bu zümre baskı ve sömürü, iktidarı geliştiriyor. Toplumları sömürerek kendisini yaşatabiliyor. Komünal ekonomiyi halkların hizmetine sunmak zorundayız. Bu hemen olacak bir şey değildir. Bu büyük bir mücadele ve çabayla gerçekleştirilebilinir.

Toplum diplomasini geliştirmeliyiz. Geliştirilecek olan diplomasinin halk ayağı olmazsa bu diplomasi devlet diplomasisi olur. Halkın ihtiyaçları, görüşleri esas alınarak diplomasi geliştirilebilinir.

Öz savunma uzun sürelidir. Toplum içerisinde toplumun her türlü yönelim ve saldırıya karşı kendisini örgütlemesidir. Tüm toplumun kendisini öz savunma çizgisi temelinde örgütlemesi şarttır. Tüm boyutlar toplum üstü değil toplumun kendisini ifade etmelidir. Devletin toplum zihniyetinde yarattığı tahribatlar bugün de yaşanmaktadır. Toplumlar ahlaki ve politik temelde düşünecek ve kendisini örgütleyecek bir aşamaya ulaşmamıştır.

Adalet toplumsal adalet temelinde olmalıdır. Rojava’da tüm mahkemelerimiz de toplum kendisi karar alıyor doğru olan budur.

Özerk yönetimde Devrimci halk savaşı stratejisi temelinde demokratik konfederalizmle kendisini örgütlüyor. Tüm boyutların örgütlendirilmesi birbiriyle bağlantılıdır. Halk tüm saldırılara karşı kendini devrimci halk savaşı stratejisiyle örgütlüyor ve güçlendiriyor. Çünkü bu temel bir ihtiyaçtır.

Gerilla kadro demokratik konfederal sistem içerisinde yerini alıyor ve gerilla öncü güçtür. Kadro Zihni, felsefik, örgütsel, tarihsel anlamda eğitiliyor.  Gerilla eğitimsiz yürüyemez. Eğitim boyutu devrimci halk savaşını geliştirme de önemli bir rol oynamaktadır. Toplumların eğitilmesi gerekiyor. Her boyut çerçevesinde eğitimler olmalıdır. Boyut eğitimleri her alanın özgülüne göre yürütülmelidir.  Biz nasıl bir toplum olmak istiyoruz? Sorusunu kendimize sormalıyız.

DEVLET TOPLUMLARIN İRADESİNİ ÇALMIŞ VE İRADESİZ KILMIŞTIR

Kendi ülkemizi hem içerden hem de dışarıdan olacak saldırılara karşı nasıl korumalıyız? Toplum ancak kendi iradesiyle toplum olabilir. Devlet toplumların iradesini çalmış ve iradesiz kılmıştır. Toplumlar tarihi, felsefefi ve kültürel anlamda demokratik konfederal sistemde kendisini ifade edebiliyor mu? Toplumlar demokratik sistemlerini oluşturmak zorundadırlar. Demokrasinin geliştirilmesinde kim ki halkların önünde engel oluşturuyorsa aşılmak zorundadır. Rojava’da YPG-YPJ, QSD var.  Tüm toplumun bu çalışmada yer alması gerekiyor. Toplumun kendisi devrimci halk savaşı içerisinde yer almazsa bu kendini kandırma oluyor. Sorumluluk tüm toplumundur. YPG-YPJ etrafında kenetlenmeli ve üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Örneğin Cephane getirme, nöbet tutma, yemek yapma, genel olarak yardımcı olma, yaralıları getirme, şehitleri kaldırma, halkı bilgilendirme bunların hepsi görevdir. Bu görevleri yerine getirerek aslında devrimci halk savaşı içerisinde aktif bir şekilde yer alıyoruz.

'NE ESKİSİ GİBİ SAVAŞILIR NE DE ESKİSİ GİBİ YAŞANIR'

Önder Apo 'kendinizi kandırmayın kısa bir sürede Kurdistan güvenliğini sağlayamayız'. dedi 3. Dünya savaşı yaşanmaktadır. Tüm toplumlar birinci ve ikinci dünya savaşlarını gördüler. Bugün ise bizler 3. Dünya savaşını yaşıyoruz ve karakter olarak diğerlerinden farklı bir savaştır. Bu savaşlar karakter olarak hem iç içeler hem de birbirlerine karşıtlar. Hem tüm toplumları parçalıyor ve baskı uyguluyorlar hem de toplumlar adına konuşuyorlar. Önder Apo ‘Biz tüm kapıları kapatmıyoruz. Hangi kapı açık ve imkân varsa biz bu kapıdan geçebiliriz. Asıl kapı toplumun kendisidir’ dedi. Toplumlar olarak kendi yaşamlarına dair karar alma, iradesel anlamda kendini kabul ettirme devrimci halk savaşı stratejisinin temellerini oluşturmaktadır. Devletler toplum içerisinde toplumun kendisini kirletmek istiyorlar. Toplum kendi içerisinde örneğin bir köyde bir insan o toplumu bozmaya ve kirletmeye çalışıyorsa eğer örgütlü bir yapılanma varsa buna karşı durup, bunun önüne geçer. Bugün herkes devrimci halk savaşı stratejisine göre yaşamını örgütlemeli ve yaşamalıdır. Önder Apo’nun belirttiği gibi ‘ne eskisi gibi savaşılır ne de eskisi gibi yaşanır.'

DEVRİMCİ HALK SAVAŞINDA GEÇLERİN ROLÜ NEDİR?

Genç kadınlar özgürlük hareketinin öncü güçleridirler. Her anlamda inisiyatif sahibi, aktif, fedakâr, emektar canlı ve aktiftirler. Tüm devletler gençleri kullanmak istiyorlar. Biz özgürlük hareketi olarak ne yapmak istiyoruz. Biz diyoruz ki bu toplumun öncüleri gençlerdir. PKK hareketi olarak genç başladık genç bitireceğiz. Gençlik hep kendini yenileyerek mücadeleye katılmaktadır. Bu aşamada genç kadınlar faşizme, özel savaş sistemine karşı kendilerini örgütlemeleri gerekiyor. Kendi sorumluluklarını bilerek ve bilince çıkartarak katılmaları gerekiyor. Genç kadınlar devrimci halk savaşı stratejisi içerisinde daha aktif bir şekilde katılım sergilemelidirler. Özgürlük hareketi tüm alanlarda gerilla ve halk olarak kendisini devrimci halk stratejisi çerçevesinde örgütlemektedir. Bu sürece en güçlü katılacak ve cevap verecek olanların gençler olduğuna inanıyoruz.