Lyon Büyük Şehir Belediyesi'nde kadın kırımı konferansı

Lyon Büyük Şehir Belediyesi'nde organize edilen kadın kırımı konferansına Kürt kadın hareketinin direniş gelenekleri ve kampanyaları damgasını vurdu.

Feminist kadın örgütleri koordinasyonu, Femmes d'ici et d'ailleurs kadın dergisi ve Rhones Alpes bölge ve valiliğin Lyon Büyük Şehir Belediyesi'nde organize ettiği kadın kırımı konferansına Kürt kadın hareketinin direniş gelenekleri ve kampanyaları damgasını vurdu.

'Kadın kırımları insanlığa karşı bir silahtır' başlığı ile gerçekleşen konferansta kadın kaçırmaları, toplu tecavüzler, kız çocuğu katliamları, ‘namus’ cinayetleri ve her türlü şiddet biçimleri alt başlıkları değişik konuşmacılar tarafından değerlendirildi. Konferansın açılışını yapan Lyon kadın-erkek eşitlik komisyonu başkanı ve Lyon Belediye Başkan yardımcısı Therese Rabatel yaptı. Uzun bir süredir Latin Amerika’da gündemde olan kadın kırımlarının ilk aşamada salt seri cinayetler olarak tanımlandığını, ama günümüzde kadın katliamların salt yaşamın sona ermesi ile değil sistematik olarak sömürü ve psikolojik baskı olarak uygulandığını belirtti.

Ardından ilk söz hakkı alan Uluslararası Kürt Kadın Hareketi temsilcisi Nursel Kılıç, Kürt kadın hareketinin uzun yıllardır kadın kırımın bir insanlık suçu olarak uluslararası makamlar tarafından tanımlanması için çalışma ve kampanyalar yürüttüğünü vurguladı. Kürt kadın kurumları olan Ceni, Utamara, Uluslararası Özgür Kadınlar Vakfı ve Uluslararası Kürt Kadın hareketi temsilciliğinin Kürt kadın hareketinin çağırısına cevaben onlarca konferans, seminer, lobi çalışması ve uygulamalı kadın merkez projelerini gerçekleştirdiğini söyledi. Bu kampanyaların toplumda bir algı dönüşümünü yarattığını ve uluslararası kamuoyunda yankı yarattığını vurguladı. PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şeylamez’in katledildiği Paris katliamının kadın kırımının üç boyutunu işlediğini ifade eden Kılıç, “Paris'te kadın kırımı ideolojik, devletçi ve fiziki olarak gerçekleşmiştir” dedi.

Kılıç 3 Ağustos 2014’de DAİŞ’in Şengal saldırısından sonra Kürdistan tarihin en vahşi kadın kırımının yaşandığını hala 3000 yakın kadının DAİŞ’in elinde olduğu ve satıldığını sistematik olarak tecavüz edildiğine dikkat çekti.

Yine faşist Erdoğan devletinin Kuzey Kürdistan’da en çok sivil ve özellikle kadın ve küçük kızların devletin mermileri ve bombaları altında öldürüldüklerini vurguladı. Buna karşı başta dünya kadın örgütlerinin ve uluslararası kamuoyunun duyarlı olup harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

Uluslararası Af Örgütü Fransa Başkanı Genevieve Garrigos ise kadın kırımının aslında ataerkil sisteminin varoluşundan bu yana yaşandığını vurgulayarak ilk kadın erkek eşitsizliğin başladığı tarihten, erkek kodlamaların baskın olduğu dönemden bu yana şiddettin her türlüsünün arttığı ve kadınların cinsel, fiziksel ve psikolojik olarak sömürülüp katledildiğini ifade etti. Buna göre var olan tanımlamanın eksik kaldığını ve Kürt kadın hareketinin başlattığı kampanyanın doğru olup bir insanlık suçu olarak BM tarafından tanımlanması gerektiğini söyledi.

Femmes Solidaires yönetim kurulu üyesi ve Clara Magazine yayın müdürü Carine Delahaie ise kadın kırımları ile ilgili çalışmalarını kadın hareketi çağırısı üzerine Uluslararası Özgür Kadınlar Vakfı ile birlikte başlattıklarını vurguladı. BM'lerin ilgili organlarına rapor sunduklarını ve Cedaw komitesinin gündemine koyduklarını ifade etti.

Bu kampanyanın sürdüğünü ve dünya kadın hareketlerinin sahiplenilmesi gereken bir çalışma olduğunu söyleyen Delahaie, Fransa Almanya savaşı süresince adı konulmamış kadın kırımlarının yaşandığını 31000 kadının Auschwitz’de toplu katledildiğini, ama tarih sayfalarında bu katliamın yazılmadığını vurguladı.

Konferansa 200 kişi katıldı, aralarında seçilmişler, valilik temsilcisi ve çokça sivil toplum örgütleri ve sistem dışı feminist, çevreci ve anarşist hareketlerin katılımı dikkat çekti.