Rehin tutulan kadınlar için eylemler yapıldı
Tutsak kadınların özgürlüğü için Amed'de yürüyüş, Mersin'de cezaevi önünde açıklama yapıldı.
Tutsak kadınların özgürlüğü için Amed'de yürüyüş, Mersin'de cezaevi önünde açıklama yapıldı.
Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) öncülüğünde kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında tutsak kadınlar için yürüdü.
AMED
Amed'in Kayapınar ilçesinde tutsak kadınlar için yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe Tevgerên Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Adalet Nöbetine katılan aileler, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) üye ve yöneticisi kadınlar, Medeniyetlerin Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Aileler ile Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA DER) ile kentteki bazı kültür ve sanat kurumlarından kadınlar katıldı.
Taşıdıkları "Hasta tutsaklara özgürlük" pankartı arkasında yürüyüşe geçen kadınlar sık sık “Bijî berxwedana zindana” (Yaşasın zindan direnişi) sloganı attı.
Yürüyüş sonrasında açıklama yapan TUAY-DER Amed Şube Eşbaşkanı Güler Yüksekbağ, "Dışarıda kadınlara uygulanan psikolojik, ekonomik, fiziksel, cinsel şiddet cezaevlerinde de devam etmektedir. Fakat buna karşı kadınlar dışarıda ve cezaevlerinde ataerkil zihniyete karşı mücadele etmekte” dedi.
Tutuklu bulunduğu Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde sistematik işkenceye maruz kalan ve katledilen Garibe Gezer’in yaşadıklarını hatırlatan Yüksekbağ, “Gezer’in maruz kaldığı insanlık dışı cinsel işkence erkek egemen aklın kendini yeniden inşa etme çabasının bir ürünüdür. Gezer’in yaşadığı işkenceye dair başlatılan soruşturma ise savcılık tarafından takipsizlik kararı verilerek kapatılmaya çalışılmaktadır. Garibe Gezer’in verdiği mücadeleyi sahiplenerek kadın kırımına karşı olduğumuzu belirtiyor, özgür kadın ve toplumu savunuyoruz” diye konuştu.
Cezaevinde kadınların yaşadıkları hak ihlallerinin artarak devam ettiğini söyleyen Yüksekbağ, “Cezaevlerindeki kadınlara dönük çıplak arama uygulamaları, odaların kameralarla izlenmesi, keyfi disiplin cezaları verilmesi gibi birçok sorun artarak devam etmektedir. Cezaevlerinde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretilememiş olup aksine son dönemde bu ihlallerin artmasına neden olan İnfaz Kanunu kapsamında birçok kadın tutsak tahliye tarihleri gelmiş olmasına rağmen disiplin cezaları gibi bahaneler ile tahliye edilmemektedir” diye belirtti.
Yüksekbağ, demans teşhisi konan Aysel Tuğluk’un durumuna da dikkat çekerek, şunları söyledi: “Tuğluk şahsında tüm hasta kadın tutsaklar bir an önce tahliye edilmelidir. Cezaevlerine yönelik gerçekleştirilen bu saldırıların sistematik bir akla hizmet ettiğini biliyoruz. Tüm hasta tutsaklara dönük bu saldırılara ve baskılara karşı her koşulda kadın mücadelesini yürütmeye devam edeceğimizi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde de tüm tutsakların sesi olacağımızı, aynı inanç ve kararlılıkla kadın özgürlüğünü haykırmayı sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”
MERSİN
Çukurova TUAY-DER ile TJA öncülüğünde Tarsus Kampüs Cezaevi önüne yakın bir noktada açıklama yapıldı. Eyleme HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar ile Barış Anneleri’nin yanı sıra, Adana ve Mersin DBP, HDP il ve ilçe örgütleri, HDP Gençlik Meclisi ve Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER) ile onlarca kişi katıldı.
“Em faşizme tek bibin tecridé bişkinin” ile “Ji dayikén jir én Mezopotamya Hezar Silav Ji Zindanan re hezar silav” pankartının açıldığı eylemde, “Biji berxwedana zindana”, "Aysel Tuğluk onurumuzdur”, sloganları atıldı.
HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar, karşı karşıya kaldıkları rejimin Kürt düşmanı bir rejim olduğunu söyledi. Dündar, Kürtlere yönelik hak ihlallerinin sadece cezaevlerinde değil, toplumun her alanında yaşandığına dikkat çekti. Dündar, “Bakın sadece iki ayda Türkiye cezaevlerinde 7 siyasi tutuklunun cenazesi çıktı. Hala da ölüm sınırında bekleyen siyasi tutuklu hastalar var. Bu hasta tutukluların tedavileri yapılmadığı gibi, infazları yakılıyor. Kürtlerin tutuklanması serbest ama hastalıkları kritik seviyelere gelen siyasi tutukluların serbest bırakılması yasak” şeklinde konuştu.
Dündar bir ülkede demokrasi olup olmadığını öğrenmek için o ülkenin cezaevlerine bakılması gerektiğini söyleyerek, “Kürt sorununu iyi anlamak istiyorlarsa, cezaevlerine baksınlar. Çünkü Kürt sorunu cezaevlerinden çıkmıştır. Bugünde tutuklular üzerinde tecrit söz konusu. Bu yüzden de diyoruz eğer Kürt sorunun çözmek istiyorlarsa, öncelikle yüzlerini cezaevlerine dönsünler” dedi.
İMRALI TECRİDİNE TEPKİ
Dündar, Türkiye’de insan haklarının ortadan kaldırılma sürecinin İmralı’ya uygulanan hukuksuzlukla başladığını ifade ederek şunları söyledi: “İmralı üzerinde başlayan tecrit, daha sonra tüm topluma yayıldı. Böylece insanların temel hakları ellerinden alınmış oldu. Çünkü ülkenin kanunları İmralı’ya göre çıkartılıyor, Kürt tutsaklar için çıkartılıyor. Onun için her yerde dedik bir kez daha diyoruz ki, İmralı tecridi bir savaş kararıdır. Onun için biz diyoruz ki, Kürt sorunu çözümü için öncelik İmralı üzerindeki tecridin kaldırılmasıdır” diye konuştu.
Dündar, Tarsus'taki ve tüm cezaevlerindeki siyasi tutsakların 8 Mart ile Newroz'unu kutladı, "Cezaevlerindeki siyasi tutukluların direnişi bizim direnişimiz, onların başarısı bizim başarımızdır” dedi.