Her fırsatta kadın öznelliği ve tarihsel mücadele izleğini “suç” sayıp teşhir eden ataerkil zihniyet kodlamaları ve saldırıları gündemini kaleme alan gazeteci ve kadın aktivisti Songül Ömürcan, anasoyluluğun, kadından tüm topluma geçen bir tarihsel soy aktarım süreci olduğu tespitini yaptı. Ömürcan, ataerkilliğin ise ancak toplumsal ve sistemsel kölelik ve sömürüyle mümkün olduğunu hatırlattı.

‘DÜNYAYI DÖNÜŞTÜREN GÜCÜZ’

Yakın tarihin 8 Mart’larını yorumlayan Nazan Üstündağ, yaşam hakkını ve kadın bedeninin ayrılmaz parçası olan üreme hakkını savunan kadınların örgütlendikçe, kadın özgürlüğü ile devletsiz toplumsallık arasındaki ilişkiyi daha güçlü kurduklarına dikkat çekti.

8 Mart’ın tarihçesini hatırlatan Roza Metîna da kadınların güne dair umut, beklenti ve taleplerini yazdı. 192. sayıda, 8 Mart vesilesiyle kadın aktivistlerin Türkiye cezaevlerinde rehin tutulan siyasetçi kadınlara yazdığı mektuplara da yer verildi.

ABDULLAH ÖCALAN: KADININ BAHARLAŞMASINA BİN SELAM

Forum sayfasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 2000’ler sonrası kadın mücadelesine dair değerlendirmeleri yer aldı. Abdullah Öcalan’ın “Kadınların özgürlüğüne, onuruna inanıyorum, bunun yılmaz savunucusuyum!” sözünün hatırlatıldığı makalede şu tespitlere yer verildi: “Uygarlığın karanlık çağlarında kadın derin bir yokluğu yaşamıştır. Siyaset ve sömürüye dayalı sistemleri, kadının köleleşme sürecini inceleyerek derinleşmenizi, kendinizi adeta yeniden yaratmanızı diliyorum. 2000’li yıllarda kadının baharlaşma ve özgürlük çiçekleşmesine bin selam diyorum. Kimliğim budur, formasyonum budur, kadına bakışım budur.”

BARTOLİNA SİSA KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞUYOR

Çokuluslu Bolivya’da 20 Kasım 2020’de kurulan “Kültürler, Sömürgesizleşme ve Ataerkilsizleşme” Bakanlığı’nın tanıtım yazısını Dilan Bozgan hazırladı. Bakanlık bünyesinde “isimleştirilen” ve “kurumsallaştırılan” bu kelimelerin arkasında, uzun soluklu bir kadın mücadelesi tarihinin olduğunu hatırlatan Bozgan, “Bartolina Sisa’nın (1700’lerin sonlarında İspanyol işgaline karşı kahramanca savaşan kadın lider) küllerinden yeniden doğduğuna tanık olmaktayız” tespitinde bulundu.

UNUTULMUŞ ÜLKE VE GELİN YATAĞI

Zerya Gül ise “Kadın cinselliği politikaları üzeri kurumsallaşan ataerkillik” dizi yazısının bu ayki bölümünde mitolojideki cinsel kırılmayı konu alıyor. Gül, cins çelişkisi ve bu çelişkinin kullanımı üzerine kurulmuş cinsiyetçilik ideolojisi çözümlenmeden, özgür toplumsallığın, kadın-erkek doğasının ve cinselliğin gelişmesinin, yaşanmasının mümkün olmadığı tespitini hatırlatıyor.

‘KADINLARIN ÖZSAVUNMA AĞLARI’

10 Şubat’ta Garê alanına yönelik gerçekleştirilen işgal saldırısı ve sonuçlarını analiz eden gazeteci Gulistan Çiya Îke de YJA STAR gerillalarının özsavunma savaşındaki rolünü hatırlattı. Kadınların işgale hayır dediklerini hatırlatan Îke, yaşamın her alanında kadınların özsavunma ağlarının örgütlendirilmesi ihtiyacına dikkat çekti.

'DÜNYAYI EKOFEMİNİSTLER KURTARACAK!'

Gazeteci Güler Yıldız’ın yaşam savunucusu ve Ekoloji Birliği Eş sözcüsü Süheyla Doğan ile “ekofeminizm”e dair yaptığı söyleşi de Mart sayısında yer aldı. Kadın ve doğaya yönelik baskıların birbirinden bağımsız olmadığı, her ikisine yönelik saldırganca hükmedici tutumların belli-failinin aynı olduğu hatırlatmasının yapıldığı söyleşide, ‘Dünyayı ekofeministler kurtaracak!' tespiti yer aldı.

‘KİRMANCKÎ İLE PERSPEKTİFİM DEĞİŞTİ’

Hollandalı ses sanatçısı Nadia Visser’in Kürdistan’a uzanan müzik yolculuğu hikayesi de yeni sayıda yer almakta. Roştiyam Munzur’un sorularını yanıtlayan Visser, Kürtler ve Kirmanckî müzik ile tanışması sonrası yaşam perspektifinin değiştiğini aktardı. Yeni bir albüm hedefinin olduğu bilgisini veren sanatçı, bu yeni projede şiddete maruz kalan kadınlara yol gösterecek ve ilham verecek bestelerin de yer alacağını aktardı.

ERİVAN RADYOSU DENGBEJLERİ

Mart sayısında, Erivan radyosundaki kadın dengbêjlerin sesi, Kürt müzisyen Bermal Çem’in kaleminden yükselirken, gerilla Besê’nin çizimleri ise Gulan Avrêl’in kalemiyle dile geliyor.

Jineolojî kategorisinde ise bu ay Başûrê Kürdistan’daki jineolojî çalışmalarına dair detaylar yer almakta.

KADIN MÜCADELESİNDE İZ BIRAKAN İSİMLER...

10 Ocak’ta İsviçre’de yaşamını yitiren kadın mücadelesi aktivisti Cennet Bal Tunç ile İranlı savaşçı Gerdaferîd ve Avusturyalı feminist yazar, ressam ve müzisyen Rosa Mayreder’in biyografileri de Newaya Jin’ın 192. sayısında yer aldı.

14 Haziran 2017’de Zagros’da yaşanan bir çatışma ve bombardımanda şehit düşen Dilan Aslan’a (Dilpak Evîndar) dair anı yazısını kaleme alan Eylem Xelîkan, Dilpak’ı ‘Bir sevgi damlası’ olarak tanımladı.

KAKTÜS ÖLDÜREN ‘ERKEKLİĞİ’ İRDELİYOR

“Sağlık”tan “Bilim”e farklı ve renkli içerikleri bulabileceğiniz Mart sayısında Kaktüs ise, “kader” diye kadınları katleden, şiddet, tecavüz ve her türlü kötü muameleye maruz bırakan “erkekliği” irdeliyor.