Lozan’da 2 günlük Jineoloji Semineri

İsviçre'nin Lozan kentinde Jineoloji Semineri başlıyor. Brüksel Jineoloji Merkezi adına Sarah Marcha, Kürt özgürlük mücadelesi perspektifinde kadın tarihi ve mücadelesini ele alacaklarını söyledi.

İsviçre'nin Lozan kentinde Brüksel Jineoloji Merkezi ile Vaud Kantonu Lajîn Kürt Kadın Meclisinin ortak düzenlediği seminer bugün start alıyor. Seminerin ilk gününde “Sömürgecilikten arındırılmış feminizm” teması üzerine 14:00-18:00 saatleri arasında atölye çalışması yapılacak. Seminerin ikinci günü ise sabah 09.00'dan 17.00'a kadar dört bölümden oluşan Kürt özgürlük mücadelesi perspektifinde beş bin yıllık direniş ve 40 yıllık devrim konulu bir seminer verilecek. Seminer Fransızca olacak ancak çeviri yapılacak.  Seminerler herkese açık olacak.

'KADIN ÖZGÜRLÜK ÇİZGİSİNİ ESAS ALIYORUZ'

Brüksel Jineoloji merkezi adına semineri verecek olan Sarah Marcha, ANF’ye açıklama yaparak, semineri Vaud kantonundaki kadınların istediğine dikkat çekti. Marcha, Kürt özgürlük mücadelesi perspektifinde olayları değerlendirdiklerini ifade etti. Seminerin 2 gün süreceğini ifade ederek bu çalışmalarda Kürt Özgürlük Hareketinin ortaya koyduğu Kadın Özgürlük Çizgisini esas aldıklarının altını çizdi.

Marcha, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Jineoloji perspektifinden biz Kürt kadınları kapitalizme karşı, işgale karşı ve ataerkil sisteme karşı neler yaptığımızı anlatmak istiyoruz. Koşullarımız var, bunu başta feministler olmak üzere bütün dünya kadınlarına duyurmalıyız. Bu iki gün boyunca kadın tarihi ile jineolojinin ortaya çıkmasının koşullarını ele alıp incelemek gerekiyor. Jineoloji hangi esaslar üzerinde yükseliyor, bunları karşılıklı olarak tartışmak, konuşmak istiyoruz.

'KADINLARIN VE HALKLARIN BİRLİĞİNİ ÖNEMSİYORUZ'

Jineoloji çalışmaları giderek bütün Avrupa’da geliştiğini ifade eden Marcha ülkelerdeki, feminist gruplara, ekolojistlere, işgale karşı olan bütün gruplara jineolojiyi tanıtmak istediklerini ifade etti. Kadınların ve halkların birliğini önemsediklerini belirten Marcha, “İlk gün dünyanın farklı ülkelerinde kadınların olduğu Póle-Sud’e gideceğiz. İkinci gün ise Kürt kadınları ev sahipliği yapacak. Bu iki günde de Kürt Özgürlük Hareketini tanımak, bilmek isteyenlere anlatacağız kendimizi. Birinci amacımız, birbirimizi tanımak ve paylaşım içinde olmak. Bu paylaşımlar ideolojik aktarım, tecrübe paylaşımıdır” dedi.

'KADININ ÖNCÜ ROLÜ ROJAVA'DA GÖRÜLDÜ'

Marcha, "Dünya kadınları, Rojava devrimini bir kadın devrimi olarak tanıdı. Bu devrim yeni bir model oldu, sadece model olmakla kalmayıp aynı zamanda kadının devrimin yaratılmasında öncü rol alacağını gösterdi" diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kadın devrime öncülük yaparken kendi anlayışının da yaşam bulması için özgün örgütlemeler de ortaya çıkarmalıdır. Kadın devrimi oldubitti ile olacak bir şey değildir. Rojava'da kadın devrimi gerçekleşti ama her gün kendini kurumsallaştırıyor. Devrim kendini  sürekli olarak yenilemelidir. Her yıl üstüne bir şey koymak gerekiyor. Rojava'da bir devrim gelişiyor ama asla unutmamak gerekir ki bu devrim aynı zamanda Kürt Özgürlük Mücadelesine, Kürt kadın mücadelesine de bağlıdır. Ortadoğu merkezli 3. Dünya Savaşı olarak adlandırılan hegemonik güç savaşlarına karşı üçüncü bir yol olarak bu devrim öne çıktı."