KJK, Öcalan’ın özgürlüğü için üç aşamalı hamle başlattı

KJK Genel Koordinasyonu, 8. Genel Kurultayı’nda alınan karar doğrultusunda, Öcalan’ın özgülüğü için bir hamle başlattı.

KJK Genel Koordinasyonu, ‘‘Sonda me ye: Emê Pergala İmralı Parça bikin. Bi Rêber Apo re Azad bijîn!’’ (İmralı Sistemini parçalayacağız, Önder APO ile özgür yaşayacağız’’ sloganı ile Öcalan’ın Özgürlüğü için yeni bir hamle süreci başlattı. Üç aşamadan oluşacak hamlenin ilk aşaması 9 Ekim 25 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek.

KJK Genel Koordinasyonu tarafından yayımlanan açıklamanın tam metni şöyle:

‘ÖNDER APO SİYASİ REHİNE STATÜSÜNDEDİR’

Demokratik Konfederalizm Önderi Rêber Apo şahsında Kürdistan ve Ortadoğu halklarının direniş ve devrim değerlerine karşı geliştirilen uluslararası komplonun 19. Yıldönümünde tüm komplocu güçleri ve işbirlikçilerini nefretle kınıyoruz. Rêber Apo 19 yıldır İmralı adasında çok zor koşullarda bir siyasi rehine statüsünde tutuluyor. Yaşamının her anı ve en doğal ihtiyaçları kendisine ve Kürt halkına karşı bir tehdit unsuru olarak kullanılıyor. Buna rağmen halkların onurlu, adil ve güçlü barışına ve ortak özgür yaşamlarına dair ısrarını-inancını her zaman canlı tuttu. Bu onurlu duruşuyla hepimiz için umut, iddia, mücadele, zafer ve moral kaynağı olan Rêber Apo’yu özlemle, saygı ve minnettarlıkla selamlıyoruz. Uluslararası komployu boşa çıkarmak için komploya karşı mücadeleyi kesintisiz kılan başta Güneşimizi Karartamazsınız eylem şehitleri olmak üzere tüm kahraman şehitlerimizi gönül borcu ve saygıyla anıyoruz. 19 yıl boyunca başta Kürdistan’da olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde direnerek komployu boşa çıkaran ve özgürlük mücadelesini aralıksız sürdüren Kürt halkını ve dostlarını saygı ve sevgiyle selamlıyoruz.

Komploya karşı mücadelenin çok boyutlu sürdürüldüğü tarihi bir aşamadan geçiyoruz. Böyle bir dönemde KJK gerçekleştirdiği 8. Genel Kurultayıyla komplonun 19. Yıldönümünü mutlak tecridi parçalama ve Rêber Apo’nun fiziksel özgürlüğünü sağlama kararlılığı ile karşılıyor! Uluslararası komplo, Rêber Apo şahsında halklar kadar kadınların da özgürlük değerlerini, kültürünü ve mevzilerini hedefledi. KJK, bu gerçeğin bilinciyle, komplocu güçlerin Ortadoğu ve dünyadaki çıkarlarına ve hedeflerine göre yarattığı İmralı sistemini doğru okumanın ve boşa çıkarmanın mücadelesini her zamankinden daha güçlü yürütecektir. Bu temelde İmralı sistemini yenilgiye uğratacak alternatif siyaset, diplomasi, eylem ve örgütlülükleri geliştirmeye dair görevlerini 8. Genel Kurultayında kararlaştırmıştır.

