Newrozlaşan kadınlar: Tarihe yeni bir sayfa açtılar

Zalim Dehaq’ın zulmüne karşı özgürlük ve direniş ateşini simgeleyen Newroz’u bedenleriyle büyüten Kürt kadınlarından Zekiye Alkan, Rahşan Demirel, Bedriye Taş, Nilgün Yıldırım, Sema Yüce ve Elefteria Fortulaki, direniş tarihine yeni bir sayfa açtı.

Tarihi bin yıllara dayanan Newroz’un coşkusu, geçen zamana karşı hiç dinmedi. Demirci Kawa, her dönem halkın zalimlere karşı verdiği mücadelenin simgesi olurken, Dehaq da karşısında mücadele edilecek zalim oldu. Zalime karşı mücadele devam ederken, yaşamını bu uğurda yitiren nicelerin hikayeleri ise miras kaldı. 

Newroz’u bedenleriyle büyüten Kürt kadınlardan Zekiye Alkan, Rahşan Demirel, Bedriye Taş (Ronahî), Nilgün Yıldırım (Bêrîvan), Sema Yüce ve Elefteria Fortulaki gibi... Halkların direniş tarihinde yeni bir sayfa açtı. 

‘NEWROZ ATEŞİ İNSAN BEDENİ İLE YAKILIR’

Özgürlük meşalesini devralan Zekiye Alkan, 1990'da Amed Surları üzerinde, Newroz'un tarihsel bilgisi ile hareket ederek baskı ve zulme karşı bedenini ateşe verdi. Alkan, "Newroz ateşi odunla değil, insan bedeni ile yakılır" sözü ardıllarına cesaret ve fedakarlık örneği olurken, Kürtler ve Kürt kadınları için de bir manifesto haline dönüştü. Kürt kadın hareketinde sıçrama yaratan Alkan’dan sonra milyonlar, "Zekiye Alkan’ın yurduna hoş geldiniz" diyerek Newroz kutlamalarına katıldı.

KADİFEKALE

1992 yılında Cizre ve Nusaybin'de devlet tarafından yasak getirilen Newroz kutlamalarına saldırı sonucu 94 kişi yaşamını yitirdi. Bu baskı politikasına karşı, İzmir’e göçertilmiş 17 yaşındaki Rahşan Demirel, Newroz günü Kadifekale’de bedenini ateşe vererek, Kürtlere direnişin dışında yol kalmadığının mesajını verdi. "Ben Kadifekale'de kendimi Newroz yapıyorum. Mardin, Cizre ve Nusaybin'e cevap olmalıyız" diyerek metropol çeperlerine taşınmış Kürtlerde bilinç sıçraması yarattı.

'EĞER ÖZGÜRLÜK KOLAY OLSAYDI....'

Türkiye içinde yaşanan baskı, göç, şiddet aynı zamanda Avrupa’nın merkezinde de Kürtlere karşı yekpare baskı politikası yürütülüyordu. ‘94 yılında Almanya’nın Mannheim kentinde  Ronahî ve Bêrîvan ele ele vererek dünyayı sarsan bir eyleme imza attılar. Taş ve Yıldırım'ın eylemi sonrası Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, "Eğer özgürlük kolay kazanılacak bir şey olsaydı Ronahî ve Bêrîvan bedenlerini ateşe vermezdi" değerlendirmesinde bulundu.

8 MART’TAN NEWROZ’A 

Çanakkale Cezaevinde tutuklu bulunan Sema Yüce, 1998 iç ihanete karşı bedenini ateşe verdi. Yüce, ardında bıraktığı mektup ile Kürt kadınlara yeni bir kılavuz oldu. Yüce, "Aklım, yüreğim ve bedenimle 8 Mart'tan Newroz'a bir köprü kurmak istiyorum. Çağdaş Kawa, Mazlum Doğan ve bütün şehitlerin iyi bir öğrencisi olabilmek için, Zekiye gibi yanmalı, Rahşan gibi Newroz olmalıyım. Newrozlaşan şehitlerimiz Bêrîvan, Ronahî, Mîrza Mehmet ve Eser'in yolundan yürümeliyim" diyerek eylemini anlattı.

ELEFTERIA FORTULAKI

Kürt halkı ve kadın özgürlük mücadelesinden etkilenen Yunan enternasyonalist devrimci Elefteria Fortulaki (23), 24 Mart 2006'da bedenini ateşe vererek Kürtlerin mücadelesine ses verdi. 2 çocuk annesi Elefteria ardında bıraktığı mektupta, "Ben Kürdistan'ı da kendi ülkem gibi görüyorum. Yunancayı çok seviyorum, ancak Kürtçeyi de anadilim gibi seviyorum. Anne, halkların kardeşliği çok güzel bir şey. Kürt halkı halkların kardeşliği için mücadele ediyor. Zekiye Alkan, Sema Yüce, Ronahî, Bêrîvan ve Rahşan Demirel gibi ben de bu yıl Newroz'u kutluyorum ancak biraz geç kaldım. Onların kararlılığı Kürt ve Kürdistan halkını daha da güçlendirdi” dedi.