KJK: Saldırıları önlemenin yolu direnmektir

KJK Koordinasyonu, işgalci Türk devletinin Qamişlo Kent Meclisi Eşbaşkanı’nı hedef alan SİHA saldırısını şiddetle kınayarak, “Rojava ve halkımızın kaderi risk altındadır. Bedeli ne olursa olsun kazanımlarımızın darbelenmesine müsaade edilmemelidir” dedi.

KJK Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada Rojava’ya yönelik saldırıların tüm Kurdistan’ı etkilediğini belirterek, “Her tarafta saldırılar var, saldırıları önlemenin yolu direnmektir” vurgusunda bulundu.

KJK’nin açıklaması şöyle:

“Türk devleti kadın, Kürt ve insanlık düşmanı politikasını dünya kamuoyunun gözünün önünde, Başur ve Bakur Kurdistan’ında yoğunlaştırarak sürdürmektedir. 20 Haziran 2023 tarihinde Rojava’nın Qamislo kent meclis eş başkanı Yusra Derwêş, yardımcısı Leyman Şiweş ve Ferat Tuma’yı SİHA saldırısı ile katletti. Aynı saldırıda Süryani eş başkan Gabi Şemün de ağır yaralandı. Şehitlerimizin anları  önünde eğiliyor, anılarını Özgür Kurdistan’da tüm halkların ve kadınların birlikte özgür yaşayabileceği bir gelecek yaratma sözümüzü çok daha güçlü ifade ediyoruz. Ailelerine, yoldaşlarına ve yurtsever halkımıza baş sağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Misli ile kendimizi savunma, misilleme hakkımızı kullanmanın vaz geçilmez bir hak ve görev olduğunu belirtiyoruz.

ULUSLARARASI TOPLUM SALDIRILARA KARŞI SESSİZLİĞİNİ KORUYOR

Değerli kadınlar ve halkımız!

Türk devleti yüz yıldır aralıksız bir biçimde soykırım kıskacına aldığı Kürt halkını, direnen, mücadele eden önderlerini ve öncülerini yok etmeyi bir politika haline getirdi ve uyguladı. Örgütsüz, öncüsüz ve statüsüz bırakarak, asimilasyon, sürgün, idam ve katletme ile Kürt varlığını ortadan kaldırmayı amaç edindi. Bunu yaparken hain Kürt’ten bölge devletlerinin Kürt düşmanı yaklaşımlarından ve uluslararası hegemon güçlerin çıkarcı politikalarından faydalanarak, destek ve katkılarını alarak yaptı. Lozan Antlaşması ile ikinci yüz yılına girerken söz konusu soykırım ve Kürt’ü yok etme politikası daha da pervasız bir hal alarak, Türkiye devlet sınırları dışına taşırılarak, Başur, Rojava ve Rojhilat Kurdistan’a taşırdı. Benzer saldırılarını yurt dışında, nerede bir Kürt var ise oraya ihraç etti. Hiçbir uluslararası hukuk, insani ve ahlaki norm tanımadan bu saldırılarını yoğunlaştırarak sürdürmektedir. Dünyada seyretmektedir. Türkler Kürtler ve Rojava’nın DAIŞ’i yenmesinin intikamını alıyor. Bu insanlık dışı saldırılarla DAIŞ İ yenmiş olmanın bedelini ödetiyor. başta DAIŞ karşıtı uluslararası koalisyon güçleri olmak üzere uluslararası toplum bu saldırılara karşı sessizliğini koruyor. Bu sessizlik çok acımasız, hiçbir etik ölçüye sığmıyor.

DAHA GÜÇLÜ BİR DİRENİŞ VE MÜCADELE İLE YANIT VERİLMELİ

Değerli Halkımız, Devrimci, Sol ve Demokrat İnsanlık!

TC’de Erdoğan ve Bahçeli faşist kliğin öncülük ettiği dinci, ırkçı, milliyetçi ve insanlık düşmanı politika ve saldırı konsepti direnen ve mücadele eden Kürt’ü katlederek, bölgede tek hegemon güç olma amacı gütmektedir. Önünde engel olarak gördüğü ve düşman saldığı direnen ve mücadele eden Kürt’e yok etme amacının tüm boyutlarının görülerek çok daha güçlü bir direniş ve mücadele ile yanıt verilmesi gerekiyor.

Rojava Kurdistan’ı ekolojik, kadın ve insanlık kırımına karşı bir vaha rolü gördüğü için uluslararası güçlerin Türk devletinin bu saldırılarında rolü, oluru ve sorumluluğu vardır. Çok net olarak kadın ve Kürt katliamının ortakları haline gelmiş durumdadırlar. DAİŞ’i durduran, etkisiz kılan ve bu uğurda mücadele eden kadınların ve Kürtlerin katledilmesinde rahatsızlık duymadıkları gibi, Türk devletinin NATO üyesi olma hesabı ile ‘bir şey yapamadıkları’ gibi iki yüzlü ve çirkince bir izah içindedirler.

HER TARAFTA SALDIRILAR VAR

Sahadaki bu saldırılar Rojava’nın nasıl tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Sömürgeci güçlerin devletlerin güncellenen kirli pazarlıklarının, diplomatik anlaşmalarının amacı Kürtleri iradesiz, kendini yönetemez, geleceklerini yönetemez hale getirmektir.  Saldırılar geneldir, diğer Kürdistan parçalarını da kapsıyor. Kürt kazanımlarını tek tek yok etme çabaları yoğunlaştırılmış durumda. Her tarafta saldırılar var, saldırıları önlemenin yolu direnmektir.

BEDELİ NE OLURSA OLSUN…

Rojava’nın ayakta kalması tüm Kurdistan'ı etkiliyor. Kazanımların yok edilmesi de hakeza dört parça Kurdistan’ı etkileyecektir. Kazanımlar uzun erimli mücadelemizin sonuçlarıydı.  Kürt halkını ve kadınları hassas ve duyarlılıkla hareket ederek tüm alanlarda mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Kürtler pasif bir direnişle ile değil radikal süreklilik kazanmış direniş ve mücadele ile kazanımlarını korumayı bilecek güç ve iradeye sahiptir. Rojava ve halkımızın kaderi risk altındadır. Bedeli ne olursa olsun kazanımlarımızın darbelenmesine müsaade edilmemelidir.

Bir kez daha Rojava devriminin gelişmesinde emek sahibi olan Yusra Dewrêş, Leyman Şiwêş, Ferat Tuma’nın şahsında tüm özgürlük ve demokrasi şehitlerimizi saygı ile anıyor, gerçekleşen saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Her biri yüreği, aklı ile devrimin inşasında, gelişmesinde, korunmasında emek sahibi olan insanlardı. Bu emeğe, direnişe, onurlu duruşa sahip çıkmak, insanlığa ve kadınlara özgür bir gelecek sunma hayallerini sahiplenmek insan olmanın da demokratik olmanın gereğidir. Bu vesile ile başta Kurdistan halkını, kadınlarını, ilerici insanlığı, kadınları bu acımasız faşist saldırılar karşısında tutum almaya, birlikte direnişi büyütmeye çağırıyoruz.”