1987 yılı belki de Kürt kadın mücadelesinde bir dönüm noktasıdır. 8 Mart 1987 yılında Önder Apo ilk kadın çözümlemesini geliştiriyor. O çözümlemede 'Köle Kadınla Devrim olmaz!' belirlemesi yapan Önder Apo kadın sorununu kapsamlı ele alıyor.

Yazımızın bu bölümünde Önder Apo'nun 1987 yılındaki kadın çözümlemesi, Önderliğin 19 Ocak 1993’de kongre öncesi perspektif ve 1. Kadın kongresine sunduğu sorulardan kesitlere yer vereceğiz.

KADIN MESELESİ BASİT BİR AHLAK MESELESİ DEĞİLDİR!

Bir kadının devrimcileşmesinin başlı başına bir sorun olduğunun unutulmaması gerektiği belirlemesi yapan Önder Apo; “Doğru dürüst toplum içinde dolaşmasını bile bilmeyenlerin, aile içinde bile doğru dürüst söz sahibi olmayanların, devrimcilik gibi en çok özgürlük isteyen, özgür devrimci militan yaşamı isteyen bir sahada kolay kolay yürümeyecekleri anlaşılırdır. Bunun için eğitim ve örgütlenme, bu işi kendi somut koşulları içinde gerçekleştirmek de önem taşıyor" demektedir.

Önder Apo meselenin basit bir ahlak meselesi olmadığı, sorunun siyasallaşmanın çok kötü ele alınmasından kaynaklandığını belirtiyor ve devamla şunlara dikkat çekiyor;

"Bir militan olması gereken birisi, Parti içindeki kariyeri, Parti içindeki örgütlemeyi, Parti içindeki hiyerarşiyi bu kadar sahtece aşmaya ve kadınlığını öne sürerek kullanmaya çalışırsa, elbette ki bu bir eşitsizlik örgütü olur. Veya bu emeğe dayanmayan bir yükselme olduğu için, bu kişiliğini konuşturmayarak, militanlığını konuşturmayarak sağlamak istenen bir yükselme olduğu için tehlikelidir. Bir de kadınlığını kullanmak yani cinselliğinden biraz yararlanarak bunu yapmak istediği için daha tehlikelidir. Çünkü bizde erkekler bu konuda son derece düşkün. Dolayısıyla bu konuya en azından devrimci bir yaklaşım ve yorumu getirmemiz şarttır.”

YENİ BİR YAŞAM, YENİ BİR TİP!

Önder Apo kadının kendi özgücünün farkına varması için kadının özgün örgütlenmesi gerektiğine inanıyordu. 19 Ocak 1993'te yapılan ilk kadın kongresine sunduğu perspektifinde şu önemli değerlendirmelerde bulunmaktadır;

"Yeni bir yaşamı, yeni bir tipi yaratmakla karşı karşıyasınız.  …Kürdistan'da esas alınacak temel kadın özelliği nedir? Tüm yaşam içinde yerini nasıl bulur? Buna nasıl ulaşılır? Öyle bir kişiliğin oluşması için bütün yönlerden ele alınması gerekmektedir. En temel siyasi çerçeveye, yani yurtseverliğe, halkın gerçeğine, özgürlüğüne, parti gerçeğine, savaş gerçeğine, Önderlik Gerçeğine nasıl bağlı ele alınmalı, onu koymaya çalıştık."

Kadını vatanseverliğin, özgürlüğün, partinin ve Önderliğin tutkunu olarak tanımlayan Önder Apo; "Bunu esas alan bir tip çözümlemesine gidiliyor. Özgürlük burada yakalanıyor. Bu temelde bir sevgi dünyasına açılınabileceği söyleniyor. Ve bu neredeyse formülleştirildi. Şunu da ısrarla vurguluyoruz; düşman bizde sevgiyi imha etmiştir, fiziki, ruhi güzelliği imha etmiştir, kadını imha etmiştir, kadınlığı imha etmiştir!" demektedir.

'SEVGİYE GİDEN YOL ÜLKEYE BAĞLANMAKTAN GEÇER!'