Rêber Apo tarihi bir sorumluluk ve azami bir iradeyle İmralı’da 19 yıldır muazzam direnerek yaşıyor.  Rêber Apo, özel bir düzenlemesi, özel bir statüsü ve kendine has bir hukuku-hukuk dışılığı olan İmralı’ya Nato Gladiosunun operasyonuyla getirildi. Burada 19 yıldır ağırlaştırılmış-mutlak tecrit altında siyasi rehine statüsünde tutuluyor. Defalarca ayları bulan tecride maruz bırakıldı. Zehirleme girişiminde bulunuldu, bir kez zorla saçları kazıtıldı, ölümle tehdit edildi. Yaptığı konuşmalardan ötürü, özellikle savunmalarını yazdığı 2005-2010 yılları arasında 12 kez hücre cezası verildi. 2010’da yeri değiştirilerek nefes alıp vermesini ve uyumasını son derece zorlaştıran bir hücreye mahkûm edildi. 24 saat izleyen bir kamera sistemi olmasına rağmen sürekli mazgaldan bakılarak rahatsız edildi, psikolojik savaş yürütüldü. Birçok zaman gazete-dergi-kitap, bazen de kalem-defter verilmedi. TV-radyo dinleme hakkı uzun zaman elinden alındı. Aynı cezaevindeki diğer arkadaşlarıyla görüşmeleri kısıtlandı. 6 yıldır avukatlarıyla görüştürülmüyor. 11 Eylül 2016 tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan’la gerçekleşen görüşmeden bugüne kadar kendisinden hiçbir haber alınamıyor. Ailesiyle, avukatlarıyla, örgütüyle ve halkıyla bağları tamamen ve hukuksuz bir şekilde, faşist bir rejimin tehlikeli politikaları altında kesilmiş durumda.

ÖNDER APO’YA YÖNELİK ‘YEŞİL KOMPLO’ DEVREDE

Tüm bu uygulamalar komplonun dördüncü aşaması olan ve Türkiye cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kilit rol oynadığı Yeşil Komplo döneminin politikaları olarak geliştiriliyor. Önder Apo’nun Yeşil komplo olarak adlandırdığı dördüncü komplo döneminin kadın boyutundaki politikalarının ulaştığı vahşet düzeyini Türkiye toplumları her gün yaşamaktadır. AKP hükümeti döneminde Rêber Apo’nun ‘‘bu dönemde en çok kadının öz savunması önem taşıyor’’ öngörüsünü haklı çıkaran binlerce kadın katliamı yaşandı. Uluslararası komplonun Türkiye ve Ortadoğu toplumlarını hedeflediği hakikatinin de ispatı oluyor bu toplumsal kırım örnekleri. Yeşil komplo dönemi aynı zamanda kadının beyinsel, ruhsal, bedensel olarak öz savunmasını en güçlü geliştirmesi gereken bir süreçtir. AKP hükümetinin kadınlara yönelik yürüttüğü demografya, evlilik yoluyla kültürel soykırım, küçük kız çocuklarına tecavüz, köleleştirme politikaları yeşil komplo döneminin çok bilinçli politikalarındandır. Bu politikalar Kürtlerin nasıl büyük bir kültürel soykırım kıskacında olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda bu kırıma paralel Türkiye halklarına dayatılan toplumsal kırımın boyutlarını ifade ediyor. 19 yıllık komplo süreci bize sayısız örnekle gösterdi ki, uluslararası komplo sürecinde Kürtlere yönelik kültürel ve fiziki soykırım politikaları ile kadın ve çocuk kırım politikaları iç içe yürütülmüştür. Tecrit derinleştirildikçe kadın soykırımı da Kürt soykırımı da derinleştirilmiştir. Rêber Apo’nun tüm devrimci demokrat kesimlerden, gençlerden ve kadınlardan beklentisi her alanda, her zaman bu soykırımları durduracak zihinsel, örgütsel ve eylemsel gücü oluşturmamızdır. 8. KJK Genel Kurultayı bu ortak gücü oluşturmaya kilitlenen kararlara ulaştı.

