Her Kürt çocuğu gibi o da evvellerinin yaşadığı soykırım, göç, baskı, buna karşı yaşam ve direniş belleğiyle büyüdü. Annesinin, “Kızım Dersim Katliamı’nı dinleyerek büyüdü” sözleriyle anlattığı YJA Star Komutanı Gamze Laçin (Ronahî Amara), Türk devletinin KDP desteğiyle Güney Kurdistan'a yönelik işgal saldırıları sonucu yılın 18 Ağustos 2022’de şehit düştü.
Mersin’de 1992’de dünyaya gelen, çocukluğunun bir kısmını İzmir, bir kısmını da İzmit’te geçiren ve son olarak yönünü Kurdistan dağlarına veren Gamze Laçin’i anlatan annesi Sevim Sağlam, “Kurtarıcımdı. Türkiye metropolünde büyümesine rağmen hep Kurdistan özlemi çekti” dedi.
İLK İSYANI BABASINA KARŞI
Laçin, Genlik yıllarında Kocaeli’de, Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’nde çalışma yürüttü. Laçin, ilk isyanını babasının annesine uyguladığı şiddete karşı çıkarak verdi. Çocuk yaşta aile içinde konuşulan 1938 Dersim Katliamı, Kürt ve Alevi kimliğine yönelik baskılar ve bunlara karşı verilen direnişleri dinleyerek büyüyen Laçin, Kurdistan tarihine merak saldı ve arayışını tarih üzerine sürdürdü.
'YAŞIYORSAM GAMZE’MİN SAYESİNDE'
Dersimli olduğunu belirten anne Sağlam, “Dersim Katliamı’nda ailem Varto'ya göç etmiş. 20 yaşıma geldiğimde beni evlendirdiler. O zaman karşı çıkamadım. Cehennem, evlendikten sonra başladı. Gamze, 3 yaşına geldiğinde her gün babalarından şiddet gördüm. Gamze büyüdükçe, babasının bana uyguladığı şiddete karşı direniş gösterdi” dedi. Laçin’in 16 yaşına geldiğinde babasının karşısına çıkarak, “Bu saatten sonra anneme şiddet uygulamana izin vermeyeceğim” dediğini belirten anne Sağlam, “Gamze sayesinde şiddetten kurtuldum. Onun sayesinde insan olduğumu, kadın olduğumu öğrendim. Gamze çok farklıydı, çok gençti ama aklı çok büyüktü. Bugün yaşıyorsam Gamze’min sayesindedir” diye belirtti.
'ZORLUKLARA RAĞMEN PES ETMEDİ'
Gamze’nin Kurdistan tarihi, Kürt mücadelesi üzerine okumalar yaptığını dile getiren anne Sağlam, “Hep bu konulara merakı vardı. Tek bir arkadaşı vardı, o da Amediliydi. Faşist bir şehir olduğu için zorluklarla karşı karşıya kalıyordu. Zorluklara rağmen pes etmedi. ‘Kürt’sün, Alevisin, burada okuyamazsın, bize katılamazsın’ dediler ona. Buna rağmen onlardan korkmadı ve okulu bırakmadı. Dersten sonra çalıştığım yere gelip ‘sen eve git, ben senin yerine çalışayım’ derdi. Çevresindekiler tarafından çok sevilirdi” diye konuştu.
Sağlam, kızı Laçin’in mücadeleye katılmasını şu sözlerle anlattı: “Bir gün okuldan aradılar. Gamze'nin derslere katılmadığını söylediler, ona nedenini sordum. Bana mücadele içerisinde çalışmaya başladığını söyledi. Ona hiçbir şey söylemedim. Gamze, 2011 yılında gerilla saflarına katıldı. Katıldıktan sonra onu hiç görmedim. Bir gün televizyonda sesini duydum. Onu sesinden tanıdım. Üzerime çok farklı bir duygu çöktü. Onu görmek istiyordum, ama sadece sesi vardı.”
KÜRT VE KADIN KİMLİĞİNE YOĞUNLAŞTI
Kızının Kürt ve kadın kimliğine yönelik arayışlarına dikkati çeken Sağlam, “Hep arayış içindeydi, çok meraklıydı. Dersim Katliamı’yla ilgili kitaplar okuyordu, bize soruyordu. Dersim Katliamı’na çok odaklandı ve onun üzerinde etkisi oldu. 16 yaşındayken kimliğini arıyordu. Kadın nedir, nasıl güçlenir, hep bu soruşturmanın içindeydi. Bana yapılan şiddet onu çok etkiledi. Kadın kimliğini sorgulaması beni o cehennemden kurtardı. Kızımın sayesinde çok güçlü oldum. Hiç kendini düşünmedi. Her zaman ‘annem avukat olacağım ve Kürt halkının haklarını koruyacağım’ derdi. Bu onun hayaliydi. Gamze bizim için özgürlüktü. Özgür bir kadın kendini tavrıyla tanımladı. Dersim'e gitmeyi çok istiyordu. Katıldıktan sonra gidip-gitmediğini bilmiyorum. Gitmiş gibi hissediyorum” şeklinde konuştu.
ŞEHİT DÜŞMEDEN ÖNCEKİ ÇAĞRISI
Gamze Laçin’in, çocuklarının dağa kaçırıldığını iddia eden ve 3 Eylül 2019 tarihinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed İl Örgütü binası önünde bekletilen ailelere katılan babası Mehmet Laçin'e çağrı da bulunmuştu. Laçin, kendi iradesiyle PKK'ye katıldığını belirtmişti. Laçin, babasına da şu çağrıda bulunmuştu:
"Babam şahsında kendilerini, evlatlarını düşman karşısında daha fazla aşağılamamaları gerekir. Başta belirttiğim gibi benim özgürlük mücadelesine katılmam çok bilinçli ve büyük bir heyecanla aldığım karar temelindedir. Değerlerinizi, onurunuzu ayaklar altına almayın ve aldırmayın. Babam başta olmak üzere HDP önünde oturanlar, yaptığınız ne insanlığa ne ahlaka ne de Kürtlüğe sığar. Hiçbir halkın mensubu kendi değerlerine karşı düşmanın yanında yer tutmaz, ona hizmet etmez. Bunun adı ihanettir. Ben de bir Alevi Kürt olarak adalet, hak ve direniş kültürünün bilinciyle büyüdüm. Biz de kendi ırkına, inancına sırtını dönenler, en büyük suçu işlemiş demektir. Kendinize bunu layık görmeyin, düşmanın kendi amaçları için her anlamda kullandığı bir duruma getirmeyin."