Roussel: Aile, kadın emeğinin erkekler tarafından gasp edildiği bir yerdir

Fransa’nın komünist cumhurbaşkanı adayı Fabien Roussel, kadın-erkek eşitliğine ilişkin politikasını açıklarken, “Aile, kadın emeğinin erkekler tarafından gasp edildiği bir yerdir” dedi.

Fransa’da 10 ve 24 Nisan tarihlerinde yapılacak iki turlu cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Komünist Parti Fabien Roussel, “Aufeminin” medyasına verdiği mülakatta, eğitimde kadın-erkek eşitliği konusundaki programını anlattı.

Cinselliğe ilişkin eğitimin ortaokul ve lisede zorunlu olduğu ancak yaygın olarak kullanılmadığına ilişkin bir soru üzerine Roussel, “Milli Eğitim'in imkan ve siyasi iradesizlikten dolayı uymadığı kanunları uygulayacağım ve eğitimin rıza, eşitlik, bedenlere saygı ve onların vazgeçilmezliği çerçevesinde sistemleştirilmesi yükümlülüklerini tamamlayacağım” dedi.

CİNSİYET YARGILARINDAN ARINDIRILMIŞ BİR TOPLUM

Toplumdaki klişelerin aşılması için anaokuldan, yüksek öğretime ve mesleki eğitime kadar her alanda "toplumsal cinsiyet yargılarından arınmış bir toplum inşa etmek” istediğini kaydeden Roussel, “Kadınların aynı ürün için daha fazla ödeme yapmasını sağlayan pembe vergi sistemine artık son” dedi.

Roussel, şu ifadeleri kullandı: “Bu kalıp yargılar ne kadar erken ortadan kaldırılırsa kamusal alanda, okul kariyerinde, günlük hayatta o kadar iyi eşitlik inşa edilecektir.

PROLETER İÇİN FABRİKA NE İSE KADIN İÇİN AİLE ODUR

Görevleri paylaşmak iyidir, kendiliğinden yapmayı düşünmek daha iyidir. Görev dediğimiz şey, ev içi iştir ve INSEE'ye göre bu 1.000 milyar euroya tekabül etmektedir. Esasen kadınlara dayalı olan ve devlet bütçesinde yer almayan GSYİH'nın yüzde 50'sidir.

Aile, kadın emeğinin erkekler tarafından gasp edildiği bir yerdir. Proleterler için fabrika ne ise kadınlar için aile odur. Sağlık krizi, ev gibi toplum için en önemli sektörlerde ön saflarda yer alan kadınların temel rolünü gün ışığına çıkardı.”

Roussel, şunları ekledi: “Anaokulundan eğitime kadar toplumsal cinsiyet klişelerine karşı mücadeleye ihtiyaç var. Bunun için programlarımız ve tarihimizin öğretimiyle ilgili olarak kadınların toplumsal ve bilimsel ilerlemeye, siyasi ve kurumsal hayatımıza katkılarını daha iyi öğretmeliyiz.”