Mevcut gelişmeler Rêber Apo şahsında Kürtlere ve tüm Ortadoğulu devrimci-demokrat güçlere karşı geliştirilen İmralı sisteminin son yıllarda neden bu denli derinleştirildiğini bizlere daha net anlatmıştır. Ortadoğu ve dünya çapında etkili bir düşünsel ve önderliksel güç olan Rêber Apo küresel emperyalist güçlerce susturulmak, etkisiz kılınmak isteniyor. İmralı’da mutlak tecrit altında tutulan Rêber Apo’ya yönelik uygulama, yaklaşım ve politikaların yoğunlaştırıldığı ve ağırlaştırıldığı süreçleri incelediğimizde şu sonuca ulaşıyoruz: ABD-İngiltere ve İsrail önderliğindeki küresel sistem ne zaman Ortadoğu’ya yönelik yeni politikalar belirlese, Kürt halkına yönelik siyasi ve fiziki soykırım uygulamalarını devreye koymaya hazırlansa önce Rêber Apo’ya yansıtıyor. Rêber Apo’nun Kürt halkına, Türkiyeli halklara ve Ortadoğu halklarına ulaşmasını, onlara öncülük yapmasını engelleyecek mekanizmaları devreye sokuyor. Görünürde Türkiye devleti-AKP hükümeti olsa da, İmralı sistemine dair politikaları belirleyen ve uygulayan ABD-İngiltere ve İsrail’dir. Ortadoğu’yu kendi çıkarlarına göre yeniden dizayn etmek isteyen ABD öncülüğündeki küresel hegemonik güçler, 21. Yüzyılda Ortadoğu’nun en güçlü dinamiklerinden olan Kürtleri kendi politikaları temelinde kullanabilmek amacıyla Rêber Apo’dan koparmayı amaçlıyorlar. Çünkü Rêber Apo Ortadoğu’nun 200-300 yıllık tüm toplumsal krizlerine olduğu kadar evrensel düzeyde yaşanan toplumsal krizlere de çözüm üretecek olan demokratik siyaset çizgisini geliştirdi. Demokratik modernite paradigmasıyla kapitalist moderniteye, demokratik konfederalizm ve demokratik ulus projeleriyle de ulus-devletçi ideolojilere alternatif çözümler üretti.

Bu çözümler özellikle Suriye’de emperyalist güçlerin başlattığı savaş sürecinde Ortadoğulu halkların ve demokrasi güçlerinin ilgi odağı ve çözüm umudu olmaya başladı. ABD, İngiltere ve İsrail gibi Ortadoğu’yu milliyetçilik ve ulus-devlet ideolojileriyle zehirleyip birbiri ile çatıştıran ve kendi çıkarlarını böyle garantiye alan güçler için Rêber Apo tehdit olarak görülmeye devam ediliyor. Yine Rêber Apo ne zaman Kürt sorununun çözümünde Türkiye devleti ile bir diyalog-müzakere süreci yaratsa ve çözüme yakınlaşsa NATO Gladiosu’nun komplosuyla karşı karşıya kalmaktadır. 2013 müzakere-çözüm sürecine karşı yeni bir Gladio komplosu devreye sokulmuş, çözüm engellenmiş ve Kürtler soykırım kıskacına alınmıştır. 9 Ekim 1998 yılında başlatılan uluslararası komplo sürecini Kürtler yürüttükleri mücadeleyle sonuçsuz bıraktı. Bunun için NATO Gladiosu yeniden devreye girerek İmralı üzerindeki baskı ve tehdit politikalarını derinleştirmektedir. Bu komplocu güçleri durdurmanın ve İmralı tecridini kırmanın en etkili yolu Rêber Apo’nun demokratik ve özgürlükçü projelerini Ortadoğu devrimi ve kadın devrimi ufku ile yaşamsal kılmaktır.  

