Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’a ilişkin açıklama yapan KJK Koordinasyonu, “Önderlik için esaret altındaki her gün; kadınlar, halklar olarak özgürlüğümüzden giden bir gündür. Esaret altındaki her gün; daha fazla savaş, katliam, kaos ve çözümsüzlüğün derinleşmesi demektir” dedi.
4 Nisan’a ilişkin yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, şunları belirtti:
“Önderliğimizin doğuşu olan 4 Nisan gününü kadınlar ve Kürt halkı olarak kendi doğuşumuz görüyor, bu temelde başta Önderliğimizin bu gününü kutlayarak sağlıklı, uzun mücadele yılları diliyor; yine başta kadınlar olmak üzere halkımızın ve halkların bu doğuş gününü kutluyoruz.
Önderliğimizin yaşamı ve Kürt halkının mücadelesi bütünleşmiş durumda, ayrı ele almanın mümkün olmayacağı gerçeğini herkes görmektedir. Önderliğimiz kendi yaşamında dolayısıyla mücadelemizde üç büyük doğuş aşamasından bahsetmektedir.
ÜÇ DOĞUŞ…
İlk doğuş, 4 Nisan olarak bilinen biyolojik doğuştur. Önderliğimizin doğumunu gerçekleştirerek büyük doğuşlara vesile olan başta biz kadınların ve Kürt halkının doğuşuna yol açan yüce Üweyş anamıza bugün vesilesiyle şükranlarımızı sunuyoruz.
İkinci doğuş; kadınlar başta olmak üzere ölüme, yok oluşa terk edilmiş Kürt halkını küllerinden yeniden dirilterek; ruh veren, can veren, umut veren doğuş olarak PKK direnişinin başlatılmasıdır.
Üçüncü doğuş; önderliğimizin yeni paradigma temelinde yoğunlaşma ve derinleşmelerinin İmralı’da bir sonuca ulaşmasıyla başlayan süreçtir. Önderliğimizin yeni paradigması 21. Yüzyıl sistem krizine önemli bir müdahale olduğu kadar, tıkanan devrimci demokratik güçlere karşı da önemli bir çıkış sunmuştur. Bu anlamda üçüncü doğuşla insanlığın, dünyanın sorunlarına çözüm olma iddiasıyla Önderliğimiz evrenselleşen bir karakter kazanmıştır.
Bu paradigmanın iddiayı aşarak Kürt kadını, Kürt toplumu şahsında pratikleşen yaşamsallaşan boyutları kadınlar, halklar için büyük bir umut ve ilham kaynağı olmuştur. Bugün önderliğimizin uluslararası alanda bu kadar sahiplenilmesi, Önderliğimize dönük özgürlük kampanyalarının kıtalar düzeyinde, uluslararası alanda bu denli gelişmesi; üçüncü doğuş olarak ifade ettiğimiz önderliğimizin paradigmasal gerçeğinin bir sonucudur. Kadınlar, Kürt halkı başta olmak üzere halklara, insanlığa umut olmuş, mal olmuş bir önderliğin artık mutlak tecrit koşullarında ve esaret altında tutmaları mümkün olmamalıdır. Onun için önderlik için artık ‘özgürlük Zamanı’dır diyoruz.
Önderliğimiz mutlak tecrit koşullarında, AKP-MHP’nin faşist uygulama ve baskıları altındadır. Bu süreçte önderliğinin sesini duyurmak zorunda kalmaları, bu tehlikenin olmadığı, olmayacağı anlamına gelmemektedir. Önderliğimizin kısa konuşmasından da anlaşıldığı gibi kendisi bu uygulamalar karşısında bir direniş duruşu içindedir. Bu faşist zihniyetle, bu uygulamalarla Önderliğimizin yaşam güvencesi bundan sonra da yoktur. Bu anlamda önderliğimizin fiziki özgürlüğü dışında hiçbir güvenceye aldanmak ve beklemek mümkün değildir. Bu temelde kadınlar, gençler bir bütünen halkımız ve dostlarımız Önderliğin fiziki özgürlüğü temelinde mücadele kampanyalarını yürütmektedirler.
Önderlik için esaret altındaki her gün; kadınlar, halklar olarak özgürlüğümüzden giden bir gündür.
Esaret altındaki her gün; daha fazla savaş, katliam, kaos ve çözümsüzlüğün derinleşmesi demektir.
Esaret altındaki her gün ve mutlak tecrit; Türkiye’de faşizmin daha fazla derinleşmesi ve kurumlaşması demektir. Onun için Önder Apo’ya özgürlük kampanyaları ve mücadelesi sadece Kürt halkının değil, faşizme karşı olan tüm kesimlerin, demokratik güçlerin de temel sorunu olmak durumundadır.
Bu yıl 8 Mart’ta başlayarak, Newroz da zirveleşen; Önderliği sahiplenme ve önderliğin özgürlüğünün kararlığı ve mücadelesinin öne çıkması anlamında Önderliğin Newroz’u oldu. Bu yılki 4 Nisan önderliğimizin doğuş gününü de önderliğin özgürlüğü için her yıldan daha fazla mücadeleyi yükseltme günü yapalım. Önderliğe özgürlük kampanyaları, mücadelesi, sonuç almak için yaygın ve kesintisiz sürmek durumdadır. Bu temelde başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkımızı Önderliğimizin fiziki özgürlüğüne kadar, sonuç alıncaya kadar bundan sonra da durmadan, mücadelelerini süreklileştirerek yaygınlaştırmaya çağırıyoruz.
Bir kez daha diyoruz; Önderliğimizin doğuşu doğuşumuz, özgürlüğü özgürlüğümüz olduğunun derin bilinci ve sorumluluğuyla 2021 yılını Önder Apo’nun özgürlük yılı yapacağımızı belirtiyoruz. Bu inanç ve kararlılıkla tüm çalışmalarımızın, mücadelemizin merkezine Önderliğin fiziki özgürlüğünü koyuyoruz. Tekrar tüm halkımızın doğuş ve diriliş gününü kutlarken, özgürlük iddia ve kararlılığımızı bir kez daha yineliyoruz.”