2018 Nobel Barış Ödülü, Nadia Murad ile birlikte Kongolu jinekolog Denis Mukwege’ye verildi.
Ödül ardından Êzidî kadınlarının yaşadığı trajedi bir kez daha tüm dünya medyasının gündemine gerdi. Murad’ın portresi, yaşadıkları, DAİŞ vahşetine geniş yer verildi. BM’den Irak Cumhurbaşkanı’na bir çok devlet ve uluslararası kurum, Murad’ı kutladı.
Murad ödülü aldıktan sonra yaptığı açıklamada “yaşadıklarını anlatmanın kendisi için kolay olmadığını” belirtirken, özellikle Ortadoğu kadınlarının cinsel köle olduklarını söylemelerinin çok zor olduğunu hatırlattı. Murad, Nobel Barış Ödülü’nün “sadece kendisi için değil, Irak’taki ve dünyadaki tüm kadınlar için çok şey ifade ettiğini” vurguladı.
"ÖDÜLÜ DÜNYA KADINLARI İLE PAYLAŞIYORUM"
Yaptığı yazılı bir açıklamada bu ödül ile “inanılmaz bir şekilde onure” olduğunu belirten Nadia Murad, ödülü “Êzidîler, Iraklılar, Kürtler, zulme maruz kalan diğer azınlıklar ve dünyadaki sayısız cinsel şiddet mağdurları ile paylaştığını” söyledi
Halen 1.300 kadın ve çocuğun esaret altında olduğunu belirten Murad, DAİŞ vahşetini anlatırken özellikle kadınların acı çektiğini ve cinsel şiddet mağduru olmaya devam ettiğini kaydetti.
DAİŞ çeteleri tarafından katledilen annesini düşündüğünü söyleyen Murad, soykırım kampanyalarını başarısızlığa uğratmak, sorumlularını yargı önüne çıkarmak için birlikte, kararlı bir şekilde çalışmaya çağırdı.
Murad, “Sadece kadınlar, çocuklar ve zulme uğrayan azınlıklar için daha iyi bir gelecek hayal etmekle sınırlı kalmamalıyız, savaşa değil, insanlığa öncelik vererek bunun gerçekleşmesi için aralıksız çalışmalıyız” dedi
Murad, 3 Ağustos 2014’te DAİŞ çeteleri Şengal’e yönelik soykırım saldırılarında bulunduğunda kaçırılan binlerce kadın ve kız çocuğu arasındaydı. Alıkonulan erkeklerden bazıları hariç, hemen hepsi katledildi ve toplu mezarlara atıldı. Erkek çocuklar zorla silah altına alındı, babalarını katledenlerin tetikçileri haline getirilmeye çalışıldı. Kadınlar ve kız çocukları cinsel köle statüsüne indirgendi, sayısız kere işkence ve tecavüze uğradı. Nadia Murad, kaçırıldığında sadece 21 yaşındaydı.
Musul’a zorla götürüldükten sonra satıldı, sonra yeniden satıldı, tecavüze uğradı, defalarca işkence gördü. Kentteki Müslüman bir aile sayesinde kurtulan nadir kadınlardan biri oldu. Cephe hattından geçerek Güney Kürdistan’a ulaştı ve böylece vahşetten kurtuldu.
Altı kardeşi ve annesi DAİŞ çeteleri tarafında katledilen Murad, 2016 yılında BM’nin İyi Niyet Elçisi olarak seçilerek, insan ticaretinin kurbanlarına dikkat çekmekle görevlendirildi.
Nadia, yaşadığı acılardan sonra bir süre önce Almanya’da nişanlandı. 20 Ağustos’ta Twitter üzerinde paylaştığı nişan fotoğrafı ile birlikte bir not da düşmüştü: “Halkımızın mücadelesi bizi bir araya getirdi ve birlikte bu yolda devam edeceğiz...”