ÖNDER APO 19 YILDIR DİRENİYOR

İmralı, Bizans İmparatorluğundan beri en üst devlet muhalefetlerinin tutulduğu ve nefes almak dahil yaşamın her anının bir işkenceye dönüştürüldüğü bir ada. Bu adada uluslararası emperyalist sisteme başkaldıran ve halklara özgür yaşam alternatifi sunan bir halk önderi ilk kez 19 yıl aralıksız özgür yaşam ve onurlu barış ilkelerinden taviz vermeden kalıyor. Rêber Apo’nun insan iradesinin olağanüstü bir örneğini sergilediği İmralı direnişi, yaşamın-ölümün ve özgürlüğün felsefi anlamını derinleştirmiştir. Önemli olan komplonun 19. yılında özgürlük aşığı ve mücadelecisi kadınlar olarak, bu derinleşmeyi anlamlandırmamız ve layıkıyla yaşamsal kılabilmemizdir. Bu temelde güçlü tartışma ve kararlaşmalar geliştiren KJK 8. Genel Kurulu, tüm kadınları, kadının ortak aklına, duygulu-sezgili zekâsına ve toplumsallığı yaratan kolektif enerjisine dayanarak İmralı’daki mutlak tecrit ve esaret koşullarını parçalayacak zihniyet, örgüt ve eylem gücünü geliştirmeye çağırmıştır. KJK sisteminde yer alan her halktan kadınları, demokrasiye, özgürlüğe ve adalete duyarlı, AKP faşizmine öfkeli tüm kadınları İmralı esaret ve mutlak tecrit sistemini parçalama onurunun ve sorumluluğunun bir parçası olmaya çağırıyoruz. İmralı’ya uyguladığı tecridi ve zulmü tüm Türkiye toplumuna giydirmeye çalışan AKP faşizmini yıkacak düşünce, örgüt ve eylemleri kadının ortak aklıyla geliştirmeye çağırıyoruz.

YENİ ÖZGÜRLÜK HAMLESİ BAŞLIYOR

KJK 8. Genel kurultayı birçok alanda başlatılan Önderlik hamlelerini ‘‘Sonda me ye: Emê Pergala İmralı Parça bikin. Bi Rêber Apo re Azad bijîn!’’ sloganı ile güçlendirip ilerletme kararı almıştır. Kurultayımız Önderlik için başlatılan hamlenin üç aşamada geliştirilmesini planlamıştır. Birinci aşama 9 Ekim-25 Kasım tarihleri arasında yürütülecektir. KJK, İmralı tecrit ve esaret sistemini kırıncaya kadar tecritle mücadeleyi kesintisiz yükseltmeye odaklanacaktır. KJK, bu amaçla geliştirdiği hamleyi Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu toplumlarının demokrasiden, sosyalizmden, İslam’ın kültürel direniş geleneğinden yana olan tüm kesimleriyle diyalog ve ilişki içinde geliştirecektir. İmralı sistemiyle, Rêber Apo şahsında Ortadoğu’nun tüm tarihsel direniş ve demokrasi gelenekleri anlamsız kılınmak isteniyor. Bu nedenle demokrasi ve toplumsal direniş değerlerini savunan tüm güçleri, İmralı sistemini kırmayı hedefleyen bu hamleye aktif katılmaya çağırıyoruz. Rêber Apo artık Kürt kadınlarının olduğu kadar Rakka ve Minbic’de DAİŞ zulmünden kurtarılan ve özgürlük mücadelesine katılan Asuri-Süryan, Türkmen ve Arap kadınlarının da özgürlük önderidir. Dünyanın her yerinde ekolojik-demokratik konfederal ve kadın özgürlükçü düşünce ve örgütlenmeleri benimseyenlerin de doğal önderidir. KJK bu kesimlere ulaşmayı, hamleyi güçlendirecek ortaklıkları geliştirmeyi hedefleyecektir. Demokratik konfederal sistemin önderi Rêber Apo’yu 9 Ekim uluslararası komplo ile Ortadoğu’dan çıkaran komplocu güçlere kadınlar olarak cevabımız, Rêber Apo’yu dünyaya taşımak olacaktır. Bu temelde Kürdistanlı, Ortadoğulu kadınları, erkek egemenliğinin zulmüne karşı olan tüm dünya kadınlarını seferberlik atmosferinde bu hamleyi yürütmeye çağırıyoruz.

