Cizre’de sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra özel hareket timlerinin saldırısı karşısında zılgıt çekerek, halk direnişinin ön saflarında yer alan siyah çarşaflı kadınlar, "Özgürlük için bedenimizi siper edeceğiz" dedi.
FERHAT ARSLAN
ŞIRNAK
Perşembe, 17 Eylül 2015, 07:02
Cizre’de sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra özel hareket timlerinin saldırısı karşısında zılgıt çekerek, halk direnişinin ön saflarında yer alan siyah çarşaflı kadınlar, 1990’lı yıllarda da halka dönük uygulamalar karşısında boyun eğmediklerini dile getiriyor.
Mem ile Zin efsanesinin yaşandığı 1500’li yıllardan bu yana ‘Zin’in yasını tutmak amacıyla karaya bürünen Cizreli kadınlar, tarih boyunca zulme karşı başkaldırı geleneğini sürdürüyor. Zin’in babası Botan beyi Mir Zeynidin’in verdiği kararı protesto etmek amacıyla karalara bürünen Cizreli kadınlar, ‘din’ figürü olmadığına dikkat çekilerek, “Ne zaman topraklarımızda özgürce yaşam şansı bulursak işte o zaman yöresel kıyafetlerimizi giyeriz” diyorlar. 1990’lı yıllarda Cizre’de ‘PKK’lilerin çarşaf giyerek eylem yaptığı’ gerekçesiyle kadınların bere takmalarına yasak konulurken, birçok kadının çarşafını çarşı ortasında üzerinden alan askerler, kadınların çarşaflarını yırtıyordu. Buna karşı yas sembolünden vazgeçmeyen Cizreli kadınlar, özel hareket timlerinin kovaladığı bir kadın, kendisini panzer paletlerinin altına attıktan sonra bu uygulamanın sona erdiği söyleniyor. Cumartesi anneleri eylemlerinde, basın açıklamaları ve mitinglerin en ön saflarında yerini alan Cizreli peçeli kadınlar, öz yönetim ilanından sonra da mahallelerinde direnişin en ön saflarında yerini alıyor.
Botan halkının kadim bir halk olduğunu söyleyen peçeli kadınlar, Kürtlüğünden taviz vermeyeceklerini ve Kürt halkı özgür bir ortamda yaşam şansı bulduğu gün karalar yerine renga renk yöresel kıyafetleriyle alanlara çıkacaklarını söylüyor. Peçeli kadınlar, ANF’ye konuştu.
Hicret Duman: Devlet 9 gün boyunca tanklarıyla, toplarıyla bize saldırdı. Bu Cumhurbaşkanı hepimizi ‘kafir’ olarak görüyor. Ama onun gibi çok acımasız Cumhurbaşkanları gördük, bir 30 yıllık geçmişe göz atsın asil Botan halkı ne zaman teslim olmuş? Bundan sonra da teslim olacağımızı düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Kürt halkı artık teslim olmayacaktır, günlerce ağır silahlarla evlerimize saldırdılar, onlarca insan katlettiler ama biz buradayız, biz Cizre’yi terk etmedik ve terk etmeyi de düşünmüyoruz. Bu halka saldıran bir tek insanı yanlarında görebiliyorlar mı? Cizre’de bir dolaşın tek bir insan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rahmet okuyor mu? Eğer biz onlara zulüm ediyorsak Allah bunun hesabını bizden sorsun, ama zulmü, inkarı bu devlet yapıyor. Tank ve toplarına karşı direnen çocuklarımız var, biz ya şereflice burada yaşayacağız ya da devletin tankı da var uçağı da var. Gelsin hepimizi bombalasın. Tam 500 yıldır Cizreli kadınlar yas ve matem içerisinde bir yaşam geçirdi. Zin’in öldürülmesine neden olan Botan Mir’ine karşı Cizreli kadınlar başkaldırmış, bir de bu işgalcilere mi boyun eğecek?
Habibe Nas: Cizre’nin yerlileri karaya bürünür ama biz Müslümanlığı suiistimal eden peçeli kadınlar değiliz, Zin’in yasını tutan ninelerimiz, kendi siyah giysisini yeni nesillere devrederek bugüne kadar gelmiş. Onun için Cizre’nin peçeli kadınları tüm direnişlerde en ön saflardadır. 1992 Newroz’unda da en ön saflardaydık, bugün de en ön saflarda yerimizi alıyoruz. Kültürümüzü, dilimizi inkar eden bu devlet, üstüne üstlük karşısındaki düşmanmış gibi acımasızca saldırıyor. 23 yıl önce bize saldıranlar eğer sesimizi duysaydı bu savaş bugüne de gelmeyecekti. Devlet eğer bugün yaptığı hataların farkında değilse ve halkı öldürmeye devam ederse yarın yeni nesil sadece Kürdistan’ı değil, tüm Türkiye’de büyük bir facia yaşanacak. Biz biliyoruz devletin bu saldırıları karşısında elimizi havaya kaldırmasak ve teslim olmazsak acı çekebiliriz, belki çok insanımızda ölebilir ama artık yeter, êdi bese, ya hepimizi öldürsünler ya da insan gibi yaşamımızı sürdürmek için direnmeliyiz. Çok şükür ölüm pahasına da olsa şu saate kadar geri adım atmış değiliz.
Metha Bilir: Cizre’de sokağa çıkma yasağı sürecinde halkımız yediden yetmişe özel timlere karşı direniş içerisindeydi. Elinde taşı sopası, tüfeği olan vardı, bir de sadece zılgıt çekenler var. Biz kadınlar direnen çocuklarımıza gece gündüz demeden zılgıt çekerek destek verdik. Cizre’nin peçeli kadınları bundan sonra da boyun eğmeyecek. Allah şahittir biz o Saray’daki diktatörün zulmü karşısında diz çökmeyeceğiz. Cizre’de tek bir genç sağ bırakmasalar da biz kadınlar top ve tanklarının karşısına çıkıp bedenimizi siper edeceğiz. Bunlarda kültür, ahlak diye bir şey yok. Tamam, öldürdünüz peki utanmadan tüm dünya karşısında 40 derecede çocuklarımızın cenazelerini neden defnetmemize izin vermediniz? Bizim hiçbir halkla sorunumuz olmadı ve bundan sonra da asla olmaz, Botan toplumu asaletli bir toplumdur ama o Saraydaki asla bizim kardeşimiz olamaz, bizim din kardeşimiz hiç olamaz. Çünkü Müslüman olan bir insanın cenazesinin gömülmesine izin vermeyecek kadar dininden uzaklaşmış birisidir.