KJK Koordinasyonu açıklaması şöyle:
“Önder Apo’ya uygulanan ağırlaştırılmış tecrit koşulları gün geçtikçe daha da ağırlaştırılmakta Önderliğimiz İmralı zindanında 23 yıldır tarihte hiçbir tutukluya uygulanmayan insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılmaktadır. Geçmişte Önderliğimize dönük işkence, tecrit içinde hücre cezası, saç kazıtma, zehirleme gibi durumlar yaşatılmıştır. Yine son olarak geçen yıl korona tehlikesi ve İmralı’da çıkan yangın ile Önderliğimize dönük uygulamalar haddini iyice aşmıştır.
Tüm bu yaşanan durumlar halkımıza yansıması durumunda milyonlar bir alarm durumu içinde olmuş, Önderlikten haber alana kadar durmamıştır. Her defasında Önderlik büyük bir sağduyu içinde halkı ve hareketimizi sakinleştirmiş durdurmuştur.
En son 15 Mart 2021 tarihinde de Önderliğimizin yaşamına ilişkin basında çıkan haberlerle Hareketimiz, Kürt halkı, kadınlar, dostlarımızla sabrımız ciddi anlamda zorlanmaktadır.
Mevcut durumda Kürt kadınları ve halkı başta olmak üzere, milyonlar büyük bir öfke ve kaygı içindedir. Acil olarak Önderlikle görüşme gerçekleştirilmesi ve Önderliğin direk konuşması dışında hiçbir açıklama halkımızı, bizleri tatmin etmeyeceği gibi durdurmamalıdır. Önderliğimizin durumuna ilişkin hareketimizin, kadınların, halkımızın hassasiyeti bilinmektedir. Bu konuda sabrımızın sınanmaması gerektiği, Önderliğimizin durumuna alıştırılma, normalleştirilme gibi bir yaklaşım içine girenler büyük yanılgı içinde olup, bu halkın vereceği cevaba hazır olmaları gerekiyor.
Bugün Önderliğimiz uluslararası alanda özgürlük kampanyalarıyla sahiplenilen, yine paradigması ve fikirleriyle halklara mal olan, evrenselleşen bir Önderlik gerçeğine ulaşmıştır.
Önderliğin fiziki özgürlüğüne odaklanan, Kürt halkından, uluslararası alana kadar yürütülen kampanyalar Önderliğin fiziki özgürlüğünü zorunlu hale getirmiştir.
Halkların bu taleplerine Önderliğimizin yaşam tehlikesini ifade edecek yaklaşım ve haberlerle cevap vermek kabul edilebilecek bir durum olamaz.
Önderliğimizin bırakalım yaşamı, tırnağına zarar gelmesi durumunda, her yer direniş alanına çevrilmeli, eylemselliklere boğdurulmalı. Bu tür durumlar ciddiye alınması büyük bir tepki, direniş ile cevap verilmesi gereken durumlardır. Biz, bu tür durumların sıradanlaştırılmasına izin vermemeliyiz. Bunu eylemliliklerimizle, direnişimizle faşist zihniyete göstermeliyiz. Önderliğimizin özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür. Bu nedenle de bu durum netleşene kadar, tekrar belirtiyoruz Önderliğimizin kendisinden doğru haber alana kadar rahat olmamalı; kadınlar, gençler başta olmak üzere herkes eylem halinde olmalıdır.
Bu duruma karşı başta CPT olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşları sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Aksi durumda TC faşist hükümeti kadar bu kurumları da sorumlu göreceğiz.
Bundan sonra da Önderliğimizin fiziki özgürlüğü dışında hiçbir yaklaşımı kabul etmemeliyiz. Önderliğimiz rehin olduğu sürece Önderliğimizin yaşamı üzerindeki tehlikeler hep olacaktır. Mart ayının direniş ruhuyla 8 Mart’taki direniş kararlaşmamızla Newrozu da Önderliğin özgürlüğüne kilitlenmek temelinde eylemselliklerle karşılamalıyız."