Demokratik toplumsal sistemimizi, konfederal kadın sistemimizi özgürlükçü ilkelerle inşa etme süreciyle Rêber Apo’yu esaret-tecrit ve beyaz ölüme mahkûm eden İmralı sistemini parçalamanın iç içe gelişeceğini bir an bile unutmadan hamle sürecine yükleneceğiz! Önderlik hamlesini güçlü geliştirmek demokratik toplum inşamızı, demokratik inşayı güçlü geliştirmek Önderlik hamlemizi güçlendirecektir. Bu temelde Kürt halkını ve tüm halkları, gençleri, aydın ve sanatçıları, emekçileri, sosyalistleri, demokratları, ekolojistleri, feministleri, anarşistleri, kültürel İslamcıları ve demokratik-özgür bir yaşamdan, onurlu bir barıştan yana olan tüm toplumsal kesimleri, bireyleri bu hamleye güçlü katılmaya çağırıyoruz. İmralı mutlak tecrit ve esaret sistemini hep beraber parçalayacağımız yaratıcı tarzı ve tempoyu oluşturalım diyoruz.  

Uluslararası komploya yenilmeyen ve özgürlük mücadelesini büyük bedellerle ve fedakârlıklarla sürdüren halklar ve kadınlar; İmralı’ya mutlak tecridi ve yeşil komployu uygulayan AKP faşizmini de yenecektir. Bunun için kadının ve kadın öncülüğünde halkların özgürlük dinamiklerini örgütleyelim, eyleme geçirelim ve kadın sinerjisi yaratalım! Rêber Apo’nun demokratik modernite paradigması temelinde sunduğu halkların demokratik konfederalizmi, demokratik ulus, kadın özgürlük ideolojisi ve jineolojîyle İmralı tecrit ve esaret sistemini yıkabiliriz!.‘‘Toplum, halklar özgürleşirse hepimiz özgürleşiriz, o zaman ben de özgürleşmiş olurum’’ diyen Rêber Apo’nun ‘‘24 saat benimle yaşayın’’  formülü, Rêber Apo ile yeniden kavuşmanın ve yaşamanın sırrıdır. Bu inanç ve iddiayla özgürlük mücadelesine kilitleneceğiz!  

KJK, 8. Kurultayımızın ‘‘Sonda me ye: Emê Pergala İmralı Parça bikin. Bi Rêber Apo re Azad bijîn!’’ sloganı ile başlatma kararı aldığı İmralı Mutlak Tecrit ve Esaret Sistemine son verme hamlesiyle yetersiz yoldaşlığı aşacaktır. Kadınların ve halkların özgürlük mevzilerinin ve değerlerinin kalıcılaşması için İmralı esaret ve tecrit sisteminin yıkılması şarttır. Kadınların ve halkların özgür yaşamı ve onurlu barışı için yaşamını ortaya koyan bir halk önderine karşı hepimizin bir vefa borcu vardır. Şimdi bunu ödeme zamanıdır. ‘‘Herkesin derdi halk olmalı. Ben burada bu koşullarıma rağmen, bu sağlıksız vücuduma rağmen bütün ruhumla, bütün hücrelerimle kendimi halkıma adamışım. Ben tek başına kalsam da Kürt halkının hakkını hiç kimseye yedirmeyeceğim’’ sözlerindeki direniş ve kararlılık ruhu bizim için bu tarihi sürecin görevlerini başarmanın anahtarıdır. Ahlaki ve vicdanlı yaşamak için İmralı sisteminin irademizi, onurumuzu, aşkımızı ve özgürlüğümüzü esir etmesine, rehin tutmasına son vereceğiz!