Kirli savaş politikalarına, baskı, tecrit ve zor aygıtlarına rağmen teslim alamadığı toplumu özel-psikolojik savaşla kadın şahsında teslim almak isteyen AKP-MHP iktidarı, Kürt kadını şahsında toplumun bilincini çarpıtmak, iradesini kırma temelinde saldırılarını sürdürüyor.
AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikalarıyla bir kadın kırımı yaşanıyor ve bu kırım toplum kırım olarak kendisini üretiyor. Erkek egemen zihniyetin gübreliğinde boy veren AKP-MHP iktidarı eril şiddeti sadece üretmiyor, aynı zamanda yönetiyor.
Tüm kirli savaş politikalarına, baskı ve zor aygıtlarına rağmen teslim alamadığı toplumu özel-psikolojik savaşla kadın şahsında teslim almak isteyen iktidar, üniformalı cinsel şiddetle Kürt kadını şahsında topluma yönelik taciz, tecavüz ve fuhşu geliştirirken diğer yandan uyuşturucu kullanımını yaygınlaştırarak toplumun direngen damarı olan kadınlar üzerinden toplumsal yozlaşma ve çürümeyle toplumun bilincini çarpıtmak, iradesini kırmak temelinde saldırılarını sürdürüyor.
Tüm bu saldırılarla içine almaya çalıştıkları korku çemberine karşı kadınlar, özgürlük zamanı kuşanarak örgütlü mücadelesinin açığa çıkardığı direniş kültürünün mirasıyla sokaklardaki mücadelesini sürdürüyor.
Gün yok ki kadın katliamlarına, taciz, tecavüz, çocuğa yönelik cinsel istismar haberleriyle uyanmayalım. Tüm bunlar yaşanırken sus pus olan erkek egemen sistemin kurumları, temsilcileri, katil ve tecavüzcülerin avukatlığına soyunarak faillerin suçları tahrik altında işlediklerini söyleyecek kadar hadsiz açıklamalarıyla onları kollayıp teşvik ettikleri suç ortaklığına açık tanıklık ettiğimiz zamanları yaşıyoruz.
Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu’nun verilerine göre; bu yıl 217 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. 280 kadın cinayetinde, 33’ünün daha önceden polis ya da savcılığa şikayette bulunduğu ya da koruma kararı olduğu ortaya çıktı. 33 kadın yetkililere başvurduğu halde, yetkililerin görevini yerine getirmemesi sonucu erkek şiddetiyle katledildi.
Jinnews’in 2021’de yargının cezasızlık politikalarına, politik kadınlara yönelik tutumlara ve kadın cinayetlerine yer verdiği çetelesine göre; 311 kadın katledildi, 181 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Failler ise korunuyor. İpek Er’in katili Musa Orhan, ot biçen çocuklarına yemek götüren Sürmi İnce’yi katleden uzman çavuş Ali Dalgıran, Van’da Dilan Toptaş’ı aracında katleden gardiyan Halil İbrahim Sert, Mardin Kent A.Ş’ye müdür olarak atanan ve bir kadını fuhşa sürüklemeye çalışan polis Ercan Uysaler, Dersim’de Gülistan Doku’nun kaybedilmesinin birinci sorumluları olarak görülen Zainal Abarakov ve polis babası Engin Y. ise halen serbest ve haklarında herhangi bir karar alınmaması gibi örnekler ortada duruyor.
Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2. sınıf öğrencisi olan Gülistan Doku’dan 5 Ocak 2020’den beri haber alınamıyor. İki yıl geçmesine rağmen Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada herhangi bir gelişme kaydedilmedi. Sivil toplum örgütleri ve Doku Ailesi, “planlı bir cinayete” işaret ederek, soruşturmanın bu yönlü sürdürülmesini talep etse de soruşturmayı yürüten savcılık başta olmak üzere resmi kurum temsilcileri, “intihar” iddiaları üzerinde durdu. Doku’nun en son kaybolmadan bir gün önce görüştüğü, hararetli bir tartışma yaşadığı, kamera görüntülerinde de izlenebilen eski erkek arkadaşı Zainal Abarakov’u evi aranmadı, gözaltına bile alınmadı. O evin taşınmasına da izin verildi.
Yenigün Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Çağla Yolaşan, şüpheli kadın ölümleri ve kadın cinayetlerinin birbirine çok benzediğini belirterek, “Bunlar alelade işlenen cinayet şekilleri değil, hepsinin arkasında sistematik olarak korunan erkek var. Hem bu cinayetlerin işlenmesi hem de bu cinayetler işlendikten sonra faili meçhul olarak kalmasının kökeni ortaktır. Gülistan Doku’nun da bunlardan ayrı olmadığını düşünüyoruz” dedi.