Newaya Jin'in yeni sayısı "Bu Yüzyıl Bizim" manşetiyle çıktı

Newaya Jin yazarları, kadın mücadelesi, eylemleri, kazanımları ve gelişmelerini değerlendirdikleri Aralık sayısında 2022’nin panoramasını çıkardı.

Newaya Jin’in 2022 son sayısı (Aralık) “Bu Yüzyıl Bizim” manşetiyle çıktı.

Manşete çekilen içeriğin yazarı Ronahî Serhat. Kadınların yılın ilk gününden son ayına kadar büyük bedeller vererek kesintisiz eylem halinde olduklarına işaret eden Ronahî Serhat, sokaklarda, zindanlarda, dağlarda insan iradesinin sınırsızlığını ortaya koyarak direnen kadınları selamlıyor. İmralı işkence sisteminden kimyasal silah kullanımına duyarsızlığıyla gündeme gelen OPCW’ye, çöküşün eşiğine gelen faşist AKP-MHP iktidarının son çırpınışlarından NATO, BM ve AB ortaklığıyla Kürt halkına karşı yürütülen insanlık dışı savaşta gerillanın muhteşem direnişine, Rojava ve Rojhilat’taki son gelişmelere kadar geniş bir çerçevede değerlendirmelerde bulunuyor.

Ronahî Serhat, Berlin Konferansı’na ise ayrı bir başlık açmış. “2. Uluslararası Kadın Konferansı 2023 mücadele yılı açısından bir planlama niteliğinde” belirlemesi yapan Ronahî Serhat, “Berlin kadın buluşması, küresel kadın mücadelesinin etkinliği ve rolü bakımından bir dönüm noktasıdır” diyor.

BİZİM DEVRİMİMİZ

II. Uluslararası Kadın Konferansı’nı Haskar Kırmızıgül, Nazan Üstündağ ve Nilüfer Koç (Kürtçe) da genişçe ele alıyor.

“Bizim Devrimimiz” başlığını kullanan Haskar Kırmızıgül, konferansa giden yolları ve tüm kavşaklarında yaşadıkları kadın ortaklaşmalarını, zorluklarını, duygu yoğunluğuyla harmanlayarak yazıyor. “Bizler erkek egemenliğinin gücüne ve güzelliğine tahammül edemediği, korktuğu, savaş açtığı ve yenemediğiyiz. Bu, Bizim Devrimimiz!” diyen Kırmızıgül, şu cümlelerle de yılları bulan emeği özetliyor: “Abya Yala’dan Ortadoğu’ya, Kuzey Amerika’dan Asya’ya kadar tanıdıktı yüzler. Kürt kadın hareketi ve jineolojînin ulaştığı yere gelecek düşünü taşımasıyla bağlantılıydı.”

JIN JIYAN AZADÎ’NİN ENTERNASYONALİZMİ

Nazan Üstündağ da konferansı dünyadaki enternasyonalist arayışla ele alarak şu tespiti yapıyor: “2. Uluslararası Kadın Konferans’ında bambaşka bir enternasyonalizm arzusu ortaya çıktı. Alternatif bir hayat düşleyenlerin ekolojist enternasyonalizmi. Jin Jiyan Azadî’nin enternasyonalizmi.”

Nilüfer Koç ise bu konferansla Kürt kadın özgürlük hareketinin tarihi bir sorumluluk üstlendiğine dikkat çekerek, şunun vurguluyor: “Bu konferansla Rosa Lüxemburg ve Clara Zetkin’e kadın özgürlüğünün müjdesi verilmiştir.”

Yurdusev Özsökmenler,  Erdoğan rejiminin 2022’deki kadın ve toplum düşmanlığına odaklanıyor. Şiddetin çetelesini paylaşan Özsökmenler, toplumsal cinsiyet eşitliğinde son sıralara gerileyen Türkiye gerçeğine dikkat çekiyor. Tüm cinayet ve saldırılara rağmen kadınların iradesinin kırılmadığına, aksine birlikte mücadele etme kararlılığındaki kadınlara işaret ediyor.

Bu sayıdaki Forum sayfasında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Demokratik ve ekolojik toplum” değerlendirmelerine yer veriliyor.

KURDISTAN’IN DÖRT PARÇASI

Heja Zerya, “Sel olup akan kadınlar” başlığı altında Rojava’da ana-kadın kültürü ile örülen devrimin yıl içerisindeki kazanımlarını işlerken, Rojbîn Ekîn de Kürtçe kaleme aldığı yazısında gerilla direnişine değinerek uluslararası kuruluşların kimyasal kullanımı karşısındaki sessizliği ve ortaklığını eleştiriyor.

Çîmen Aras, Rojhilat’ta iki ayı aşkın süredir devam eden Jîna ayaklanmasına öncülük eden kadınların “Jin jiyan azadî” ile dünyalaştığını, kadın devriminin İran’da filizlenmeye başladığına dikkat çekiyor.

Nurhaq Gulbahar ise Güney Kürdistan’daki gerilla direnişi ve Rojhilat’taki gerici zihniyeti kadınların yerle bir ederek, özgürlüğe yürümesini anlatıyor.

Roza Metîna da Bakûrê Kurdistan’da yıl içerisinde öne çıkan ana dil etkinliklerini, tecridi, 8 Mart’ı, İstanbul Sözleşmesi’ni, Adalet Nöbetleri’ni, kadına yönelik şiddeti ve “Jin Jiyan azadî” öncülüğünde direnen kadınların mücadelesini yazıyor.

EKOLOJİ VE EDEBİYAT

Ekoloji köşesinde bu ay Güler Yıldız, “Kürdistan: Görülmeyen, duyulmayan yangın” başlığıyla ekoloji mücadelesinde dahi Kürtlerin ve coğrafyasının terörize edilmesini işleyerek “Ekolojistin ırkçısı olur mu?” dişe soruyor.

Newa’nın Aralık sayısında ayrıca Türkçe-Kürtçe Portre yazılarının yanı sıra Feride Alkan, “Yaşayan ruhumuz, kavga için çarpan yüreğimiz” başlığıyla şehadet gerçeğini anlatıyor.