Klasik kadın erkek ilişkilerinden ziyade kadını güzelleştiren eylemleri şu şekilde dile getiriyor;

"Sevgiye giden yol savaştan geçer, savaşın militanlığından geçer! Savaş; partileşmekten geçer, halka bağlanmaktan geçer, ülkeye bağlanmaktan geçer! Ve şunu söyledik; öncelikle bir Kürt kadını olsun, erkeği olsun dört-beş yeni evlilik yapmalı; Vatan evliliği, Halk evliliği, Parti evliliği, Savaş evliliği."

Kürdistan 1. Kadın Kongresine tartışılmak üzere yönelttiği 50'ye yakın soru ve tartışma konularının birkaçı şöyledir;

"1-İslamiyetin kadın üzerindeki etkileri,

2-  Özgürleşmenin neresindeyiz?

3-  İçte ve dışta kadın özgürlük düşmanları kimlerdir, iyi tanıyalım ve teşhis edelim

4-  Sorunun istismarcıları, tabucuları kimlerdir, iyi tanıyalım ve teşhis edelim,

5-  Devrim ve evlilik, devrimci özellikleri irdeleme, eleştirme (koşullar içerisinde)

6-  Devrimci yaklaşımdan kaçanlar kimlerdir?

7-  İnkârcı yaklaşımın sonuçları, güdülerden öteye yaklaşmayanların gerçeği nedir?

8-  Mülk anlayışı ve özgürlük, kadın erkek ilişkisine yansıması,

9-  Mevcut ilişki ne zaman aşılmalı veya reddedilmeli,

10- Erkek egemenlikli yaklaşımın bazı özelliklerinin gerçeğe, yaşama etkisi, kadın yaklaşımının bazı özellikleri,

11- İlişkilerde özgürlük ve kölelik kıstasları, sevgiden uzaklık,

12- İlişkilerde savaş-parti kıstası ne olmalı?

13-Sevgi ve güdü, görev dışında yaklaşım, saygı temelindeki kıstaslar,

1-  İlişkilerde red ve kabul ölçüleri,

15- Saygı duyulabilecek ilişki ve bağlılık nasıl olmalı, başlangıç, gelişim itibariyle"

DAVRANIŞINLA ÖZGÜRLÜĞÜN İFADESİ OL!

Yine Kadın kongresinde gönderdiği bir mesajında Önder Apo şunlara dikkat çekmektedir;

" PKK’lileşmek istiyorsan, savaş gerçeğine yaklaşmak istiyorsan, yapman gereken, bağımsız kişiliğe ulaşmak, özellikle kadına dayatılan kölelikten kurtulmak istiyorsan, aleyhindeki ilişki düzenini aşmak istiyorsan, tepeden tırnağa kadar bağımsız ol, özgür tutumun sahibi ol! Öz iradenin, düşüncenin sahibi ol! Davranışında tamamen özgürlüğün bir ifadesi olsun! Partinin özgürleşme düzeyini bu ilkenin uygulanışına bağlarken, bunu topluma taşır deniliyor…. Partimizde varılan çözüm, şüphesiz hem teoriktir, hem de böylesine küçümsenmeyecek sayıda kadronun bağımsız düşünme ve karar verme gücüdür. Sıkça vurguluyoruz, kadın-erkek ilişkisinin eski biçimleriyle sert bir eleştiriyi ve kabul edilmezliği gösterilirken, onun yerine özgür ilişkiye, onun ortamına, onun biçimine böylesine açıklık getirme, böylesine özgür olma tutumuna elverişli bir ortam sunmak, sağlanılan en büyük gelişme oluyor. Çok kişinin belki de kavramadığı, yüceliğini takdir etmediği bir durumu, bugün bir kadın çalışmasında çok önemli bir gelişme olarak değerlendirmek ve bu düzeyi daha da zenginleştirmek, daha da örgütlemek ve eylemle, yaşamla zenginleştirmek, kadın çalışmalarının en temel bir görevi oluyor."

DEVAM EDECEK