Şiddete Hayır Forumu'nun yöneticisi Anna Rivina, kadınların, sadece kadın oldukları için dövüldüklerini ya da öldürüldüklerini belirtirken, Avukat ve insan hakları aktivisti Alena Popova'ya göre, kadın "suçlu" ve "erkeği o duruma getirdiği" için, polis cezai işlem başlatmak istemiyor.
Rusya'nın genelinde kaç kadının aile içi şiddet kurbanı olduğunu gösteren bir istatistik yok. Uzmanlar, mevcut durumu sorun olarak nitelendiriyor. Kadın Sivil Toplum Kuruluşları Konsorsiyumu uzmanları, sorunun boyutunu öğrenmek için gönüllülerle birlikte "Işık Algoritması"nı oluşturdu. Bu, belirli bir dönemde kaç kadının aile içi şiddet nedeniyle öldüğü hakkında bilgi topladıkları bir program. Onlara göre, 2020'den 2022'e kadar olan salgın sırasında, Rusya'daki katledilen kadınların yüzde 70'inden fazlası bir eş veya akraba tarafından katledildi.
Rusya'da kadın örgütlerine göre her kırk dakikada bir kadın şiddet sonucu öldürülüyor. Resmi istatistiklere göre 2022 yılında 12 bin kadın şiddete maruz kaldı. Balistik raporlarında, doğrudan cinsiyet ve ayrımcılıkla ilgili olduğu için bu tür şiddeti ayırmak ve suç saymamak geleneksel hal aldı.
ŞİDDETE UĞRAYAN KADIN SUÇLANIYOR
Şiddete Hayır Forumu'nun yöneticisi Anna Rivina, kadınların, sadece kadın oldukları için dövüldüklerini ya da öldürüldüklerini belirtiyor: "Güvenlik açısından pek şanslı değiliz. Bir kadın evde istismara uğrarsa ona, 'Neden evden kaçmadın'; sokakta tecavüze uğrarlarsa 'Evden neden ayrıldınız' diye soruyorlar. Sorumluluğa gelince, genel olarak bir adam kaçırma davası başlatmak genellikle son derece zordur ve bazen bu tür durumlarda saldırganlar cezasız kalır; tam da polis memurlarının bu klişelerinin varlığından dolayı. Çünkü adam kaçırmanın, bir yabancının seni bağlayıp arabaya atması olduğunu düşünüyorlar. Ve eski eşin seni arabaya bindirdiyse, bu sadece bir aile davasıdır. Mağdurların çok sayıda başvurusu hiçbir zaman cezai veya idari dava başlatma noktasına ulaşmıyor. Bu bizim temel sorunlarımızdan biri.
KANITA RAĞMEN DAVA AÇAMIYORLAR
Avukat ve insan hakları aktivisti Mari Davtyan da, "Aile içi şiddet, cinsel şiddet ve taciz, kadınların hayatlarında erkeklerden çok daha sık karşılaştıkları şiddet türleri. Tam da kadın oldukları için…" diyor ve şunları ekliyor: "Merkezimizin istatistiklerine bakarsanız, şiddeti polise bildiren kadınların bir kısmı tıbbi kanıt olmasına rağmen yine de dava açmayı başaramıyor. Mağdurun hukuki yardıma sahip olduğu bir durumda bile, onun güvenliğini korumak son derece zor oluyor. Bu karmaşık bir sorundur. Üstelik bu durum sadece aile içi şiddet vakalarında da yok. Maalesef istatistikler, suç iddialarının yüzde 16'dan fazlasının genel olarak ceza davası açma aşamasına gelmediğini gösteriyor."
2 MİLYON KİŞİDEN DAVA
İçişleri Bakanlığı uzmanları ve resmi istatistiklere göre de Rus kadınlar çoğu zaman aile içi şiddetle karşı karşıya. 2021-2022 yılı itibarıyla 65 bin 543 aile içi şiddet mağdurunun 49 bin 765'i kadın. Avukat ve insan hakları aktivisti Alena Popova, 2 milyon kişi Rusya'da suç olmaktan çıkarılan dayağa karşı davası açtığı bilgisini veriyor. Alena Popova, "Sorunun genel ölçeği 2022 Rosstat anketinde görülebilir ve burada beş kadından biri fiziksel şiddet şikayetinde bulundu. Aile içi şiddet yasası bu sorunu kısmen çözebilir ancak Rusya, böyle bir yasanın olmadığı tek ülkedir. Rusya'da böyle bir yasayı çıkarmak için 46 girişim oldu ama kabul edilmedi" diyor.
Görünüşe göre iktidar, şiddetin bir araç olarak elinde kalmasını istiyor ve mağdurlar her zaman suçlu görülüyor.
Toplumsal cinsiyet stereotipleri, polisin ve mahkemelerin mağduru savunmak için ortaya çıkması gereken bir zamanda bile işe yarıyor. Alena Popova'ya göre, kadın "suçlu" ve "erkeği o duruma getirdiği" için polis, cezai işlem başlatmak istemiyor.
"Öldüğün zaman geliriz" söylemi, Rus polisinin aile içi şiddet karşısındaki tepkisini tanımlıyor.